İslam düşünce tarihinde önemli yeri olan şahsiyetlerden biride Şeyhu'l-İslam Takiyuddin İbn Teymiyye'dir. Bir Hanbelî olarak nasscı ehli-hadis geleneğini temsil eden bu fakîhin aklî bir yöntem olan kıyasa münasebeti bu araşdırmamızın esas konusudr. İbn Teymiyye nassların bütün Fıkhî hükümleri kapsadığı fikrini savunmuş, kıyas gibi aklî yöntemlerle elde edilen hükümlerin de aslında nasslarda mevcut olduğunu söylemiştir. Nassların şümulluluğunu, her şeyi ihata edip, her şeye yeteceğini savunan fakihimiz bunun yanında hükümlerin istinbatında, özellikle benzerlerine tatbik etmek için nasslarda var olan illet ve hikmetlerin belirlenmesinde aklın rolünü inkâr etmemiştir. Bu konuda nassların üzrerinde akıl yürütmeyi ve dolayısıyla kıyası inkar eden Zahirî'leri ve Eş'arî kelamının etkisinde kalarak hükümlerde illet ve hikmetleri inkâr eden bazı ehli sünnet ulemasını tenkit etmiştir. İbn Teymiyyen'nin tefekkürünün diğer bir ana teziyse sarih akılla sahih nassın bir-birine zıt olamayacağı fikridir. Bu düşünce İbn Teymiyye'nin kıyas anlayışını da oturttuğu diğer esas zemindir. Ona göre sahih nassın kaynağı İlahi vahiy olduğu gibi sarih akılın da kaynağı İlahîdir. Allah insanlara Kurânı nazil ettiği gibi Mizanı, yani düşünme ölçme duğusunu da insana nazil etmiştir. Her ikisi ilahi kaynaklı olduğu gibi bir-birilerine de ters düşmez, aksine biri diğerini tamamlar. Kıyasda bir akli yöntem olarak bu Mizan'ın ürünüdür. Bu düşünceden hareketle İbn Teymiyye bazı fakihlerin kıyasla elde edilen hükümlerin nassa aykırı ola bileceği iddialarını eleştirmiş, onların bu düşüncesini aksettiren fürudaki bazı birçok konuları ele alarak teker-teker cevaplandırmıştır. Bu tezde İbn Teymiyye'nin fıkıh usulündeki kıyas anlayışı zikrettiğimiz yönleri ile ele alınmış bu konuda detalları ile incelenmiştir. Anahtar kelimeler: ehli-hadis, Hanbelîlik, İbn Teymiyye, illet, kıyas.
One of the important personalities in the history of Islamic thought is Shaykh al-Islam Taqi ad-Din IbnTaymiyyah. The main subject of this research is the attitude of this Hanbalifaqihwho represents the Ahl al-Hadith tradition towards the rational method qiyas. IbnTaymiyyah argued that nasses encompass all Islamic jurisprudence provisions and stated that those provisions which are derived by the rational method qiyas exist in nasses. The faqihreasoned that nasses are all-comprehensive, encircle everything and are enough for everything but he did not deny the role of intelligence in deducing rules (istinbaṭ), especially in determining reasons (illet) and meanings (hikmeh) of nasses to apply tothe analogous. He criticized certain ulama of ahlisunnahwho rejected illet and hikmeh in hadiths being under the influence of Zahiri and Asharikalam which deny reasoning of nasses and qiyas. The other essential thesis of IbnTaymiyyah is that the clear (sarih) intelligence and valid (sahih) nass could not conflict with each other. This thought is the other basis on which IbnTaymiyyah grounded his qiyasunderstanding. According to him, as the origin of valid (sahih) nass is the divine inspiration, the origin of clear (sarih) intelligence is also Allah. As Allah sent Quran to humans, he also sent Mizan, namely, the sense of thinking and reasoning. Because the origin of both of them isAllah, theycannot be in conflict, conversely, they supplement each other. Qiyas is also the outcome of Mizan as a rational method. With this in mind, IbnTaymiyyah criticized the claims of some faqihs that the provisions derived by qiyas could be in conflict with nasses, and responded to the subjects which reflect their thoughts one by one. In this research,the qiyasunderstanding of IbnTaymiyyah in usul al-fiqhis handled with the mentioned aspects and is examined in detail. Key words: Ahl al-Hadith, Hanbalischool, IbnTaymiyyah, illet, qiyas.