Osmanlı tarihi araştırmaları bakımından önemli bir yere sahip olan Bab-ı Asafi'ye bağlı olarak oluşturulan defterlerden biri de şikâyet defterleridir. Önceleri mühimme defterlerine bağlı olmasına rağmen zaman içerisinde gelen şikâyetlerin kolay sınıflandırılması isteği şikâyet defterleri serisinin oluşturulmasına imkân vermiştir. 1649 yılında mühimme defterlerinden ayrılarak müstakil bir forma kavuşan şikâyet defterleri 1752'de müstakil bir yapı haline kavuşmuştur. 1 Bu defterler üzerinde ilk araştırmaların Hans Georg Majer yapmış, 1 ve 2 Numaralı şikâyet defterinin araştırılmasından sonra çok fazla ilerlememiş olması oldukça şaşırtıcıdır. İlerleyen yıllarda Türk akademik camiadan Murat Tuğluca,2 Yasemin Tataroğlu3 ve de Mesut Demir'in4 hazırladığı tezler şikâyet defterlerinin incelenmeye başlanması amacından oldukça hayati bir önem taşımaktadır. Bu bağlamda 9 Numaralı Şikâyet defterinin Türkçeye transkripsiyonu yapılmıştır. Transkripsiyon aşamasından sonra şikâyet metinleri hükümler şeklinde sıralanmıştır. Bu adımlardan sonra şikâyetler konularına göre ayrılarak bir sınıflandırma sağlanmıştır. H.1091-1092/M.1680-1682 yılları arasını kapsayan 9 Numaralı Şikâyet Defteri Osmanlı Devletinin sosyo ekonomik ve kültürel durumunu gösterme amacını da taşımaktadır. Şikâyetlerin neler olduğu, neyi içerdiği ve de ne gibi cevaplar verildiğine yer verilmiştir. Osmanlı bürokrasisinin şikâyetleri ne tür biçimde cevaplandırdığı üstünde gerçekten durulması gerekilen bir konudur. Görsel anlatım kullanılarak hazırlanan bir veride daha iyi bir anlatım yapılması sağlanmıştır. Sadece tek bir şikâyet defterinin transkripsiyon edilmesi ufak gibi gözükse de kendisinden sonra yapılacak çalışmalara bir nevi ön ayak olmayı amaçlamaktadır. Hacim ve kapsam olarak küçük olmasına karşın ilerleyen dönemlerde yapılacak sosyal ve ekonomik araştırmalarda ciddi bir katkı sunması amaçlanmaktadır.
One of the books that was created in connection with Bab-ı Asafi, which has an important place in Ottoman historical researches, is the complaint books. The desire to easily classify the complaints received over time, although it was previously attached to the Mühimme books, allowed to the creation of the series of complaints books. In 1649, the books of complaints were separated from the Mühimme books and they became a detached form in 1752. It is surprising that the initial investigations did not go too far after the investigation of the complaint book 1 and 2 during the period of Hans Georg Majer. The theses prepared by Murat Tuğluca, Yasemin Tataroğlu and Mesut Demir are of vital importance for the purpose of starting to examine the complaints books. In this context, the Complaint Book numbered 9 was transcribed into Turkish. After the transcription phase, the complaint texts were listed as provisions. After these steps, the complaints were separated according to their subjects and a classification was achieved. H.1091-1092 / M.1680-1682 between the years 9 Complaints Book of the Ottoman Empire is also intended to show the socio-economic and cultural status. The complaints, what they contain and what kind of answers are given. How the Ottoman bureaucracy responds to complaints is a matter that really needs to be addressed. vii A better expression is provided in a data prepared using visual expression. Although transcription of only one complaint book may seem small, it aims to be a kind of pioneer for further studies. Although it is small in volume and scope, it is aimed to make a significant contribution to the social and economic researches to be conducted in the future.