Tarih boyunca sınırlar devletleri bölen çizgiler olarak görülmüştür. Fakat bu sınırların çizgisel yapısının yanında farklı devletlerin egemenliğinde bulunan asker, köylü, tüccar vb. toplulukların birbirleri ve etkileşim halinde oldukları kendisine özgü bir hayatın da devam ettiği yapı olarak karşımıza çıkmaktadır. Modern sınırlarının keskin hatları Klasik dönem sınırlarının da bu denli keskin olduğu izlenimini uyandırmıştır. Ancak bu durumun 16-17. yüzyıl Osmanlı-Habsburg serhaddi incelendiğinde bu düşüncenin doğru olmadığı ortaya çıkmaktadır. Her ne kadar sınırlar savaşlar neticesinde keskinleşse de serhad bölgeleri etkileşime açık, birbiriyle ekonomik ilişkiler içerisinde olan, birbirlerini din, dil, kültür bakımından etkileyen toplulukların yaşam alanıydı. Bu sebeple serhad bölgeleri bir yaşam alanı olarak yalnızca askeri bir bölge olarak tanımlanamaz. Dolayısıyla bu araştırma 16-17.yüzyılda Osmanlı-Habsburg sınırlarının Osmanlı tarafının sosyal tarih, dini, kültürel, ekonomik ve gündelik yaşamını ortaya koyacak bir çerçeve ve perspektifte ele almaya çalışılmıştır. Yapılan çalışmada ana kaynak olarak 16 ve 17. yüzyılda yazılan kronik ve sayahatnameler kullanılmıştır.
Throughout history, borders have been seen as lines dividing states. But in addition to the linear structure of these boundaries, soldiers, peasants, merchants, etc. dominated by two different states which continue to live in freedom. The sharp lines of modern boundaries make the impression that the limits of the classical period are so sharp. However, the situation during 16-17th century examining through the Ottoman-Habsburg serhads, it is revealed that this thought is not true. Although the borders were sharpened as a result of the wars, the serhad regions were open to interaction, living in economic relations with each other, living in communities that influenced each other in terms of religion, language and culture. For this reason, serhad regions cannot be defined only as a military area. This study has been trying to discussed in a framework and perspective which will reveal the social history, religious, cultural, economic and daily life of Ottoman-Habsburg borders in 16-17 th century. In this study, chronicles and travel books of 16th and 17th century were used as the main source.