Bu çalışma başlangıcından 1901'e kadarki süreci kapsayan 19. yüzyıl Türk romanının muhafazakârlıkla ilişkisini değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Muhafazakârlık modernleşme ile ilgili bir kavramdır. Batı'da Fransız İhtilali'ne yönelik tepkilerle siyasi boyutta ortaya çıkmış, Batı dışı toplumlarda ise daha çok sosyal ve kültürel alanlarda tartışılmıştır. Modernleşmeyle birlikle gelen değişime radikal bir karşı çıkıştan ziyade onu gelenekle ilişkilendirmeye çalışan muhafazakârlığın siyasetten ilahiyata, felsefeden sosyolojiye, ekonomiden kültüre ve edebiyata uzanan geniş kapsamda bir içeriğe sahip olduğu söylenebilir. Modernleşmeyi kendi tecrübelerinin ötesinde taklit yoluyla hayata geçiren Batı dışı toplumların kendi geleneksel değerleriyle Batı'dan aktarılan yenilikler arasındaki çatışmaları muhafazakâr bir yaklaşımla sentezlemeye çabaladığı görülmektedir. Başlangıcı 18. yüzyıl olarak alınabilecek Türk modernleşmesi, 1839'da Tanzimat'ın ilanı ile hız kazanmıştır. İlk aşamada daha çok teknik alanda sınırlı kalan modernleşme faaliyetleri 19. yüzyılın ortalarından itibaren hayatın her alanında varlık göstermiştir. Geleneksel değerlerin dönüşümüyle yeni bir insan modeli üreten bu süreç pek çok ikiliğe de sahne olmuştur. Eski-yeni çatışması şeklinde özetlenebilecek bu ikiliklere muhafazakâr bir yaklaşımla çözüm üretilmeye çalışılmıştır. Batı kökenli bir tür olan roman da Türk edebiyatına 19. yüzyılın son çeyreğinde dâhil olmuş, ilk örneklerinde daha çok geleneğin etkisini sürdürürken yüzyılın sonuna doğru modern bir biçim ve içerik kazanmıştır. Çalışmanın birinci bölümünde muhafazakâr düşüncenin tanımı, kapsamı ve temaları detaylandırılacak, ikinci bölümde muhafazakârlığın 19. yüzyıl Türk düşüncesindeki karşılığı ve modernleşme sürecindeki etkileri değerlendirilecektir. Roman incelemesini içeren üçüncü bölümde ise ilk iki bölümde kapsamı belirlenen muhafazakârlığın 1872'te Taaşşuk-ı Tal'at ve Fitnat'la başlayıp 1900'de Eylül'le kapanan 19. yüzyıl Türk romanının içeriğine, teknik özelliklerine ve kurgu kişilerine nasıl yansıdığı araştırılacaktır.
This study aims to evaluate the 19th century Turkish novel's relationship with conservatism which covers the period from the beginning to 1901. Conservatism is a notion related to modernization. In the West, conservatism emerged in the political realm with the reactions to the French Revolution, and in non-Western societies it was mostly discussed in social and cultural areas. It can be said that rather than being a radical opposition to the change associated with modernization, conservatism which seeks to relate it to tradition, has a broad content ranging from politics to theology, philosophy, sociology, economy to culture and literature. It is seen that it endeavours to synthesize, with a conservative approach, the conflicts between traditional values of non-Western societies which have implemented modernization through imitation beyond their own experiences, and the innovations transferred from the West. Turkish modernization, whose beginning could be taken as the 18th century, gained momentum with the declaration of the Tanzimat in 1839. Modernization activities, which in the first stage were mostly limited in the technical field, have made it's presence felt in all areas of life since the mid-19th century. This process which produces a new human model with the transformation of traditional values has also witnessed many dichotomies. To these dichotomies which can be summarized as old-new conflict, solutions have been attempeted to be generated with a conservative approach. The novel, which is a genre of Western origin, was included in Turkish literature in the last quarter of the 19th century, and while in the first examples it maintained the influence of tradition, gained a modern form and content towards the end of the century. In the first part of the study, the definition, scope and themes of conservative thought will be elaborated and in the second chapter, the reflections of conservatism in the 19th century Turkish thought and it's influences on the modernization process will be evaluated. In the third section, which includes the novel analysis, how the conservatism, which is defined in the first two chapters, is reflected to the content, technical characteristics and fiction of the 19th century Turkish novel, which started with the Taaşşuk-ı Tal'at and Fitnat in 1872 and closed with Eylül in 1900, will be explored.