Ortadoğu tüm tarihsel süreçte; hem jeopolitik konumu hem de stratejik önemi nedeniyle kilit bir bölge olmuştur. Bu araştırma odağında bakıldığında ise Soğuk Savaş sonrasında ciddi bir kaosa sürüklenen Ortadoğu coğrafyasında ABD ve çevresindeki güç odakları çeşitli politikalar izlemiş ve müdahalelerde bulunmuştur. Soğuk Savaş'ın ardından tek kutuplu Dünya düzeninde başat hale gelen ABD, Ortadoğu'yu bir oyun alanına çevirmiş ve her başkan döneminde yeni bir oyun sahne almıştır. Özellikle 11 Eylül sonrasında ABD, tüm Ortadoğu'yu terörize ederek faaliyetlerini meşrulaştırmak istemiş ve askeri müdahalelerde bulunmuştur. Bu müdahaleler, Ortadoğu toplumlarında ABD karşıtlığını ve radikalleşmeyi körüklemiş, radikalleşme de batıda İslamofobi'yi beraberinde getirmiştir. Bu iki durum birbirini tetiklerken, ötekileştirilen Ortadoğu coğrafyasında radikalleşme eğilimleri her geçen dönem daha da belirginleşmiştir. Ortadoğu politikaları incelendiğinde ABD'nin öncelikle Arap milliyetçiliği ve Baasçı rejimleri tasfiye etmek istediği, demokratikleşme adı altında reform baskısı kurduğu, reform ve dönüşümlerin gerçekleşme konusunda başarısızlık gözlemlense de istikrarsızlık, çatışma ve kaos ortamı yaratılarak pek çok rejimi devirme konusunda başarı yakalandığı söylenebilecektir. Soğuk Savaş döneminde çekişme halinde olan ABD ve SSCB'nin, Soğuk Savaş sonrasında da Ortadoğu'da çekişmelerini çok yoğun olmayan durumlara karşın sürdürdüğü, ABD'nin hamlelerinde Rusya ile yakın rejimleri öncelikle hedef belirlediği görülmektedir. Ortadoğu'daki müdahaleler ve yaptırımların, Ortadoğu toplumlarında aşırılığa neden olduğu ve radikalleşmeyi körüklediği değerlendirilmiştir. Bu açıklamalar bağlamında ise yapılan bu araştırmada ABD'nin Ortadoğu politikasının radikalleşmeye etkileri üç bölüm başlığı altında incelenmeye çalışılmıştır. Araştırmanın giriş kısmında, kavramsal çerçeve, kapsam, önem ve amaç ortaya konulmuştur. Birinci bölümde ise radikalleşme kavramı tanıtılmış, kavramı dönüşümü ve etkileyen faktörler incelenmiştir. Bununla birlikte radikalleşme süreci ve kavram üzerine yapılan kuramsal tartışmalar da bu bölümde değerlendirilmiştir. İkinci bölümde ise Ortadoğu, hem coğrafik, hem stratejik hem de sosyolojik yönleriyle ortaya konulmuş, Ortadoğu'da radikalleşmeyi tetikleyen faktörler incelenmiştir. Üçüncü ve son bölümde ise Ortadoğu'nun ABD için önemi, ABD'nin bölge ile ilişkileri, bu ilişkileri belirleyen faktörler, Soğuk Savaş ve sonrası dönemde ABD'nin Ortadoğu politikası değerlendirilmiş ve İslamofobi'nin radikalleşmeyle ilişkisi ortaya konulmuştur.
The Middle East has been a key region in the entire historical process due to its geopolitical position and strategic importance. In the focus of this research, in the Middle East geography, which has been dragged into serious chaos after the Cold War, the power centers in and around the US have pursued various policies and intervened. The United States, which became dominant in the unipolar world order after the Cold War, turned the Middle East into a playground and took the stage of a new game during each presidential term. Especially after 9/11, the United States wanted to legitimize its activities by terrorizing the entire Middle East and made military interventions. These interventions fueled anti-US and radicalization in Middle Eastern societies and radicalization brought Islamophobia in the west. While these two conditions triggered each other, the tendencies of radicalization in the marginalized Middle East geography became more and more evident. When the Middle East policies are analyzed, it can be said that the US primarily wants to liquidate Arab nationalism and Baathist regimes, put pressure on reform under the name of democratization, and fail to realize the reforms and transformations, but it is possible to create instability, conflict and chaos and create success in overthrowing many regimes. It is seen that the US and USSR, which were in conflict during the Cold War period, continued their conflicts in the Middle East after the Cold War, despite the intense situations, and the USA's moves set a priority target for the close regimes with Russia. Interventions and sanctions in the Middle East have been considered to cause extremism in Middle Eastern societies and fuel radicalization. In the context of these explanations, in this study, the effects of the USA's Middle East policy on radicalization were examined under three chapters. In the entrance of the research, conceptual framework, scope, importance and purpose have been put forward. In the first part, the concept of radicalization is introduced and the transformation of the concept and the factors affecting it are examined. However, the theoretical debates on the concept of radicalization and the concept are also discussed in this section. In the second chapter, the Middle East is presented in terms of both geographical, strategic and sociological aspects and the factors that trigger radicalization in the Middle East are examined. In the third and last part, the importance of the Middle East for the USA, the relations of the USA with the region, the factors that determine these relations, the Middle East policy of the US during the Cold War and the post-war period were evaluated and the relationship between Islamophobia and radicalization was revealed.