İkinci Dünya Savaşı'nın ardından Merkez ülkeleri tarafından uygulamaya konulan, 1980 sonrasında ise ekonomik alanda etkisi derinleşen küreselleşme, bilhassa azgelişmiş/gelişmekte olan ülkelerin ekonomi politikalarını baskılayarak, bu ülkeleri giderek dışa bağımlı hale getirmiştir. Tarım politikaları da ekonomi politikalarının bir parçası olarak bu dönüşümden azami derecede etkilenmektedir. 1980 sonrasında iktisadi kuralsızlaştırma / serbestleştirme mottosu çerçevesinde gelişen sürecin baş aktörlerinin, Dünya Ticaret Örgütü (WTO), Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Bankası (WB) gibi uluslararası kuruluşlar ile birlikte tarladan pazara kadar üretimin her aşamasını ele geçiren Çok-uluslu şirketlerin olduğu görülmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken ve çalışmanın çıkış noktasını oluşturan husus, gelişmiş ülkelerin kendi üreticilerini korurken, azgelişmiş ülkelerden dış ticaret korumalarını ve üretici destek mekanizmalarını kaldırmasını talep etmesidir. Bu görev ise gelişmiş ülkeler adına 'yapısal uyum politikalarını' kullanarak IMF ve Dünya Bankası tarafından yerine getirilmektedir. Türkiye, 1970'lerin sonlarında yaşadığı ödemeler dengesi krizlerini aşamayınca 24 Ocak Kararları ile bu sürecin içine girmiştir. IMF'nin belirlediği 'istikrar programı' çerçevesinde Dünya Bankasından kullanılan 'yapısal uyum' kredileri ile makroekonomik dengeler sağlanmaya çalışılmıştır. Bu zamana dek nispeten kapalı ve sıkı bir kalkınma stratejisi benimseyen Türkiye, bu tarihten itibaren dışa açık, piyasa ekonomisi temelinde şekillenen bir kalkınma stratejisi benimsemiştir. Kendi ihracat portföyünün en önemli kalemi olan tarım ürünlerinden vazgeçme süreci de böylece başlamıştır. Zamanla tarım ürünlerindeki dış ticaret korumalarının ve çiftçinin tarımsal destek mekanizmalarının kaldırılması tarımsal üretimde aşınmaya/bitmeye, tarım sektöründe ise bir çöküşe sebep olmuştur. Günümüz gelişmiş ülkelerinin aynı zamanda en büyük tarım ihracatçısı ülkeleri olduğunun vurgulandığı çalışmada,Türkiye'nin de hem kronik cari açık sorunu olan hem de sanayileşme hedefinde bir ülke olarak, kaynaklarını daha efektif kullanabilmesi için tarım sektörünü ihmal etmemesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Globalization, which was put into practice by the Central countries after the Second World War, and deepened in the economic sphere after 1980, has made these countries increasingly dependent on foreign economies by suppressing the economic policies of underdeveloped/developing countries. Agricultural policies are also highly influenced by this transformation as part of economic policies. In the course of the process of economic deregulation/liberalization in the post-1980 period, multinational corporations that took over every stage of production from field to market, together with leading international actors such as World Trade Organization (WTO), International Monetary Fund (IMF), World Bank (WB) is observed. The point that should be considered here and which is the starting point of the study is that the developed countries demand their protection from foreign trade protection and producer support mechanisms while protecting their producers. This task is carried out by the IMF and the World Bank by using IMF 'structural adjustment policies' Bankası in the name of developed countries. Turkey, where payments in the late 1970s has entered into this process with aşamayın January 24th Decisions by the crisis of balance. Within the framework of the ekonomik stabilization program çalış determined by the IMF, macroeconomic balances have been tried to be achieved through Dünya structural adjustment uyum loans used by the World Bank. So far, relatively closed and tight development strategy adopted by Turkey and outward from that date, has adopted a development strategy formed the basis of the market economy. The process of abandoning agricultural products, the most important item of its export portfolio, has also begun. In the course of time, the removal of foreign trade protection and agricultural support mechanisms of agricultural products caused erosion/loss in agricultural production and a collapse in agricultural sector. Today the developed countries in the study also highlighted that the largest agricultural exporter countries, Turkey is both a chronic current account deficit, which is a problem both towards industrialization as a country of destination, to the conclusion that should not neglect the agricultural sector in order to use more effectively the resources have been reached.