Zorunlu göç hareketleri bazen refah seviyesinin arttırılması ve hayallerin gerçekleştirilmesi, bazen de keyfi sebeplerden dolayı veya bireyin kendine daha yakın hissettiği bir kültür atmosferinde yaşama arzusu gibi nedenlerle gerçekleşebilmektedir. Kendi büyüdüğü ortamdan, kültür ve dilden ayrılarak başka bir ortama göç eden kişilerin göç ettikleri yerlerde yaşadıkları en büyük problemlerden biri kuşkusuz uyum problemidir. Uyum problemi veya bir başka deyişle uyumsuzluk nedenlerinin başında ise dil ve kültür farklılıkları gelmektedir. Günümüzde Almanya örneği ele alındığında uyumsuzluk açısından Türk diasporasının önemli bir örnek teşkil ettiği söylenebilir. Alman egemen zihniyetin Türk diasporasından beklediği uyumun tesis edilemediği görülmektedir. Almanya'daki Türk toplumu Alman toplumunun gözünde entegrasyon konusunda sınıfta kalmıştır. 2001'den bu yana özellikle Batı toplumundaki İslam karşıtlığı ve giderek hoşgörüsüzleşen, gittikçe artan bir ötekileştirici tavır Alman kamuoyunda Müslüman Türkler üzerinde kendini hissettirmektedir. Buna ek olarak Almanya ile Türkiye arasındaki siyasi rekabet bu durumu daha da derinleştirmektedir. Bir taraftan Türk tarafının bu entegrasyon çağrılarını asimilasyon olarak görmesi, diğer taraftan ise Alman tarafının Türkleri entegrasyon özürlü kabul etmesi böyle bir yarayı derinleştirmektedir. Böyle bir durum ortadayken Türkiye'deki seçim süreçleri, Türkiye'nin yurtdışı askeri operasyonları, Almanya'daki seçim süreçleri, Türkiye'nin AB üyeli, PKK sorunları gibi siyasetin hararetli konuları Alman kamuoyunda Türkiye çerçevesinde ele alınmakta ve bunun üzerinden Almanya'daki Türk Diasporası da konulara dahil edilmektedir. Mevcut araştırma tüm bu olgular ışığında çevirinin nasıl bir rol oynayabileceği hususunu araştırmaktadır. Özellikle Alman devlet kanalı ZDF'nin gerçekleştirmiş olduğu yayınlar dikkate alındığında, Alman devletinin Türk diasporasını bilgilendirme ve Alman toplumunda bir görüş oluşturma -Alman Devletinin resmi görüşü- çabaları göze batmaktadır. Bu bakımdan mevcut çalışma özellikle bu tarz girişimlerin yoğunluk kazandığı seçimler, siyasi hamlelerin arttığı askeri, sosyal hareketlilikler döneminde ZDF kanalının çeviri kullanmak suretiyle nasıl bir tavır aldığı; yine çeviriyi kullanmak suretiyle Türk diasporasında nasıl bir algı oluşturduğu hususundaki bir araştırmayı içermektedir
Compulsory migration movements can happen sometimes to increase the level of welfare and fulfill the dreams, sometimes for arbitrary reasons or desire to live in a cultural atmosphere where the individual feels closer to himself/herself. One of the biggest problems experienced by migrants who migrated from their own environment, culture and language to another environment is undoubtedly the adaptation problem. The differences between language and culture are the leading causes of adaptation problem, or in other words, discordance. Considering the German case today, it can be said that the Turkish diaspora is an important example in terms of discordance. It is seen that the adaptation which German sovereign mentality expects from Turkish diaspora cannot be accommodated. The Turkish society in Germany fails to integrate in the eyes of German society. Since 2001, anti-Islamism and an increasingly intolerant, ever-increasing alienating attitude especially in Western society has been felt in the German public over Muslim Turkish public. In addition to that, the political rivalry between Germany and Turkey deepens this situation more. On the one hand, the fact that Turkish side sees these integration calls as assimilation, on the other hand, the fact that German side accepts Turks as integration disabled stalemates the case of both countries. In such a case election process in Turkey, Turkey's foreign military operations, the election process in Germany, Turkey's EU membership, the hot topics of politics such as PKK/KWP (Kurdish Workers Party) problem are handled within the framework of Turkey in German public and via this Turkish Diaspora in Germany is involved in the topics as well. The current research explores how translation can play a role in the light of all these notions. Considering the publications of the ZDF/GSC (Germany State Channel) in particular; the efforts of the German state to inform the Turkish diaspora and to form an opinion in German society - the official opinion of the German state - stand out. In this respect, the existing study particularly focuses on in which such initiatives have been intensified, and how the ZDF/GSC has taken a turn in the period of military, social mobility, where political moves have increased; it also includes research on the perception of the Turkish diaspora by using translation. In this respect, the existing study includes a research on how the ZDF channel has taken an attitude during the period of military and social mobilities, where political moves have increased; especially in elections in which such initiatives are intensified, and again how it creates a perception in Turkish diaspora by using translation.