Kan bağışlarının yetersizliği birçok ülkede toplumsal bir sorun olarak ele alınıyor. Terör tehdidi, doğal afetler ve şehirlerde yaşamını sürdüren geniş kitleler ülkeleri kan bankaları kurmaya sevk ediyor. Türkiye'de kan bağışlama oranları yıldan yıla artış gösteriyor fakat hala yeterli seviyede olduğunu söylemek mümkün değildir. Bu sebeple gerek Türkiye'de gerekse dünyada birçok çalışmalar mevcuttur. Bu çalışmada kan bağışlarının yetersizlik sorunu insanların karar aşamalarına etki eden değişkenlerinin tespit edilmesine dayanmaktadır. Bu tespitin yapılabilmesi için yöntem olarak, Festinger'in "Bilişsel Uyumsuzluk Yaklaşımı"nda belirttiği varsayımlara uygun bir ölçek dizayn edilmiştir. Yaklaşıma göre, insanlar bilişsel alanda uyumsuzluğa düştüklerinde tekrar dengeye ulaşmak için "yeni haklı kılımlar" üretmektedir. Festinger'in tespit ettiği dört haklı kılım yöntemine ilişkin ifadelerin yer aldığı anket çalışmasının sonuçlarında hipotezler doğrulanmamıştır. Hipotezleri temsilen oluşturulan yargı cümleleri katılımcıların kan bağışı eylemine karşı sahip olduğu düşünceleri belirlemektedir. Bu sebeple araştırma gönüllü ve düzenli kan bağışlarının sayısını artırmak için hazırlanacak kamu spotları, halkla ilişkiler faaliyetleri ve bağışçı kazanım kampanyaları için önemli sonuçları içermektedir.
The insufficiency of blood donations is considered a social problem in many countries. Terror threats, natural disasters and large masses living in cities have been prompting countries to establish blood banks. Blood donation rates have been on the rise year by year in Turkey, but it is not possible to say that there are enough yet. For this reason, many studies exist both in Turkey and in the world. In this study, the problem of inability of blood donations is based on the determination of variables that affect the decision processes of people. In order to make this determination, as a method a scale was designed according to the assumptions of Festinger's "Cognitive Dissonance Approach". According to this approach, when people run into contradiction in the cognitive domain, they produce "new justifications" to achieve stabilization. The hypothesis has not been validated in the results of the survey, which includes the statements of four justified methods that Festinger has established. The judgement statements representing the hypotheses indicate the opinions of the participants against the action of blood donation. For this reason, the research includes important results for public spots, public relations activities and donor recruitment campaigns to increase the number of voluntary and regular blood donations.