Nüfus, bazı dönemlerde hızlı artış oranı ile gündemde iken, bazı dönemlerde de belli ülkeler için artış hızındaki düşüşten dolayı üzerinde tartışılan bir konu olmuştur. 18. yüzyıla kadar üzerine söz söylenen düşünce ve fikirler belirtilen nüfus, bu asırdan sonra daha sistematik olarak ele alınmıştır. Ülkeler bu anlamda, nüfusa nitel ve nicel anlamda yön vermek amacıyla nüfus politikaları uygulamaya başlamışlardır. Birleşmiş Milletler'in tanımına göre nüfus politikası; "nüfusun büyüklüğü, artış hızı, mekânsal dağılımı ve nitelikleri gibi önemli demografik değişkenleri etkilemek suretiyle, ekonomik, sosyal, demografik, siyasal ve diğer toplumsal hedeflere ulaşılmasına yardımcı olmak için hazırlanan politika ve programlar" olarak ifade edilmektedir. Günümüze kadar genel olarak ekonomik hedeflere ulaşmak amacıyla uygulanmış olan nüfus politikaları, antinatalist (doğurganlığı azaltıcı) veya pronatalist (doğurganlığı artırıcı) politikalar olarak iki ana başlık altında görülmektedir. Yaklaşık yarım asırdan bu yana yüksek genç nüfus oranı ile övünen Türkiye'de, birçok Avrupa ülkesinde görülen nüfusun yaşlanma olgusunun belirtileri gözükmeye başlaması ile birlikte, nüfus politikaları siyasi ve akademik alanda ele alınmaya başlanmıştır. Bu doğrultuda bazı bir takım uygulamaların yapıldığı da görülmekle birlikte nasıl bir yaklaşım tarzı geliştirilmesi ile ilgili bir fikir birliği oluştuğu söylenemez. Siyasal ve akademik alanda nüfus projeksiyonları farklı açılardan değerlendirilerek konu ile ilgili birçok farklı fikir öne sürülmektedir. Ancak literatürde nüfus politikalarının etkili olabilmesi ile ilgili konuya yalnızca ekonomik değil sosyal bir perspektiften bakılması gerektiği hakkında baskın bir görüş vardır. Bu nedenle Türkiye'de uygulanan nüfus politikalarında sosyal bir yaklaşımın önemi ortaya çıkmaktadır. Bu tezin amacı, 2002 sonrasında iktidara gelen Adalet ve Kalkınma Partisi Hükümeti dönemindeki nüfus politikalarının sosyal politika argümanları çerçevesinde değerlendirilmesi ile birlikte nüfus politikası ile ilgili görüş ve öneriler sunulmasıdır. Çalışmada, Türkiye'de nüfus ile ilgili verilerin temel kaynakları olan TÜİK ile Nüfus ve Sağlık Araştırmasının verilerinin yanında, nüfus politikaları üzerine çalışan, araştırma yapan, kamu çalışanları ve akademisyenler ile yapılan mülakatların, nitel analiz yöntemi sayesinde incelenmesi ve bulguların yorumlanması akabindeki görüş ve öneriler sunulmaya çalışılmıştır.
Population is in the agenda with a fast growth rate in some periods but it has also been the subject of research due to the decline in the growth rate in some periods. Population has been discussed, thoughts and ideas have been stated on until the 18th century and it is discussed more systematically after this century. In this sense, countries have started to apply population policies in order to provide qualitative and quantitative aspects of the population. According to the definition of the UN, the population policy is expressed as "policies and programs which are prepared to help achievement of the economic, social, demographic, political and other social goals by affecting major demographic variables such as the size of the population, growth rate, the spatial distribution and characteristics". Until today, population policies that have been applied in order to achieve economic targets in general are seen under two main headings: antinatalist (reducing fertility) or pronatalist (fertility enhancer). Turkey has been boasting with high youth population ratio for nearly half a century but population policy has started to be addressed in the political and academic fields along with signs of aging of the population seen in many European countries are starting to appear. In this regard, although there are numbers of applications, it cannot be said that a consensus occurs about how to develop an approach. Many different ideas have been suggested on the subject by evaluating population projections from different perspectives on the political and the academic field. However, in the literature, there is a dominant view that the subject should be viewed not only from economic but also social perspective regarding the population policy to be effective. Therefore the importance of a social approach in the population policy implemented in Turkey arises. The aim of this thesis is to provide comments and suggestions about population policies along with an evaluation of population policies from the perspective of social policy arguments during the period of government of "Adalet ve Kalkınma Partisi" which came to power after 2002. In the study, it has been tried to offer suggestions on methods or applications related to population policy implementations after the examination of interviews made with public officials and academics who are studying and engaged in research on population policies and after the interpretation of the findings, besides the data of the TÜİK and Demographic and Health Survey which are the main source of data on the population in Turkey.