Tahvil fiyatları, bir devletin harcama ve gelir kapasitesi ile bağlantısı bağlamında siyasi ve jeopolitik dinamiklerle ilişkilendirilmektedir. Devlet tahvilleri, yurt içinde veya yurt dışında yatırımcılar tarafından temin edilerek, bir devletin yatırım için uygun olup olmadığını incelememizde yol gösterici bir veri sağlamaktadır. Bu açıdan, savaşlar veya politik çalkantıların varlığında kamu harcamalarının yükselebilecek olması nedeniyle; tahvil fiyatlarındaki talep azalışı ve fiyat dalgalanmaları tespit edilebilmektedir. Aynı şekilde, tahvil fiyatları devletin mali yapısı ve genel iktisadi sisteminde ortaya çıkacak düzelmelerin olması durumunda da istikrar kazanabilmektedir. Örneğin, vergi sisteminin etkin hale gelmesi, kamu harcamalarının parlamenter denetim altına alınması veya mali ve idari sistemde yapılan etkili reformlar, yatırımcıların güvenini kazanmışsa, bu durum devlete borç verme isteğini artırarak tahvil talebini ve fiyatlarını yükseltecektir. Aksi halde talep azalacak ve fiyatları düşecektir.
Tezde, Osmanlı İmparatorluğu’nda 1903–1914 yılları arasında gerçekleşen reform ve kurumsal değişimlerin mali ve idari sistem üzerindeki etkisi tahvil fiyatları aracılığıyla incelenmektedir. Bu çalışmanın ana hedefi, Osmanlı İmparatorluğu’nun 1900 sonrasında mali ve idari sistemini düzenlemek için uyguladığı İkinci Meşrutiyet ve Kişisel Gelir Vergisi gibi önemli reformlar süresince yaşanan savaşlar ve isyanlar da var iken mali sisteminin etkinliğini ne derece değiştirdiğini gözlemlemektir. Bu çerçevede, reform ve kurumsal değişimlerin tahvil yatırımcılarına yansımalarının; İstanbul, Londra, Paris ve Berlin borsalarında 1903–1914 yılları aralığındaki konsolide tahvili günlük fiyat verilerindeki oynaklık incelenerek değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Tezde; eğer kurumsal değişimler ve reformlar başarılı olmuş ise, Osmanlı Devleti’nin konsolide borç tahvillerinin fiyatlarının yükselmesi ve dalgaların azalması gerektiği ortaya çıkmaktadır.