İnsanın doğa ile ilişkisi, tarihin başlangıcından itibaren hep var olmuştur. İnsan ve doğa arasında gerçekleşen bu ilişki insanlığın kültürel, ekonomik ve teknolojik gelişimleriyle paralel olarak evrilmiş ve değişim göstermiştir. Sanat alanında, ilk olarak manzara resimlerinde kendini gösteren doğa, keşfedilmeye açık bir dünya olarak ele alınmıştır. İnsanı merkeze koyan bakış açısı ile ortaya çıkan doğa-insan ilişkisi, gelecek sanat akımlarını da etkilemiştir. Sanatçılar için bir ifade aracı olmuş olan doğa, zaman içinde insan aklının hâkimiyeti altına girmiştir. Sanayi Devrimi ile birlikte endüstrileşmenin artışı, üretim ve tüketim alışkanlıklarında köklü değişimlere yol açmıştır. Bu dönemde doğa, insanın teknolojik ve endüstriyel ilerlemeleri karşısında giderek arka planda kalmaya başlamıştır. Bu değişim, doğanın insan karşısındaki üstünlüğünü yitirmesine ve insanın doğa üzerindeki hakimiyetinin artmasına neden olmuştur. İnsan ve doğa arasındaki ilişkide dengelerin tersine dönmesine tepki olarak birçok sanatçı da doğanın sömürülmesine yönelik tutumlarını ortaya koyan çalışmalara yönelim göstermişlerdir. Bu çalışmada, öncelikle 1960 yılından günümüze kadar süregelen doğa-insan ilişkisinin aşamaları incelenecek, daha sonra bu aşamalardaki değişimlerin nedenleri, sanatsal üretimler bağlamında çözümlemeler yapılarak ortaya koyulacaktır ve buna bağlı olarak insanın doğa üzerinde yarattığı tahribatın sonuçlarının görünür kılınması amaçlanmıştır. Araştırma, 1960 sonrası sanat hareketlerini ve çağdaş sanat arasında geçen süreçlerin doğa-insan ilişkileri etrafında ele alınmasıyla sınırlandırılmıştır. Araştırmanın temel kaynaklarını ise yazılı ve görsel materyaller oluşturacaktır.
The relationship between humans and nature has always existed since the beginning of history. This relationship, occurring between human beings and nature, has evolved and changed parallel to the cultural, economic, and technological developments of humanity. In the realm of art, nature, initially manifested in landscape paintings, has been approached as a world open to exploration. The relationship between humans and nature, emerging with a human-centric perspective, has also influenced future art movements. Nature, which has become a means of expression for artists, has gradually come under the dominance of the human mind over time.The increase in industrialization accompanying the Industrial Revolution has led to profound changes in production and consumption habits. During this period, nature has gradually faded into the background in the face of human technological and industrial advancements. This change has led to the loss of nature's superiority over humans and an increase in human dominance over nature. In response to the reversal of balances in the relationship between humans and nature, many artists have expressed their attitudes towards the exploitation of nature through their works.In this study, the stages of the human-nature relationship from 1960 to the present day will be examined first, followed by an analysis of the reasons for the changes in these stages and a discussion of artistic productions in this context. Consequently, the aim is to make visible the consequences of human-induced destruction on nature. The research is limited to the processes surrounding human-nature relationships within post-1960 art movements and contemporary art. The main sources of the research will consist of written and visual materials.