Yüzyıllardır insanların iletişim kurma ihtiyacı dolayısıyla çeviri ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Çeviri aynı dili konuşmayan toplumların önemli iletişim aracıdır. Bu sebeple çeviri gelişim göstererek bir bilim dalı haline gelmiştir. Özellikle de yazılı eserlerin çevirileri için son yüzyılda dil bilimciler çevirinin yöntemleri üzerine araştırmalar yaparak farklı kuramlar oluşturmuştur. Bu kuramlar çeviri yöntemlerinin sınırlarını belirleyerek eserlerin incelenmesini ve analizini mümkün kılmıştır. Bu çalışmada Franz Kafka'nın Dönüşüm adlı eseri incelenmiştir. Kafka'nın kaleme aldığı bu eserde bir insanın böceğe dönüşümü anlatılmaktadır. Bu dönüşüm çeşitli yorumculara göre aslında Kafka'nın yalnızlaşma duygusunun dışa vurumu şeklinde yorumlanmaktadır. İncelemesi yapılacak çevirilerin seçiminde ilk olarak baskı sayısı kısa zamanda fazla olan yayınevi dikkate alındı. Diğer bir ölçüt ise baskı yılları oldu. Ayrıca farklı üslup kullandığı bilinen Kamuran Şipal özel olarak seçilmiştir. Seçimi belirli esaslar ile yapılan çevirilerin incelemesi hermeneutik yaklaşımla yapılmıştır. Hermeneutik temelde anlama ve yorumlamaya dayalıdır. Anlama dayalı okur odaklı çevirilerin okuma oranını arttırdığı bir gerçektir. Bu metinde de sadece bir böcek olarak uyanış mı anlatılmış yoksa verilmek istenen mesaj çevirmen tarafından gerçekten anlaşılıp hedef okura mı iletilmiş. Bu noktada da yine anlama dayalı çeviri yaklaşımı, metnin hedef kitlenin kültürel duygusal bağlamına uygun olacak şekilde aktarmayı amaçladığı anlaşılmaktadır. Çevirmenler okudukları kaynak metinleri –örneklerde de ele alınacağı gibi- önce sahnelemesi sonra ise çevirmesi gerekmektedir. Bu onların birebir çeviri hatasına düşmesini engelleyecektir. "Dönüşüm" adlı eserin altı ayrı çevirisinin belirli bölümleri üzerinde yapılan çalışmasında, birebir çeviri sonucunda kelime anlamı bakımından doğru fakat bağlamda anlam hatasına düşürecek çeviri, örnek ile birlikte verilmiştir. Ayrıca yine sahnelemeden uzak yapılan çeviride kültürel uyuşmazlığın da ortaya çıkabileceği görülmüştür. Bunların dışında başarılı yapılan çeviri kısımları da tek tek incelenmiş ve belirtilmiştir.
For centuries, the need for people to communicate has given rise to the necessity for translation. Translation is a crucial means of communication for societies that do not speak the same language. As a result, translation has evolved into a scientific discipline. Especially in the last century, linguists have conducted research on the methods of translation, forming various theories, particularly in the translation of written works. These theories have defined the boundaries of translation methods, enabling the examination and analysis of works. In this study, Franz Kafka's work "The Metamorphosis" will be examined. In this work penned by Kafka, the transformation of a human into a bug is narrated. According to various commentators, this transformation is actually interpreted as an expression of Kafka's sense of isolation. In this sense, the translations of the work will be examined through a hermeneutic approach. Hermeneutics is fundamentally based on understanding and interpretation. Translations focused on understanding the reader have been proven to increase the readability of works. Has the text only narrated an awakening as a mere insect, or has the intended message truly been understood by the translator and conveyed to the target audience? At this point, it is evident that an understanding-based translation approach aims to convey the text in a manner compatible with the cultural and emotional context of the target audience. Translators need to first stage the source texts they read, as will be illustrated in the examples, and then translate them. This will prevent them from falling into a literal translation error. In the study of specific sections of six different translations of the work "The Metamorphosis," a direct translation result is provided with an example, which, although correct in terms of word meaning, would lead to a contextual error. Additionally, it has been observed that translations made without staging may also result in cultural discrepancies.