Teknoloji alanında yaşanan her gelişme insan yaşamını kolaylaştırırken; bu alana yönelik gerçekleştirilen yatırımlar da ülke ekonomileri üzerinde oldukça etkili olmaktadır. Bu saikle pek çok ülke ve firma, teknolojinin gelişmesinde en önemli araçlardan bir tanesi olan Ar-Ge faaliyetlerine yatırım yapmaktadır. Ar-Ge ve ekonomik büyüme ilişkisi inceleyen geçmiş çalışmalarda Ar-Ge harcamalarının finansman kaynağı pek fazla önemsenmemiş ve bir bütün olarak ele alınmıştır. Fakat Ar-Ge faaliyetlerine yönelik harcamalar hem kamu hem de özel sektör tarafından gerçekleştirilmektedir. Yapılan Ar-Ge harcamalarının finansman kaynağının ekonomik büyüme üzerindeki etkileri de kaynak kullanımında verimlilik ve etkinliğin ölçülmesi açısından önemli bir fikir oluşturmaktadır. Bu çalışmada kamu ve özel sektör Ar-Ge harcamalarının ekonomik büyüme üzerindeki etkisi ampirik sonuçlar üzerinden değerlendirilmiştir. Ampirik analiz Türkiye ve 30 OECD ülkesinin 2008-2020 yılları arasını kapsamaktadır. Ampirik analizde ilk olarak yatay kesit bağımlılığı testi yapılırken; birimler arası bağımlığın tespit edilmesi ile ikinci nesil birim kök testlerinden olan Pesaran CIPS birim kök testleri ile serilerin durağanlığı sınanmıştır. Sonrasında ise birimlerin katsayı homojenliğini test etmek amacı ile Delta Testi yapılmıştır. CCE ve AMG tahmincileri yardımı ile panel genelinde ve ülke bazında katsayı anlamlılığı test edilmiştir. Son olarak ise Dumitrescu-Hurlin panel nedensellik testi ile değişkenler arasındaki ilişki incelenmiştir. Panel genelinde kamu Ar-Ge ödeneklerinin ekonomik büyüme üzerindeki etkisine ilişkin sonuçlar anlamlı bulunurken; özel sektör Ar-Ge harcamalarının panel genelinde belirli ülkeler hariç olmak üzere ekonomik büyüme üzerinde etkili olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca nedensellik testi neticesinde ekonomik büyüme ile kamu/özel sektör Ar-Ge harcamaları arasında çift yönlü bir ilişki tespit edilmiştir.
While every development in the field of technology makes human life easier; The investments made in this field are also very effective on the national economies. With this motive, many countries and companies invest in R&D activities, which is one of the most important tools in the development of technology. In previous studies examining the relationship between R&D and economic growth, the financing source of R&D expenditures was not given much importance and was considered as a whole. However, expenditures on R&D activities are carried out by both the public and private sectors. The effects of the financing source of the R&D expenditures on economic growth also constitute an important idea in terms of measuring efficiency and effectiveness in the use of resources. In this study, the effect of public and private sector R&D expenditures on economic growth has been evaluated through empirical results. Empirical analysis covers Türkiye and 30 OECD countries between 2008 and 2020. In the empirical analysis, firstly, the cross-section dependency test is performed; The stationarity of the series was tested with the Pesaran CIPS unit root tests, which is one of the second generation unit root tests, with the detection of inter-unit dependency. Afterwards, the Delta Test was conducted to test the coefficient homogeneity of the units. With the help of CCE and AMG estimators, coefficient significance was tested across the panel and on a country basis. Finally, the relationship between the variables was examined with the Dumitrescu-Hurlin panel causality test. While the results regarding the effect of public R&D allocations on economic growth were found significant throughout the panel; It has been concluded that private sector R&D expenditures are not effective on economic growth, with the exception of certain countries, throughout the panel. In addition, as a result of the causality test, a bidirectional relationship was determined between economic growth and public/private sector R&D expenditures.