Kimlik edinmek ve toplum içinde statü sahibi olmak, bireysel varoluşun ayrılmaz bir parçasıdır. Her sağlıklı birey, kendi varoluşuna anlam kazandırmak ve diğer bireylerden kendisini farklılaştıracak bir kimlik inşa etmek ister. Alain de Botton (2019), Statü Endişesi isimli eserinde bireyin kendisine tahammül edebilmesi için diğer bireylerin ona saygı duyduğuna dair işaretler aradığını dile getirir. Bu anlamda bireyin toplum içindeki hayatı, statü kazanma ve kazanılan statüyü koruma mücadelesiyle geçer. Bu mücadele; yer, zaman ve sosyokültürel şartlara göre değişkenlik gösterir. Reklam uzmanları, bireyin statü kazanma arzusunu psikoloji ve sosyoloji gibi disiplinlerden çok daha önce fark etmiştir. Yirminci yüzyılın sonları ve yirmi birinci yüzyılın başlarında tüketici davranışı uzmanları tarafından geliştirilen postkapitalist dönemdeki pazarlama anlayışı; müşterinin rasyonel çıkarımlarının yerine duygularına odaklanmış; marka kimliği, marka konumlandırma ve marka sadakati gibi kavramlarla bireylerin statü elde etme çabalarını tüketime kanalize etmeye çalışmıştır. Küresel bir marka olan Starbucks Coffee Company, hizmet verdiği ülkelerde farklı marka konumlandırmaları ve pazarlama stratejileri benimsemiştir. Amerika Birleşik Devletleri'ndeki (ABD) Starbucks, müşterilerine makul fiyatlarla kahve ürünleri sunan bir mağaza zinciri olarak konumlandırılmıştır. Starbucks Türkiye'de ise, ülkenin kendine özgü sosyoekonomik ve kültürel koşullarından kaynaklanan farklı bir konumlandırma söz konusudur. Türkiye'deki gelir düzeyine göre ortalamanın üzerinde bir fiyata satılan kahve ürünlerinin tüketicilere sunduğu faydalar; Starbucks logolu kahve ürünleri tüketiyor olmak, Starbucks mekânlarında vakit geçirmek ve sosyalleşebiliyor olmaktır. Nitel paradigmayla yürütülen bu çalışmanın amacı; Starbucks Türkiye'nin kurumsal kimlik tasarımını, markanın müşterilerine sunduğu hizmeti ve müşterilerin yaşadığı deneyimi tüketim ve statü ekseninde incelemektir.
Acquiring an identity and status in society is essential to individual existence. Every healthy individual wants to give meaning to his presence and build an identity that will differentiate him/her from others. Alain de Botton (2019) states that in Anxiety for Status, the individual seeks signs that others respect him so that he can tolerate himself. In this sense, the individual's life in society is spent struggling to gain and protect that status. This struggle; varies according to place, time and socio-cultural conditions. Advertising professionals realized the individual's desire to gain status much earlier than disciplines such as psychology and sociology. The understanding of marketing in the post-capitalist period developed by consumer behavior experts in the late twentieth century and early twenty-first century; focused on the customer's emotional feelings rather than rational inferences; tried to channel the efforts of individuals to gain status with concepts such as brand identity, brand positioning and brand loyalty. As a global brand, Starbucks Coffee Company has adopted different brand positionings and marketing strategies in the countries it serves. Starbucks in the United States (USA) is positioned as a chain of stores that offer coffee products to its customers at reasonable prices. Starbucks in Turkey, however, a different positioning arises from the country's unique socio-economic and cultural conditions. The benefits of coffee products, sold at a price high in Turkey according to income level, are consuming coffee products with the Starbucks logo, spending time in Starbucks venues, and socializing. The aim of this study, which is carried out from the perspective of the qualitative paradigm, is to examine the corporate identity design of Starbucks Turkey, the service offered by the brand to its customers, and the customer's experience in terms of consumption and status.