Osmanlı döneminden Cumhuriyet'e kadar geçen süreçte mezheplerin tanımlanması, anlaşılması ve mezheplerle ilgili görüşler hakkında bilgi verilmesi adına birçok eser telif edilmiş ve özgün tasnifler ortaya çıkmıştır. Bilindiği üzere klasik mezhepler tarihi yazıcılığında belli başlı makâlât ve fırak gelenekleri bulunmaktadır. Osmanlı'da yaygın olan gelenek ise Hanefî-Matürîdî ve Eş'arî makâlât geleneğidir. Çalışmaya konu edindiğimiz Gümüşhânevî'nin (1813-1893) yaşadığı dönemi içerisine alan Tanzimat döneminde, İslam Mezhepler Tarihi eserleri bazen müstakil risâleler şeklinde bazen de kelâm eserlerinin bir bölümü olarak telif olunmaktaydı. Bu itibarla çalışmada Tanzimat'tan Cumhuriyet dönemine kadar mezhepler tarihi ile ilgili gerek müstakil gerek kelam çatısı altında çalışması bulunan sınırlı sayıdaki müellif ve eserleriyle ilgili veriler bir bölüm halinde ele alınmıştır. Daha sonra Gümüşhânevî'nin İslam Mezhepleri tarihi yazıcılığı, mezhepleri tasnif biçimi ve fırka-i nâciye olarak kabul ettiği fırka dışındaki fırkalara bakışı betimsel/tasviri metotla incelenmiştir. Araştırmamızın ana kaynakları müellifimize ait, ek kısmında çevirisini yaptığımız bir fırak eseri olan en-Netâyicü'l-İ'tikâdiyye ve kelâm kitabı olmasına karşın i'tikâdî mezheplerden de bahsettiği Câmiu'l-Mütûn isimli eserlerdir. Bu iki eserin Eş'arî makâlât geleneği içerisinde yer aldığı tespit edilerek mezkûr geleneğin diğer eserleriyle karşılaştırılmıştır. Son olarak çalışmamızda klasik mezhepler tarihi eserleri, güncel makale ve araştırmalardan da istifade edilerek Gümüşhânevî'nin Mezhepler Tarihçiliği hakkında araştırma yapmak isteyenlere katkı sunulması amaçlanmıştır.
During the transition from the Ottoman Empire to the Republic of Turkey, a considerable body of literature emerged, consisting of original works and comprehensive classifications aimed at defining, understanding, and shedding light on various denominations and their respective perspectives. It is well-known that there are major traditions of maqālat and firaq in classical sectarian historiography. The prevailing tradition within the Ottoman Empire was the Hanafī-Māturīdī and Ash'arī doctrinal tradition. However, during the Tanzimat period, which coincided with the life of al-Gumushkhānawī (1813-1893), the discipline of Islamic Sect History had not yet gained independent status; instead, it was often regarded as a subfield of Kalam science. In this study, we dedicated a comprehensive section to examine data related to the history of denominations from the Tanzimat era to the Republic era. We carefully examined the works of a limited number of authors who explored sect history either independently or within the framework of Kalam. Subsequently, we conducted a descriptive and comprehensive analysis of al-Gumushkhānawī's approach to writing the history of Islamic sects, his method of classifying sects, and his perspective on factions other than the widely accepted "fırka-i nāciye" (the saved sect). The primary sources for our research included two key works authored by al-Gumushkhānawī himself. The first, titled "al-Natā'ij al-i'tiqādiyya (The Outcomes of Doctrinal Sects), specifically focused on sects, while the second was a theological book named "Jāmiʿ al-mutūn" that also discussed doctrinal sects. Through meticulous examination, we established that both of these works were rooted in the Ash'arī doctrinal tradition and thus subjected them to a comparative analysis with other works within the same tradition. Finally, our study aimed to make a meaningful contribution to scholars and researchers interested in delving into al-Gumushkhānawī's History of Sects. We accomplished this by drawing upon classical works on denomination history as well as contemporary articles and research, thereby enriching the discourse surrounding al-Gumushkhānawī's insights on Islamic sects.