Osmanlı Devleti'nin son şeyhülislam vekili olan Muhammed Zâhid el-Kevserî, Türkiye, Suriye ve Mısır'da yaşamış, 20. Yüzyıl gibi oldukça çalkantılı bir dönemde farklı ülkelerden Müslümanlarla görüşmüş, bilgi alışverişsinde bulunmuştur. Kevserî, İslam âlemi için siyasi, sosyal, ekonomik ve de dini açıdan oldukça büyük değişimlerin yaşandığı bu dönemde pek çok eser kaleme almış, pek çok eserin yayınlanmasında da katkısı olmuş çok yönlü bir âlimdir. Yazdığı ya da yayınlanmasında katkısının olduğu eserler tefsir, hadis, tarih ve fıkıh gibi çok çeşitli alanları kapsamaktadır. Kevserî'nin fıkhî düşüncesi hem yaşadığı dönemin âlimlerinden biri olması, hem de dönemin tartışmalarında geleneği ve gelenekten gelen usûlü savunması hasebiyle araştırılması ve incelenmesi açısından oldukça önemlidir. Kevserî'nin fıkhî düşüncelerinin eserlerinde dağınık bir hâlde yer alması böyle bir çalışmayı önemli hale getirmektedir. Kevserî'nin eleştirilerine konu olan ve yaşadığı dönemin fıkhî gündemini de oluşturan mezhepsizlik iddialarının, taklid eleştirilerinin, maslahat ve ictihad kavramlarından hareketle tecdid çalışmalarının tarafların iddiaları ve Kevserî'nin fikirleri çerçevesinde araştırılması Kevserî'nin fıkhî düşüncesini anlamamıza yardımcı olacaktır. Kevserî'nin Hanefî mezhebine bağlılığı ekseninde çıkan taassup iddiaları de araştırılması gereken hususlardandır. Bu saiklerle yapmış olduğumuz bu çalışma, Kevserî'nin kitaplarında dağınık halde bulunan fıkhî düşüncesini bir araya getirmemize yardımcı olacağı gibi dönemin fıkhî meselelerinin ve fıkıh âlimlerinin gündeminin neler olduğunu göstermesi açısından da ayrıca yol gösterici olacaktır.
Muhammed Zahid al-Kawthari was deputy of the last sheikh al-Islam of the Ottoman Empire. He was a scholar who wrote and contributed to the publication of many works in the first half of the 20th century which was a very active period for the Islamic world in terms of politics, social, economic and religion. The works he wrote or contributed to in publishing cover islamic sciences such as tafsir, hadith, history and fiqh. Being one of the scholars of the period in which he lived, Kawthari's fiqh thought is very important in terms of researching and examining it because of his defense of the tradition and the method rising from tradition in the discussions of the period. The fact that Kawthari's fiqh thoughts are scattered in his works is one of the reasons for such a study. Researching the subjects which are criticised by Kawthari like claims of non-sectarianism, taqlid criticism, and tajdid studies discussed over the concepts of maslaha and ijtihad, within the framework of the claims of the parties and the ideas of Kawthari will help us to understand his fiqh thoughts. The bigotry (taassup) allegations that arise in the axis of Kawthari's devotion to the Hanafi sect are among the issues that need to be investigated. This study, which we have done with these motives, will also be a guide in terms of showing what the fiqh issues of the period and the agenda of fiqh scholars were.