Bu çalışmanın amacı, çeviri tarihinde çok önemli bir yere sahip olan Toledo Çevirmenler Okulu'nun kuruluşu, işleyişi, bu okulda görev yapan çevirmenler ve çalışmalarını açıklamak ve kültürlerarası ilişkilerde çeviri açısından Avrupa'daki etkisini örnek eserler üzerinden ortaya koymaktır. Çalışmada, Toledo Çevirmenler Okulu'nun nasıl oluştuğu, izlenen çeviri yöntemleri, kurulduğu dönemin siyasi ve sosyal yapısı, kuruluşunda etkili olan tarihi figürler ele alınmış, bu okulda faaliyet gösteren çevirmenler ve yaptıkları çalışmalar Antony Pym'in çeviri tarihi anlayışı bağlamında incelenmiş ve kültürlerarası ilişkilerde Avrupa üzerinde yapmış olduğu etki üç örnek eser; İbn Sînâ'nın el-Kânûn fi't-Tıb, Gazâlî'nin Makâsidü'l-Felâsîfe ve Ebû Bekir er-Râzî'nin et-tıbbu'l-Mansâri adlı eserleri üzerinden ortaya konulmaya çalışılmıştır. Örnek eserlerin daha iyi anlaşılabilmesi için, Gerard Genette'in Paratexts: Thresholds of Interpretation eserinde belirttiği kriterler çerçevesinde yanmetinler ve işlevleri bağlamında incelenmiş, kültürlerarası ilişkilerde Avrupa üzerinde nasıl bir etki yaptığını ortaya koymak için Martin ve Nakayama'nın kültürlerarası iletişimde üç farklı sosyal bilim yaklaşımı; işlevselci, yorumlayıcı ve eleştirel yaklaşımların bir arada kullanıldığı diyalektik yaklaşım çerçevesinde ele alınmıştır. Çalışma sonucunda Batıda Avicenna olarak tanınan ve Toledo Çevirmenler Okulu'nun en verimli çevirmenlerinden Cremona'lı Gerardo tarafından Latinceye çevrilen İbn Sînâ'nın el-Kânûn fi't-Tıb adlı eserinin, asırlarca Batıda etkisini sürdürdüğü, Batı için tıp açısından adeta kurtarıcı bir kitap olup başta Fransa ve İtalya olmak üzere birçok Batı üniversitesinde ders kitabı olarak okutulduğu, birçok çalışmaya konu olduğu ve halen olmaya devam ettiği; önemli çevirmenlerden Dominicus Gundissalvi tarafından çevrilen ve Latinceye De Philophorum intentionibus olarak çevrilen ve 1506 yılında Venedik'te Summa theoricae philosophiae adıyla basılan, Gazâlî'nin Makâsidü'l-Felâsife adlı eserinin, üç yüz yıldan fazla bir süre okuyucu kitlesi olduğu ve Latinlerin bu sayede Aristo felsefesini öğrendikleri ve Batılı önemli filozofların bu eserlerden yararlandıkları; İslam'ın büyük hekimi olarak kabul edilen Ebû Bekir er-Râzî'nin et-Tıbbu'l-Mansûri adlı eseri Cremona'lı Gerardo tarafından Liber ad Almansorem olarak çevrilip, yedinci ve dokuzuncu bölümlerinin Batı dünyasında tanındığı ve Batı üniversitelerinde okutulduğu ve birçok çalışmaya konu olduğu ortaya koyulmuştur.
The aim of this study is to explain the foundation and the way of working of Toledo School of Translators, the translators and their works and the importance of this school in terms of intercultural relations by studying Avicenna's Canon (el-Kânûn fi't-Tıb), translated by Gerardo of Cremona, Algazal's Summa theoricae philosophiae (Makâsidü'l-Felâsife), translated by Dominicus Gundissalvo, and Rhazes's Liber ad Almansorem (et-Tıbbu'l-Mansûri), translated by Gerardo of Cremona. In the study, the foundation of Toledo School of Translators, the way of translation at this school, the political and social structure of that period, the historical figures who had influence on the foundation of the school were explained and the translators and their works were examined in terms of Antony Pyms's translation history approach and the influence of this school on Europe was examined through three important works in terms of translation: Avicenna's Canon, Algazael's Summa theoricae philosphiae and Rhazes's Liber ad Almansorem. In addition, the books were examined in terms of paratexts and their functions according to Gerard Genette's criteria explained in his book Thresholds: Paratexts of Interpretation so that they could be understood better. The influence of Toledo School of Translators on Europe in intercultural relations was examined in terms of Martin and Nakayama's dialectic approach based on functional, interpretative and critical approaches for intercultural communication. The study showed that Avicenna's Canon, translated by Gerardo of Cremona into Latin, influenced the West for centuries and it was used at different universities in the Middle Ages as a coursebook and examined by scholars and it is still an important research object for scholars. It was also found, in the study, that Algazal's Summa theoricae philosophiae, translated into Latin by Dominicus Gundissalvo, influenced the West, it helped scholars in the Middle ages to understand Aristoteles better and it was accepted as a coursebook at Western universities, and that Rhazes's Liber ad Almansorem, translated by Gerardo of Cremona, influenced the West and it was used as a coursebook at Western universities in the Middle Ages and it became an important research object for scholars.