Günümüzde kentler hızlı nüfus artışı nedeniyle; çevre, ulaşım, güvenlik, göç ve sosyo-ekonomik eşitsizler gibi alanlarda toplumsal risklerle karşılaşmaktadır. Bu risklerle mücadele etmek amacıyla çeşitli kent yönetim stratejileri geliştirilmektedir. Sürdürülebilir kent, yaşanabilir kent ve akıllı kent stratejileri son yıllarda bu stratejiler arasında ön plan çıkmaktadır. Akıllı kent stratejileri, yenilikçi ve bilgi odaklı bir yaklaşımı esas alması sayesinde diğer tüm kent yönetim stratejilerinden ayrışmaktadır. Günümüz literatüründe akıllı kent kavramının tanımlanmasına ilişkin ortak bir fikrin geliştirilemediği görülmektedir. Farklı tanımlardaki ortak unsurlar; veri, bilgi, teknoloji ve yaşam kalitesi olarak dikkat çekmektedir. Bu çalışmada akıllı kent kavramı; kendi iç dinamiklerine yönelen, ihtiyaç ve öncelikleri doğrultusunda teknolojik gelişmelerden, çeşitli veri kaynaklarından ve doğru bir süreç çerçevesinde edinilen bilgiden kentin yaşam kalitesi standartlarını yükseltmek için faydalanan kent yönetim stratejisi olarak tanımlanmıştır. Yerel yönetimler akıllı kent stratejilerinin en önemli paydaşı konumundadır. Bir kentin fiziki ve teknolojik altyapı olanaklarının geliştirilmesi doğrudan yerel yönetimlerin görev ve sorumluluk alanında yer almaktadır. Günümüzde teknolojik gelişmeler, yerel yönetimlerin kamu hizmetlerini daha etkin ve verimli şekilde sürdürebilmesine olanak tanımaktadır. Özellikle, bilgi ve iletişim teknolojilerinin anlık veri ve bilgi edinimine olanak tanıması kent yöneticilerine önemli kolaylıklar sağlamaktadır. Bu çalışma, "Yerel yönetimlerin akıllı kent stratejileri nasıl bir model çerçevesinde kentlerin yaşam kalitesine daha etkin katkı sağlayabilir?" sorusuna yanıt aramaktadır. Araştırma sorusunun yanıtlanabilmesi için öncelikle yerel yönetimler kapsamında Türkiye'de ilk akıllı şehir stratejisi ve eylem planının uygulayan Sakarya Büyük Şehir Belediyesi (SBB) 8 tema, 9 alt soru kapsamında incelenmiştir. SBB özgün yapısı ve araştırma problemi konusunda önemli tecrübelere sahip olması neticesinde tekli vaka araştırmasına değer bulunmuştur. Araştırmada çoklu veri kaynaklarından yararlanılmıştır. Bu çerçevede veri seti; görüşmeler, çeşitli dokumanlar ve araştırmacı gözlemlerinden oluşmaktadır. Görüşmeler, SBB'de çeşitli kademelerde görev yapan 23 personelle, yarı yapılandırılmış sorular aracılığıyla gerçekleştirilmiştir. Temellendirilmiş kuramın yapılandırmacı deseniyle sürdürülen araştırmada veriler içerik analizi tekniğiyle yorumlanmıştır. Analizler Max QDA bilgisayar destekli nitel veri analiz programı aracılığıyla gerçekleştirilmiştir. Edinilen bulgulara göre SBB'nin akıllı kent stratejisinde veri odaklı yaklaşıma sahip olduğu görülmüştür. SBB bünyesinde, verilerin analiz edilmesi ve diğer paydaşlarla paylaşılabilmesi için kurulmuş kurumsal bir yapılanma yoktur. Bu eksiklik nedeniyle ham bilginin (veri) yapılandırılmış veriye (bilgi) dönüştürülmesi sürecinde kimi problemlerle karşılaşıldığı görülmüştür. Ayrıca; düşük bütçe, yüksek maliyetler, nitelikli insan kaynağının ücret yetersizliği sebebiyle kurumdan ayrılması, yasal düzenlemelerle kısıtlanan faaliyet alanı ve kent paydaşlarının değişimi geç kabullenişi kurumun karşılaştığı sorunlar olarak dikkat çekmektedir. Bu tespitler çerçevesinde SBB örneğinden yola çıkarak Türkiye'deki yerel yönetimler için gerçekçi, anlaşılabilir ve uygulanabilir bir model önerisi sunulmuştur. Uluslararası gözlem ve literatür destkekli çıkarımlar sonucunda Türkiye'de yerel yönetimler için paydaş odaklı, çoklu veri işleme kapsamında etkin ve yaygın uygulama alanı bulan bir akıllı kent stratejisi modeli geliştirilmiştir.
Modern cities face various environmental, transportational, security and migration-related challenges and socio-economic inequalities caused by intense population growth. Varieties of city management strategies have been developed to cope with these difficulties, such as sustainable cities, livable cities, and smart city strategies come to the fore. Innovative and knowledge-based approaches to smart city strategies are distinguished amongst other city management strategies. However, no commonly-held definition exists for the concept of a smart city. Common elements in different definitions appear as; knowledge, ICTs and quality of life. Thus, in this study, a smart city is defined as "a city management strategy that mainly focuses on its internal dynamics and aims to enhance the city's quality of life standards through the innovative technologies, various data sources, and knowledge in line with its needs and priorities." Local governments are the most critical stakeholders of smart city strategies since the development of physical and technological infrastructures of cities is under local governments' initiative. Thanks to technological developments, local governments have sustained their public services more effectively and efficiently. In particular, ICTs allow users to reach instant data acquisition, providing important conveniences to city managers. In this manner, the main research question of this study is "How can smart city strategies of local governments contribute more effectively to the cities' quality of life?" Following this main question, nine sub-questions under eight themes were investigated. The research setting is determined as Sakarya Metropolitan Municipality (SMM) since it is the first local government that has already started to implement a smart city strategy and its action plan. Considering SMM's unique structure and its experience within the scope of the research problem, the thesis was designed as a single case study through constructivist grounded research. Different techniques such as interviews, documents, and observations were used during data acquisition. Semi-structured interviews were conducted with twenty-three employees working in SMM with different titles. Content analysis was used to interpret data via Max QDA qualitative data analysis software. Results show that SMM follows a data-driven approach in its smart city strategy. Within SMM, there is no institutional structure established for data analytics and sharing with other stakeholders. Due to this deficiency, it has been observed that some problems are encountered in the process of transforming raw information (data) to structured data (knowledge). Low budget/high costs, leave of employment due to unsatisfactory wages, restrictions due to legal regulations, and late adoption of transformation by the stakeholders are the other important problems. A general, realistic, understandable, and applicable model is presented for SMM and all other local governments in Turkey concerning all these findings.