Giriş: Bu çalışmada akut miyokard infarktüslü hastalarda geliş tiyol/disülfit dengesi parametrelerinin syntax skoru, hastene içi, birinci ve altıncı ay mortaliteye etkisini araştırdık. Materyel ve Metod: Çalışmamıza Kasım 2018-Haziran 2019 tarihleri arasında 160 akut miyokard enfarktüs geçiren (65 STEMI (%40.6), 95 NSTEMI (%59.4)) hasta dahil edildi. Hasta özellikleri, geliş syntax skorları, hastane içi, birinci ve altıncı ay mortalite kaydedildi. Geliş nativ tiyol, total tiyol, disülfit, azaltılmış tiyol oranı, oksidize tiyol oranı, tiyol oksidasyon redüksiyon oranının mortaliteye etkisi araştırıldı. Bulgular: Çalışmamıza 160 hasta (126 erkek, 34 kadın; yaş ortalaması 63.8±11.2 yıl) alındı. Hastaların %59.4'ü NSTEMI, %18.1'i anterior, %21.3'ü inferior ve %1.3'ü posterior miyokard infarktüsüydü. Hastaların 3'ü hastane içinde, 1'i taburculuk sonrası ilk bir ay içinde, 6'sı bir ay ile 6 ay içinde exitus oldu. İlk 6 ay kümülatif mortalite 10 (%6.3) idi. Lojistik regresyon analizinde yaş (OR=1.122, p<0.05), hastaların geliş ejeksiyon fraksiyonu (OR=0.884, p<0.05) ve nativ tiyol değerleri (OR=0.984, p<0.05) istatistiksel olarak anlamlı şekilde 6 aylık mortaliteyle ilişkili bulundu. STEMI alt grubuna bakıldığında tiyol/disülfit dengesi parametrelerinin mortaliteyle bir ilişkisi bulunmazken, NSTEMI grubunda nativ tiyol değerleri istatistiksel olarak anlamlı şekilde mortaliteyle ilişkili bulundu (OR=0.982, p<0.05). Sonuç: Tiyol/disülfit dengesi akut miyokard infarktüsünde prognozu göstermede oldukça etkili, kolay ulaşılabilen ve göreceli ucuz bir oksidatif stres belirtecidir. Çalışmamızın sonuçlarına göre düşük tiyol seviyelerinin akut miyokard infarktüsünde mortaliteyi öngörmede oldukça etkili olduğunu göstermiştir. STEMI hastalarında tiyol seviyelerinin mortaliteye etkisi izlenmemişken, NSTEMI hastalarında düşük tiyol seviyelerinin 6 aylık xiv mortaliteyi tahmin etmede oldukça etkili olduğu görülmüştür
Introduction: In this study, we aimed to investigate the effect of the admission thiol / disulfide homeostasis parameters in patients with acute myocardial infarction on the syntax score, in-hospital, first and sixth month mortality. Materials and Method: 160 patients with acute myocardial infarction (65 STEMI (40.6%) and 95 NSTEMI (59.4%)) between November 2018 and June 2019 were included in the study. Patient characteristics, syntax scores, and in-hospital, first and sixth months mortality were recorded. The effects of native thiol, total thiol, disulfide, reduced thiol ratio, oxidized thiol ratio, thiol oxidation reduction ratio on mortality were investigated. Results: 160 patients (126 males, 34 females; mean age 63.8 ± 11.2 years) were included in the study. 59.4% of the patients were NSTEMI, 18.1% were anterior, 21.3% were inferior and 1.3% were posterior myocardial infarction. Three patients died in the hospital, one died within the first month after discharge, and six died within one month and six months. The cumulative mortality in the first 6 months was 10 (6.3%). In logistic regression analysis, age (OR = 1.122, p <0.05), admission ejection fraction (OR = 0.884, p <0.05), and native thiol values (OR = 0.984, p <0.05) were significantly associated with 6- month mortality. When the STEMI subgroup was examined, the thiol / disulfide homeostasis parameters were not associated with mortality, while the native thiol values in the NSTEMI group were statistically significantly associated with mortality (OR = 0.982, p <0.05). Conclusion: Thiol / disulfide homeostasis is a highly effective, easily accessible and relatively cheap oxidative stress marker for predicting prognosis in acute myocardial infarction. According to the results of our study, low thiol levels were very effective in xv predicting mortality in acute myocardial infarction. While the effect of thiol levels on mortality was not observed in STEMI patients, low thiol levels in NSTEMI patients were found to be highly effective in predicting 6-month mortality.