Giriş-Amaç: Göğüs ağrısı acil servise en sık başvuru nedenlerinden biridir. Bu çalış-manın amacı, acil servise göğüs ağrısı yakınmasıyla başvuran hastaların ilk değerlendi-rilme aşamasında yapılacak olan yatak başı hedefe yönelik ultrasonografinin hastaların tanısal süreçlerine, acil servisteki kalış sürelerine, yatış ve maliyetlere nasıl etki edece-ğini araştırmaktır. Gereç ve Yöntem: Prospektif, paralel grup çalışması olarak Sakarya Üniversitesi Eğitim Araştırma Hastanesi'nde 18 yaşından büyük, son 24 saat içerisinde travma öyküsü olmayan, gebe olmayan, acil anjiyografi ihtiyacı olmayan, kalıcı zihinsel bozukluğu olmayan ve göğüs ağrısı tarifleyen hastalar üzerinde, hastaların 1:1 randomizasyon ile standart tanı stratejisinin uygulandığı (kontrol grubu) ve standart tanı stratejisine ek olarak acil hedefe yönelik yatak başı USG yapılan gruplar olarak ayrılmasıyla yapılmıştır. Acil hedefe yönelik yatak başı USG'nin tanısal sürece, acil servis kalış sürelerine ve ortalama maliyetlere etkisi SPSS 21'de analiz edilmiştir. Bulgular: Çalışmaya katılan 208 hasta 1:1 oranında randomize edilmiş, kontrol grubu (n=104) ve acil hedefe yönelik yatak başı USG grubu (n=104) olarak analiz edilmiştir. Çalışmaya katılan toplam 208 hastanın yaş ortalaması 50,42 (min:18-max:89) ve %53,8'i erkekti. En sık eşlik eden ek hastalıkları sırasıyla hipertansiyon (%33,5), diyabetes mellitus (%17,8) ve koroner arter hastalığı (%13) ve en sık eşlik eden semptom nefes darlığıydı (%25,4). Göğüs ağrısı yakınmasıyla başvuran hastalara acil hedefe yönelik yatak başı ultrasonografi yapılması ön tanı sayılarında istatistiksel olarak anlamlı değişikliğe sebep olarak ayırıcı tanı yelpazesini küçülterek tanı sürecine olumlu yönde etki etmiştir. (p<0,01) Acil servise başvuran hastalarda en sık düşünülen ön tanılar sırasıyla ST elevasyonu olmayan miyokard infarktüsü ve miyalji olup, başta her iki ön tanı düşünülen hastalarda olmak üzere acil hedefe yönelik yatak başı ultrasonografi yapılması tüm ön tanılara sahip hastalarda acil servis kalış süresini istatistiksel olarak anlamlı oranda azaltmıştır. (p<0,05) Acil hedefe yönelik yatak ultrasonografide patoloji saptanması hastaların hastaneye yatış oranını arttırmıştır. Bunun yanı sıra Acil hedefe yönelik yatak başı ultrasonografi yapılması taburcu edilen hastaların acil serviste kalış süresini istatistiksel olarak anlamlı oranda kısaltmıştır. Çalışmaya katılan tüm hastalara bakıldığında acil hedefe yönelik yatak başı USG yapılan grupta (202,96 dk.) acil servis kalış süresi kontrol grubuna (254,92 dk.) göre istatistiksel olarak anlamlı oranda kısalmıştır. (p<0,05) Ortalama maliyetlerde de azalma saptanmış olmakla beraber aradaki fark istatistiksel olarak anlamlı değildir. (p>0,05) Sonuç: Acil servis hekimleri tarafından yapılan tekrarlanabilir, radyasyon maruziyeti olmayan, pratik bir görüntüleme yöntemi olan acil hedefe yönelik yatak başı ultrasonografi uygulaması hastalarda düşünülen ön tanılarda azalmaya neden olarak tanı sürecine pozitif katkı sağlar, acil servis kalış sürelerini ve maliyetleri azaltır. Bunun yanı sıra acil hedefe yönelik yatak başı ultrasonografide patolojik bulgu saptanması durumunda hastaların hastaneye yatış oranı artar. Fakat acil serviste rutin olarak uygulanmasının yararlı olup olmayacağı konusundan daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır. Anahtar kelimler: acil servis, göğüs ağrısı, acil hedefe yönelik yatak başı ultrasonografi, kalış süresi, maliyet
Objectives: Chest pain is one of the most common reasons for admission to the emergency department. The aim of this study was to investigate the effect of emergency bedside point of care ultrasonography during the initial evaluation of patients presenting to the emergency department with the complaint of chest pain on the diagnostic process, emergency department length of stay and costs. Methods: In a prospective, parallel-group trial in the emergency department at Sakarya University Training and Research Hospital, Turkey, patients (≥18 years) with a chest pain, no history of trauma within the last 24 hours, non-pregnant, no need for urgent angiography with ST elevation myocaridial infarct, without permanent mental disorder were randomly assigned in a 1:1 ratio to a standard diagnostic strategy (control group) or to standard diagnostic strategy supplemented with point-of-care ultrasonography ( emergency bedside point-of-care ultrasonography group). In the light of the data obtained from the study, the effect of bedside poin of care ultrasonography during the initial evaluation of the patients on the diagnostic process, emergency department length of stay and average costs was analyzed. Results: Participating in the study 208 patients were randomized in a 1: 1 ratio and analyzed as control group (n=104) and emergency bedside point of care ultrasonography group (n=104). The mean age of 208 patients was 50.42 (min: 18-max: 89) and 53.8% were male. The most common comorbities were hypertension (33.5%), diabetes mellitus (17.8%) and coronary artery disease (13%), respectively. Dyspnea was the most common accompanying symptom (%25,4). Emergency bedside ultrasonography in patients presenting with chest pain had a statistically significant change in the number of preliminary diagnoses, which had a positive effect on the diagnostic process by reducing the differential diagnosis range. (p<0,01) Non-ST elevation myocardial infarction and myalgia were the most common presumed diagnoses in patients admitted to the emergency department, and bedside ultrasonography aimed at the immediate target, especially in both presumed patients, significantly reduced the length of stay in the emergency department. (p<0,05) Detection of pathology in the emergency bedside poin of care ultrasonography increased the rate of hospitalization. In addition, bedside point of care ultrasound significantly shortened the duration of the emergency department length of stay in patients who were discharged.The Emergency department length of stay for the bedside point of care ultrasonography (202.96 minutes) was significantly shorter than control group (254.92 minutes, p<0.05). Although the average costs were also reduced, the difference was not statistically significant. (p>0,05) Conclusion: The practice of bedside ultrasound, which is a reproducible, non-irradiated, practical imaging method performed by emergency department physicians, contributes to the diagnosis process positively by decreasing the preliminary diagnoses and decreases the duration of emergency room stay and costs. In addition, if pathological findings are detected on bedside ultrasonography for emergency targets, the rate of hospitalization increases. However, further studies are needed to determine whether it should be useful in routine practice in the emergency department. Key words: emergency department, chest pain, point-of-care ultrasound, length of stay, cost