GİRİŞ VE AMAÇ: Non-travmatik akut karın ağrılarında tanı konulması aşamasında arada kalınan hastalarda karar vermek için bazı laboratuvar paramatreleri kullanılmaktadır. Bu çalışmada; akut karın ağrısı ön tanısıyla hastaneye yatırılan has-talarda lökosit, CRP, D-Dimer ve prokalsitonin seviyelerinin değişiminin cerrahi kararı vermedeki etkinlikleri araştırılmıştır. GEREÇ VE YÖNTEM: Çalışma; acil servise başvuran ve travma dışı akut karın ağrısı ön tanısı ile genel cerrahi konsültasyonu istenilen 18-65 yaş arası hastalar üzerinden yürütüldü. Çalışmaya dahil edilen hastalar; başvuru gününde ameliyata alınanlar (Grup-1), 1. gün ameliyata alınanlar (Grup-2) ve klinik takip sonrasında ame-liyat endikasyonu koyulmayanlar (Grup-3) şeklinde 3 ana gruba bölündü. Bu gruplar-da belirtilen süreler boyunca günde 1 sefer rutin olarak çalışılan hemogram ve CRP testlerine ek olarak D-dimer ve PKT değerleri çalışıldı. Bu protokole göre; Grup-1'de ameliyat öncesi 1 kez, Grup-2'de 0. ve 1. gün olmak üzere 2 kez, Grup-3'de 0. , 1. ve 2. gün olmak üzere 3 kez yukarıda belirtilen laboratuvar testleri yapıldı. Klinik takip süreci sonucunda ameliyat kararı verilen veya medikal tedavi kararı verilip taburcu edilen hastalardaki D-dimer ve PKT değerlerinin değişim seviyelerine bakıldı. BULGULAR: Çalışmada Grup1'de 41, Grup 2' de 33 ve Grup 3'de 67 olmak üzere toplam 141 hastanın WBC, CRP, D-Dimer ve PKT değerleri incelendi. WBC düzeyi; Grup 3'deki hastalarda düşüş eğilimindeydi (p<0.001). CRP düzeyi; Grup 2'deki hasta-larda yükselmişti (p=0.003). Grup 3'deki hastalarda düşüş eğilimindeydi (<0.001). PKT düzeyinin Grup 3'deki hastalarda düşük seyretmesi istatistiksel olarak anlamlı idi (p<0.001). SONUÇ: Klasik yöntemlerle tanısı koyulamayan ve tedavi metodolojisinin belirlen-mesinde arada kalınmış olan non-travmatik akut karın ağrılı hastalarda başvuru anındaki D-Dimer seviyesinin yüksekliği tek başına cerrahi kararı verdirmemelidir. D-Dimer seviyesinin düşüş eğiliminde olması cerrahi ihtiyacının olmayacağının bir göstergesidir. Aynı hasta gurubunda PKT değerinin klinik süreçte yükselme eğili-minde olması cerrahi girişim gerekliliği, düşük olarak sebat etmesi, diğer bir deyişle yükselmiyor olması cerrahi girişimden uzak durulması fikrini desteklemek için kullanılabilir.
INTRODUCTION AND AIM: Some laboratory tests are used to decide for irreso-lute patients of non-traumatic acute abdomen pain. In this study, effects of leuco-cyte, CRP, D-Dimer and procalcitonin levels change in surgery decision were searched on patients hospitalized with acute abdomen pain. MATERIAL AND METHOD: This study was performed on emergency unit pa-tients between ages of 18-65, consulted to general surgery clinic with pre-diagnosis of acute abdomen pain. The patients included to study were divided to three main groups as: operated in application day (Group-1), operated in post-operative 1.day (Group 2), operated in post-operative 2.day (Group 3). In these groups; in addition to hemogram and CRP tests that are examined once a day in routine, D-dimer and Pro-calcitonin were examined. According to this protocol; mentioned tests performed before operation for once in Group-1, twice in Group-2 as 0. and 1.days, three times in Group-3 as 0., 1. and 2. days. D-dimer and procalcitonin change levels of patients operation decision and medical treatment and discharge decision given were exam-ined. FINDINGS: In the study; WBC, CRP, D-Dimer and PKT levels of patients, 41 in Group-1, 33 in Group-2, 67 in Group-3 were examined. WBC level was in decrease in Group-3 (p<0.001). CRP level was elevated in Group-2 (p=0.003), in decrease in Group-3 (<0.001). Low-holding levels of PKT in Group-3 was statistically signifi-cant. RESULT: Elevated levels of application-time D-Dimer should not effect surgery decision by itself in non-diagnosed or indecisive non-traumatic acute abdomen pain diagnosed patients. Tendency of decrease is the manifestation that surgery will be unnecessary. In same patient group, tendency of elevation of Procalcitonin levels can be used for supporting surgical intervention. However, tendency of decrease or non-elevating levels -in other words-, can be used for supporting to avoid surgical inter-vention decision.