Giriş: Bağımlılık uzun süreli, remisyon ve relapslarla seyreden bir hastalıktır. Travmatik yaşam olayları ise neredeyse herkesin yaşayabileceği, sık karşılaşılan ruhsal ve bedensel bütünlüğü bozan ya da inciten olumsuz olaylardır. Bağımlılık grubunda travmatik yaşam olayları çeşitli faktörlerden dolayı çok önemli bir yere sahiptir. Bağımlılıkta relaps oranları birçok faktörden etkilenmekle birlikte travmatik yaşam olayları da bu faktörlerden biridir. Bağımlılıkta travmatik yaşam olayları ve bunlara etki eden ek diğer faktörler ile bu faktörlerin tedavi seyri ile ilişkisini araştırmak amacıyla bu çalışmayı yapmaktayız. Yöntem: Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi AMATEM Kliniğinde tedavi amacıyla yatan DSM-V kriterlerine göre alkol veya madde kullanım bozukluğu tanısı alan, çalışmanın belirlenmiş kriterlerine uygun olan hastalar çalışmaya dahil edildi. Çalışmaya dahil edilen hastalara hastaneye yatışlarının 7. gününde Sosyodemografik Veri Formu, Olayların Etkisi Ölçeği-R (OEÖ-R), Hamilton Depresyon Değerlendirme Ölçeği (HAM-D), Hamilton Anksiyete Değerlendirme Ölçeği (HAM-A), Kısa Psikiyatrik Değerlendirme Ölçeği (KPDÖ), Dissosiyatif Yaşantılar Ölçeği(DES), Durumluluk-Süreklilik Kaygı Ölçeği (DSKÖ), Bağımlılık Profil İndeksi (BAPİ), Değişime Hazır Olma Aşamaları ve Tedaviyi İsteme Ölçeği (SOCRATES-M), Travmatik Yaşantılar Ölçeği (TYÖ) uygulandı. Hastalar, taburculuklarından 6 ay sonra hastalık prognozunu değerlendirmek için telefon, hastane kayıtları ve kontroller sırasında, idrarda madde analizi ya da hasta ve yakınlarının beyanına göre kayma, sürçme ve veya hastalık tekrarı açısından tekrar değerlendirildi. İstatiksel analizler SPSS versiyon 23 programı kullanılarak değerlendirildi. P>0.05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Bulgular: Çalışmamızda alkol/madde kullanım bozukluğu olan hastalar taburculuk sonrası relaps ve remisyon olarak iki gruba ayrılarak incelendi. Çalışmaya toplam 51 hasta dahil edildi ve ulaşılabilen 49 hastanın %60,8' inde relaps saptandı. İki grup arasında sosyodemografik faktörler, bağımlılık profili, motivasyon, intihar girişimi oranları, depresyon, bağımlılık tedavisi için tekrarlayan yatışlar, tedavi terki, travmatik olay yaşama durumu, ortalama travma yaşı ve TSSB belirti şiddeti arasında anlamlı fark bulunamadı. Anksiyete (p:0.015), disosiyasyon semptomları (p:0.026), önceki psikiyatrik tedavi başvurusu (p:0.019), travmatik olay sayısı ve şiddeti (p:0.04 ve p:0.01), travmatik olay sonrası madde kullanım davranış paterninde değişiklikler (p:0.014), travmatik olay sonrası madde kullanım davranış paterninde değişikliklerin zamanlaması (ilk 2 haftada olan değişiklikler için p:0.049), travma türlerinden ihmal (p:0.009), duygusal istismar (p:0.019) ve fiziksel istismar (p:0.005) varlığı relaps olan ve olmayan gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı derecede farklıydı. Anlamlı bulunan değişkenlerden 5 tanesinin Binary Lojistik Regresyon modelinde (travma sayısı, DES puanı, HAM-A puanı, daha önce psikiyatrik tedavi için başvurmamış olmak, travmatik yaşam olayı sonrasında madde kullanım davranışında değişiklik olmasının birlikte) relapsı güçlü bir şekilde öngördüğü, değişkenler tek başlarına değerlendirildiğinde, daha önce psikiyatrik tedavi için başvurmamış olmanın relapsı anlamlı (CI;%95, p:0.002) şekilde öngördüğü bulundu. Tartışma ve sonuç: Alkol ve madde kullanım bozukluğu olan hastalarda relapsı etkileyen bir çok faktör prospektif ve retrospektif olarak araştırılmıştır. Bu faktörlerden sosyodemografik özellikler, depresyon ve anksiyete semptomları, eşlik eden diğer psikiyatrik durumlar, madde kullanım şiddeti, motivasyon bu çalışmaların öne çıkan hedefleri olmuştur. Bu faktörlerin travma öyküsü ile birlikte incelendiği tedavi sonrası relaps oranlarını araştıran prospektif çalışmalar literatürde nadirdir. Ayrıca travmanın varlığının relapslar üzerine etkisi araştıran mevcut çalışmalar çoğunlukla TSSB (Travma sonrası stres bozukluğu) tanısına odaklanmış ya da sadece kadınları dahil etmiş ve çocukluk çağı travmalarına odaklanmış, diğer faktörleri çalışmalara dahil etmemiş veya spesifik bağımlılık grupları özelinde çalışmışlardır. Bu açıdan çalışmamızın sonuçları literatür ile benzer sonuçlar sunmakla birlikte yeni ve önemli bilgiler de sunmaktadır. Çalışmamızın sonuçlarına göre daha önce yapılan çalışmalara benzer bir şekilde anksiyete semptomları relapslarla ilişkili bulunmuştur. Daha önceki çalışmalarda relaps ile ilişkisi konusunda yeterli veri olmayan travmatik olay sonrası madde kullanım davranış paterninde değişiklikler, travmatik olay sonrası madde kullanım davranış paterninde değişikliklerin zamanlaması, önceki psikiyatrik tedavi başvurusu sayısının az olması ve disosiyasyon semptomlarının relaps oranları ile yakından ilişkili olması da önemli bir bulgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Literatürde hakkında az sayıda çalışma olan travmatik olay sayısı ve şiddeti, ihmal, duygusal istismar, fiziksel istismar gibi çeşitli travma türlerinin relaps oranlarını etkilemesi de önemli sonuçlardan biridir. Bütün bu bulgular psikiyatrik tedaviye başvurmuş olmanın, TSSB tanısından bağımsız olarak travmatik yaşantı deneyimlerinin azlığının ve deneyim sonrası madde kullanımıyla ilgili bir davranış değişikliği gelişmemiş olmasının, değerlendirme sırasındaki anksiyete ve disosiyatif semptomların az olmasının düşük relaps oranları ilişkili olduğunu göstermektedir. Ancak bu sonuçların daha büyük örneklemle yapılan çalışmalarla doğrulanması gerekmektedir. Anahtar Kelimeler: Madde Bağımlılığı, Travmatik Olay, TSSB, Relaps, Prognoz, Tedavi başvurusu
Introduction: Addiction is a long-term disease with remission and relapses. Traumatic life events are negative events that almost everyone can experience, which disrupt or hurt the common mental and physical integrity. Traumatic life events are more important in people with substance addiction due to various factors. Although relapse rates are affected by many factors in addiction, traumatic life events are also one of these factors. The goal of our study was to investigate the traumatic life events in addiction, other factors affecting it and the relationship between these factors and the course of treatment. Methods: Patients diagnosed with alcohol or substance use disorder according to DSM-V at the Sakarya Training and Research Hospital Alcohol and Substance Abuse Treatment and Training Center inpatient clinic and who met the inclusion criteria were included in the study. Sociodemographic Data Form, Hamilton Depression (HAM-D), Hamilton Anxiety (HAM-A), Dissociative Experiences (DES), Impact of Event Scale-Revised (IES-R), Traumatic Experiences Checklist (TEC), Brief Psychiatric Rating Scale (BPRS), State-Trait Anxiety Scale (STAI-TX), Dependency Profile Index (BAPI), Stages of Change Readiness and Treatment Eagerness Scale (SOCRATES) were applied on the 7th day of their hospitalization. Six months after discharge from the hospital, patients were re-evaluated in terms of relapse by calling by phone, examining the hospital records, analyzing the substance in the urine, getting information from the patients and their relatives to evaluate the prognosis of the disease. Statistical analyzes were evaluated using SPSS version 23 program. p>0.05 value was considered statistically significant. Results: In our study, patients with alcohol / substance use disorders were classified into two groups as relapse and remission after discharge. A total of 51 patients were included in the study, 49 patients were reached. Relapses were detected in 60,8% of the patients reached. There wasn't any significant difference between the two groups for socio-demographic factors, addiction profile, depression, motivation, suicide attempt rates, recurrent hospitalizations for addiction treatment, drop out from treatment, traumatic event experience, mean trauma age and PTSD symptom severity. Anxiety (p:0.015), dissociation symptoms (p:0.026), previous psychiatric treatment application (p:0.019), number and severity of traumatic events (p:0.04 and p:0.01), the changes in the post-traumatic substance use behavior pattern (p:0.014), the time of changes in the post-traumatic substance use behavior pattern (p:0.049 for changes in the first 2 weeks) were statistically significantly different between the relapsed and non-relapsed groups. In addition, neglect (p:0.009), emotional abuse (p:0.019) and physical abuse (p:0.005) were statistically significantly different in trauma types between the relapsed and non-relapsed groups. It was found that five of the significant variables strongly predicted relapse (CI;%95, p:0.002) in the Binary Logistic Regression model (the number of trauma, DES score, HAM-A score, not applying for psychiatric treatment before, and changes in substance use behavior after traumatic life event). When the variables were evaluated individually, it was found that not applying for psychiatric treatment before predicted the relapse strongly. Discussion and conclusion: Many factors affecting relapse have been prospectively and retrospectively investigated in patients with alcohol and substance use disorders. Among these factors, sociodemographic features, depression and anxiety symptoms, comorbid psychiatric conditions, substance use severity, and motivation were the targets of these studies. Prospective studies investigating the relapse rates after treatment, in which these factors are examined with a history of trauma, are rare in the literature. In addition, current studies investigating the effect of traumatic state on relapses mostly focused on PTSD (post-traumatic stress disorder) or included only women and focused on childhood traumas, did not include other factors in studies or worked with specific addiction groups. In this regard, in our study, similar results are found in the literature, but new and important information is also presented. According to the results of our study, anxiety have been associated with relapses, similar to previous studies. In our study, it is an important finding that changes in the substance use behavior pattern after traumatic event, the time of changes in the substance use behavior pattern after traumatic event, the lack or absence of previous psychiatric treatment application and dissociation symptoms are closely related to relapse rates, but there is not enough research in the literature on this subject. One of the important results is that the number and severity of traumatic events with few studies in the literature affect the relapse rates of various types of trauma such as neglect, emotional abuse, and physical abuse. All these findings show that being applied to psychiatric treatment, the lack of traumatic life experiences independent from the diagnosis of PTSD, and no behavioral change related to post-experience substance use, low anxiety and dissociative symptoms during evaluation were associated with low relapse rates. However, these results need to be confirmed by studies with a larger sample. Keywords: Substance Abuse, Traumatic Events, PTSD, Relapse, Prognosis, Treatment Application