Giriş ve Amaç: Kardiyopulmoner resüsitasyon kılavuzlarında hasta bazlı KPR başarı ve kısa/uzun dönem mortalite oranları bildirilmemektedir. Bu durum hastalığın seyri hakkında bilgi eksikliğine yol açmaktadır. Bu konuda son kaynaklar güvenilir prognostik göstergeleri aydınlatmak için daha ileri klinik çalışmalar ve meta-analizlere ihtiyaç olduğundan bahsetmiştir. Bu çalışmanın amacı; hastanemiz acil servisinde KPR uygulanan hastalara ait demografik veriler, anamnez bilgileri ve KPR sürecine ilişkin verilerin ışığında spontan dolaşıma geri dönüş ve kısa/uzun dönem mortaliteye etki eden faktörleri inceleyip literatüre katkı sağlamaktır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışma, geriye dönük olarak 1 Ocak 2016- 31 Aralık 2016 tarihleri arasında KPR uygulanan 510 hastadan dâhil edilme kriterlerine uyan 353 hasta ile gerçekleştirildi. KPR , acil servis takibi ve kısa/uzun dönem sonlarında ex olan ve sağ kalan hastaların verileri kıyaslanıp mortaliteye etki eden faktörler saptandı. Bulgular: İlk KPR sonrası hastaların yarısından çoğunda SDGD sağlansa da SDGD sağlanan hastaların yaklaşık üçte biri acil servis takip sürecinde ex olmakta ve hastalardan sadece çok küçük bir kısmı 12 aylık dönemde sağ kalabilmektedir. Verilerin KPR sonlanımına, acil servis sonlanımına, kısa/uzun dönem mortaliteye etkisine bakıldığında ex olan ve sağ kalan hasta grupları özellikle kan gazı değişkenleri ve KPA etiyolojisi açısından kıyaslandığında gruplar arasında anlamlı düzeyde fark olduğu ancak anlamlılığın çoğu değişken için düşük düzeyde olduğu tespit edildi. Tartışma ve Sonuç: Çalışmamızın sonuçları genel anlamda literatürü desteklemektedir. KPR'nin ilk dakikalarında değerlendirilebilen ek hastalık sayısı, ulaşım şekli, KPA gelişen yer ve pH, laktat, potasyum, baz fazlası, bikarbonat değerlerinin KPR sonlanımını öngörmek için kullanılabileceği görülmektedir. Bu sebeple KPA'larda geliş anında alınan anamneze bu soruların dahil edilmesini ve kan gazının değerlendirilmesini önermekteyiz. İlk KPR sonrası SDGD sağlanan erkek, kardiyak harici etiyolojiye sahip, pO2 değeri düşük ve üre değeri yüksek hastaların acil servis takip sürecinde mortalite oranlarının yüksek olması sebebiyle hekimlerin post resüsitatif bakımda bu hastaları daha yakın izlemesini önermekteyiz. KPR uygulanan hastaların demografik verileri, anamnezleri ve laboratuvar değerleri kısa ve uzun dönem mortalite tahmini için kullanılabilir nitelikte olup çalışmamıza benzer çalışma sayısının artması ile kabul gören bir skorlama sistemi oluşturulabileceği ve sonuç olarak hastalığın seyrinin öngörülebileceği düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Arrest, KPR, Sağ kalım
Introduction and aim: Patient-based CPR success and short / long-term mortality rates are not reported in the CPR guidelines. This does not provide sufficient information on the course of the disease. Recent sources have referred to the need for further clinical trials and meta-analyzes to identify reliable prognostic indicators in this context. The aim of the study is to contribute to the literature by examining the factors affecting spontaneous circulation return and short / long term mortality using data related to demographic data, history information and CPR process of CPR patients in our emergency department. Material and Method: This retrospective study was conducted with 353 patients who met the inclusion criteria of 510 patients who applied CPR between January 1, 2016 and December 31, 2016. The factors affecting mortality were determined by comparing the data of CPR, emergency service follow-up and data of patient died or survived at the end of the short/long term. Findings: After the first CPR, more than half of the patients can be provided with ROSC. Approximately one third of the patients receiving ROSC die in the emergency service follow-up period. Only a very small number of patients can survive the 12-month period. when these data are analyzed for CPR termination, emergency service termination and short / long term mortality; it was found that there was a significant difference between the groups of patients who died and survived, especially when compared to blood gas variables and KPA etiology, but the significance was low for most variables. Discussion and Conclusion: The results of our study generally support the literature. It can be seen that the number of additional diseases that can be evaluated in the first minute of CPR, transport mode, place of CPA and pH, lactate, potassium, base excess, bicarbonate values can be used to predict CPR outcome. For this reason, we recommend that these questions be included in the anamnesis received at the time of arrival and blood gas should be evaluated in these CPA patients. We propose that physicians should follow these patients more closely in the post resuscitational care due to the high mortality rates in the emergency department follow-up of patients with male, non-cardiac etiology, low pO2 values and high urea values after first CPR. Demographic data, anamnesis, and laboratory values of CPR patients can be used to predict short and long term mortality, and it is thought that an increase in the number of similar studies can establish an acceptable scoring system and consequently predict the course of the disease. Key words: Arrest, CPR, Survival