Şüphe yok ki toplumlar -temel iletişim aracı olması hasebi ile- dil üzere kurulurlar. Aklımızdaki fikir; sesler, harfler ve kelimeler şeklinde dil kisvesine büründürmediğimiz sürece ufkumuzda hapis kalır. Her milletin onu diğerlerinden ayıran bazı özellikleri vardır. İşte dil, gerek cümleleri gerek ibareleri ile bu özellikleri daha da belirgin hale getirir. Bu anlamda Arapça da diğer dillerden farklı değildir. Ne var ki Allah (c.c), bu dili İslam'ın mesajını taşımakla şereflendirmeyi dilemiş ve Kur'an'ı indirmiştir. Resulullah'ın (s.a.v) hadisleri de Arapça olarak yazılmıştır. Böylece fasih Arapça sadece Arapların dili olmaktan çıkıp, dünyanın her yanındaki bütün Müslümanların dili olmuş, ona bağlı kalmak ve muhafaza etmek sadece Arapların değil tüm Müslümanların görevi haline gelmiştir. İster halk arasında günlük dilde olsun, isterse de resmi dilde olsun fark etmez, dilin canlılığı dili kullananlar arasında sürekli tedavülde olmasına bağlıdır. Halkın fasih Arapçadan kaçıp lehçeye sığınmasına mani olmanın en iyi yollarından biri onu kullanmak ve tek dil politikası üzere çalışmaktır. Bu araştırma, fasih Arapçaya bağlı kalmak ve onu korumak hususundadır. Araştırmada Suriye devlet eğitim sistemindeki fasih Arapça öğretimi nitel ve analitik bir incelemeyle ele alınmış, Arapçanın canlanması ve gelişmesine katkı sağlayacağı var sayılan eğitim yöntemlerine ışık tutulmaya çalışılmıştır. Suriye'nin Arapçaya verdiği öneme ve onu koruma gayretine rağmen umutlar büyük, aşılması gereken engeller çoktur. Fasih Arapçanın durumu içler acısıdır. Bu dilin sahipleri onu terk etmiş; dillerini, akıllarını ve kalplerini ammice ele geçirmiştir. Böylece ev sahibi kendi evinde yabancı konumuna düşmüştür. Çocuklar fasih Arapçayı anlamıyor, öğrenciler konuşamıyor, öğretenler ise –Allah'ın merhamet ettikleri hariç- fasih Arapçada yetkin olamıyorlar. Bu dilin asıl sahiplerinin okuma, konuşma ve yazım hataları utanç vericidir. Bu bir zayıflıktır ve kaynağı da genel eğitim sistemindeki uygulamanın zayıflığına dayanır. Bu da takip edilen eğitim politikalarını, sistemi, uygulama yollarını, ölçme-değerlendirme yöntemlerini, bunların hedefleri ne ölçüde gerçekleştirdiğini –özellikle de Arapça ile ilgili kısmı- yeniden gözden geçirmeyi gerektirmektedir.
SUMMARY