Günümüz küreselleşen dünyasında pek çok kıtada yaşanan kitlesel göç hareketleri, farklı sebeplere istinaden son yıllarda önemli bir artış göstermiştir. 2010 yılının sonlarına doğru Ortadoğu'da başlayan Arap Baharı da diktatör ülkeler içerisinde ciddi kaos ve çatışmalara zemin hazırlamış, bu durum 2011 yılından itibaren özellikle Suriye'den Türkiye'ye doğru yoğun bir göç dalgası yaratmıştır. Bu çalışmada, 2011 sonrasında İzmir iline göç eden ve Türkiye Devleti tarafından "Geçici Koruma" statüsü verilen Suriyelilerin, ekonomik alanda yaşadıkları problemlerin tespit edilebilmesinin yanı sıra, özlük haklarının yeterince iyi olup olmadıklarının ve emek sömürüsüne maruz kalıp kalmadıklarının ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Bu çerçevede, İzmir ilinde yaşayan Suriyelilerin göç ettikten sonraki süreçte ekonomik piyasalardaki kalıcılıklarını tespit edebilmek, entegrasyon teorileri bağlamında Suriyelilerin ekonomik durumlarını, algılarını ve memnuniyet düzeylerini analiz edebilmek, İzmir'deki yerel ve özel sektör bazlı paydaşların Suriyelilere yarattığı istihdam alanlarını, bu alanlarda çalışan Suriyelilerin özlük hakları ve çalışma koşullarını analiz edebilmek amaçlanmıştır. Ayrıca, İzmir'de çalışan Suriyelilerin kayıt dışı istihdam düzeylerinin ölçülerek onların ne kadar emek sömürüsüne maruz bırakıldıklarını analiz etmek, bu sömürünün önüne geçilebilmesi ve Türkiye'deki çalışma izni yönergelerinin İzmir genelinde uygulanabilirliğinin tespit edilebilmesi için yerel aktörlere ve karar alıcılara çözüm önerileri sunmak amaçlanmıştır. Tez sürecinde Suriye'den İzmir'e gelen ve şirket kuran işletme sahibi Suriyeliler ile yüz yüze mülakatlar yapılarak, onların ekonomik istihdam piyasalarındaki konumları bizzat birinci ağızdan öğrenilmiştir. Bunun yanında, İzmir'de Suriyelilere destek veren devlete bağlı kuruluşlar ve sivil toplum örgütleri ile de yüz yüze mülakatlar yapılmış, yerel aktörlerin gözünden de Suriyelilerin ekonomik durumları tespit edilmiştir. Bu bağlamda çalışma, ekonomik entegrasyonu tek taraflı değil, çift taraflı ele alarak güvenilir bir tablo çizme noktasında literatüre katkı yapacaktır.
In today's globalized world, mass migration movements being occurred in many continents have increased in recent years because of different reasons. Arab Spring, which began towards the end of 2010 in the Middle East, has caused serious chaos and conflicts in the dictator countries, so this conflictual atmosphere has created a serious wave of immigration from Syria towards Turkey since 2011. In this study, it was aimed to analyse the economic problems of Syrians, who migrated to İzmir after 2011 and were given "temporary protection" by Turkish Government, as well as to reveal whether their employee personnel rights are good enough or not and whether they are exposed to labor exploitation or not. In this context, it has been aimed to determine the permanence of Syrians living in the province of İzmir in the economic markets after immigration, to analyze the economic situation, perceptions and satisfaction levels of Syrians in the context of integration theories. Apart from that, it has been supposed to analyse the employment areas created by local actors and private sectors for Syrians, and to determine working conditions and rights of Syrians working in economic markets. In addition to that, it has been aimed to determine how much Syrians are exposed to labor exploitation by measuring the rate of shadow employments of Syrian workers in İzmir, so it has been supposed to offer solutions to local actors and decision makers in order to find out the applicability of work permit directives in İzmir. During the thesis process, face-to-face interviews were made with Syrian business owners who established companies in İzmir and their position in economic employment markets was learnt at first hand. In addition, face-to-face interviews were held with State-based organizations and non-governmental organizations that support Syrians in Izmir, and the economic conditions of Syrians were determined through the eyes of local actors. In this context, the study will contribute to the literature in terms of drawing a reliable picture by considering economic integration not only one-sided, but also two-sides.