Şiî-İmâmî geleneğin tarihinde Usûlî düşüncenin gidişatını etkileyen önemli yol ayrımlarından biri de Şiî Büveyhîlerin Bağdat'ı kaybetmeleri akabinde Necef'e geçen Usûlî düşüncenin, çeşitli sebeplerden ötürü durgunluk dönemine girmesidir. Bu durgunluğu sona erdiren ve Şiî düşünceyi canlandıran ilim merkezi ise Hille olmuştur. Hille'de İbn İdrîs el-Hillî (ö. 598/1202) ile ilk ürünlerini vermeye başlayan ilmî faaliyetler 656/1258'de Moğolların Bağdat'ı işgal etmelerinin akabinde Hülâgû'nün bu şehre eman vermesi sonrası çevre şehirlerden gelen Şiî ulemâ ile daha da zenginleşmiştir. Usûlîler açısından ikinci parlak dönemin başlangıcını ifade eden bu süreçte ilmî liderliği Muhakkık el-Hillî (ö. 676/1277) yürütmüştür. İki bölümden müteşekkil bu çalışma, Muhakkık el-Hillî'nin fıkıh, fıkıh usûlü ve kelâma dair görüşlerinin Şiî-Usûlî geleneğe etkileri ve katkılarını konu edinmektedir. Çalışmada onun yetiştiği ve ilmî faaliyetlerini sürdürdüğü Hille şehri ve Hille medresesine de değinilmiştir. Ulaşılan sonuçlara göre el-Hillî, çevresinde toplanan ulemâ ve öğrencileri ile Usûlî düşünce açısından etkisi uzun yıllar sürecek önemli bazı adımlar atmıştır. Mütekaddim ulemâdan farklı olarak yeni bir tasnifle kaleme aldığı fıkıh eseri Şerâ'i'ü'l-İslâm fî mesâ'ili'l-helâl ve'l-harâm ve ictihadın Şîa tarafından benimsenmesini sağlayan eseri Meâricü'l-usûl bu gelenekte önemli rol oynamıştır. Muhakkık el-Hillî, Hille medresesinin bir önceki lideri İbn İdrîs el-Hillî'nin sert fetvalarına kıyasla daha mutedil bir üslûp benimsemiş, bu suretle serdettiği görüşleri ile Usûlî geleneği, İbn İdrîs döneminden beri süregelen Tûsî karşıtı duruştan kurtarmıştır. Gaybet döneminde Cuma namazını fakihin kıldırabileceği fetvasını vermesi, humus konusunda fakihe "nâib" sıfatıyla ilk defa vurgu yapması, herhangi bir kayıt koymadan had cezalarını uygulama yetkisini fakihe vermesi gibi adımlar fukahanın genel niyâbet hakkını kazanmasında birer katkı olmuştur.
One of the important turning points affecting the Shia-Imamiyyah is that Usūlī thought, which moved to Najaf after the Shiite Buwayhids lost Baghdad, entered a period of stagnation due to various reasons. The science center that ended this stagnation was Hilla. The scientific activities led by Ibn Idrīs al-Hillī (d. 598/1202) in Hilla were strengthened after Hulagu gave amān to this city and Shiite scholars came from the surrounding cities. In this period, which marks the beginning of the second brilliant period for Usūlīs, Muhaqqīq al-Hillī (d. 676/1277) was the leader of the Shiite scholars. This study which consists of two parts, focuses on the effects and contributions of Muhaqqīq al-Hillī's views on fiqh, fiqh methodology and kalam to the Usūlī tradition. In the study, the city of Hilla and Hilla school are also mentioned. According to the results, al-Hillī took some important steps that would last for many years in Usūlī thought with the scholars and his students. His work of fiqh, which he wrote with a new classification unlike former ulama Sharā'i' al-Islām and the work that enabled the adoption of ijtihad by the Shia Ma'ārij al-usūl played an important role in this tradition. He adopted a more moderate style compared to the harsh fatwas of Ibn Idrīs al-Hillī and he saved the Imamī tradition from the anti-Tusī attitude. During the occultation, his fatwa that the faqih can perform the Friday prayer, the emphasis on faqih with the title of nāib about hums, to authorize faqih to hudud punishments without making any records contributed to fuqaha for gain the right of general niyabāt.