Neoliberal tezlerin örgütsel alana yansıması personel yönetiminden insan kaynakları yönetimine, oradan stratejik insan kaynakları yönetimine geçiş gibi retoriksel yaklaşımların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Ayrıca örgütsel bağlılık, psikolojik sözleşme, örgütsel vatandaşlık ve örgütsel adanmışlık gibi neolojik ifadelerle işyerinde işgörenlerin sendikal hareketlere ve bunların eylemlerine karşı ilgisi azaltılmaya çalışılmaktadır. Bu durum 1970'lerde %75-80'lerde olan sendikalı (örgütlü) emeğin bugün %15'lere kadar gerilemesine neden olmuştur. Süreç geleneksel işgücünün öneminin azalması yönünde devam etmektedir. Bu çalışmanın temel amacı emeğin örgütsüzleştirilmesinin serüvenini insan kaynakları yaklaşımları aracılığıyla ortaya koymaktır. Bu yolla insan kaynakları yönetimi alanındaki kavramsal ve sözde kuramsal yaklaşımların bilimsel bir temelinin olup olmadığı ve söz konusu değişimin emeğin örgütsüzleştirilmesi stratejisiyle ilgili olup olmadığı sorgulanmaya çalışılmıştır. Çalışmada personel yönetiminden insan kaynakları yönetimine, insan kaynakları yönetiminden ise stratejik insan kaynakları yönetimine evrilen insan yönetiminin tarihsel arkaplanı sorgulanmaya çalışılmaktadır. Çalışmada eleştirel literatür taraması yönteminden faydalanılarak bibliyometrik bir araştırma yapılmıştır. Çalışma üç bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde örgütlü emeğin kısa tarihinden söz edindi. İkinci bölümde, insan yönetimi: tanım ve kavramsallaştırma, insan yönetimi kavramının ortaya çıkışı üzerinnde duruldu. Üçüncü bölümde ise emeğin örgütsüzleştirilmesi stratejisinin sonuçlari üzerine bir inceleme ve çalışmanın yöntemi üzerinde duruldu. Araştırma bulgularına göre 1970'li yıllardan başlayarak yaklaşık örgütlü emeğin olduğu tüm ülkelerde çalışanların sendika üyeliyinde düşüş gözlemlenmiştir. Bu süreçte emeğin örgütsüzleştirilmesi ile neoliberal tezler doğrultusunda üretilen insan kaynakları hareketinin eşzamanlı olarak başlaması dikkat çekicidir. İnsan kaynakları yaklaşımlarının kuramsal, yöntemsel veya uygulamadan kaynaklanan gerekçelerden değil, emeğin örgütsüzleştirilmesi yoluyla neoliberal tezlerin uygulamasını kolaylaştırma stratejisinden kaynaklandığı çalışmanın ulaştığı temel sonuçtur.
The reflection of neoliberal theses on the organizational field leads to the emergence of rhetorical approaches such as the transition from personnel management to human resources management and from there to strategic human resources management. In addition, neological expressions such as organizational commitment, psychological contract, organizational citizenship and organizational commitment are tried to reduce the interest of employees in the workplace towards trade union movements and their actions. This situation caused the unionized (organized) labor force, which was 75-80% in the 1970s, to regress to 15% today. The process continues in the direction of decreasing the importance of the traditional workforce. The main purpose of this study is to reveal the adventure of the disorganization of labor through human resources approaches. In this way, it has been tried to question whether the conceptual and so-called theoretical approaches in the field of human resources management have a scientific basis and whether the said change is related to the strategy of disorganization of labor. In the study, the historical background of human management, which has evolved from personnel management to human resources management and from human resources management to strategic human resources management, is tried to be questioned. In the study, a bibliometric research was conducted by using the critical literature review method. The study consists of three parts. In the first part, he talked about the short history of organized labor. In the second part, people management: definition and conceptualization, the emergence of the concept of people management are emphasized. In the third part, an examination of the results of the strategy of disorganizing the labor and the method of the study were emphasized. According to the research findings, since the 1970s, a decrease has been observed in the union membership of employees in all countries with approximately organized labor. In this process, it is remarkable that the disorganization of labor and the human resources movement produced in line with neoliberal theses started simultaneously. The main conclusion reached by the study is that human resources approaches do not originate from theoretical, methodological or practical reasons, but from the strategy of facilitating the implementation of neoliberal theses through the disorganization of labor.