Özellikle son 50 yılda, gelişen teknolojiye de bağlı olarak, plastik üretimi ve tüketimi artmıştır. Günümüzde plastikler aşırı ve kontrolsüz kullanıma bağlı olarak büyük bir çevresel sorun haline gelmiştir. Rastgele çevreye yayılan plastik artıkları rüzgar ve nehirler vasıtasıyla farklı su ortamlarına taşınarak doğal hayatı tehdit etmektedir. Bu taşınma sırasında plastikler çeşitli doğal ve ve antropojenik süreçlere maruz kalarak aşınıp, boyutu 5 mm'den küçük mikroplastiklere dönüşmektedir. Mikroplastik kirliliği henüz yeni anlaşılan bir kirlilik olmakla beraber hala tam olarak standart ayırma ve analiz metodu bulunmamaktadır. İncelenmeleri zordur ve sulardaki mikroplastikler özel metodlarla ayrıldıktan sonra bir mikroskop altında belirlenebilmektedir. Plastiklerin ucuzluk, hafiflik, yüzücülük, her yerde bulunabilme, zor parçalanma vb. gibi özelliklerine ilaveten, hidrofobik yapılarından dolayı yüzeylerinde toksik organik kirleticileri tutabilmeleri de oldukça önemlidir. Bu özellikleri sebebiyle plastikler, besin zincirinin bir parçası olan su ürünleri tarafından kolaylıkla yutulmakta ve dolaylı olarak insan sağlığı için de bir tehdit oluşturmaktadır. Bu çalışmada, esas olarak mikroplastiklerin doğal ortamlarda, su kaynaklarında kısacası yaşadığımız çevrede bulunup bulunmadığı, bulunuyorsa ne kadar miktarda bulunduğu irdelenmeye çalışılmıştır. Bu amaçla temel bir besin maddesi ve abiyotik bir su ürünü olan tuzun kaynağından yani bir Tuz Gölünden su ve tuz numuneleri alınarak numunelerde rastlanan mikroplastiklerin tipi, şekli, büyüklüğü ve sayısı belirlenmeye çalışılmıştır. Elde edilen sonuçlar karşılaştırmalı olarak ortaya konmuştur. Çalışmalar sonucunda Tuz Gölünden 2015-2016 tarihleri arasında alınan su ve tuz numunlerinde mikroplastiklere rastlanmıştır. En çok rastlanan mikroplastik tipi olarak liflerin bulunduğu söylenebilir. Özellikle son yıllarda ortaya atılan Tuz gölüne kanalizasyon sularının karıştığı iddiaları da dikkate alınacak olursa mikroplastiklerin nüfus artışı, şehirleşme ve atıksu deşarjları gibi antropojenik etkilerle aşırı bir ilgisinin bulunduğu daha net anlaşılacaktır.
Especially in the last 50 years, depending also on technological developments, plastic production and consumption have increased. Due to the uncontrolled use of plastics, it has also become a particularly environmental problem. During this transportation, the plastics are worn away by exposure to various natural and anthropogenic processes and transformed into microplastics smaller than 5 mm in size. Microplastic pollution is a newly understood pollution, but still there is not exactly standard separation and analysis method. Examinations are difficult and the microplastics in the water can be identified under a microscope after being separated by special methods. Plastics are cheap, light, swimming, everywhere, difficult to break, etc., It is also very important that they can retain toxic organic contaminants on their surfaces due to their hydrophobic structures. Because of these properties, plastics are easily swallowed by aquatic products that are part of the food chain and are also a threat to human health. In this study, it is tried to be investigated that if microplastics are present in the natural environment, water resources, and in the environment, we live in and their quantity if they are present. For this purpose, attempts have been made to determine the type, shape, size and number of microplastics found in samples by taking water and salt samples from a salt source of salt, a basic nutrient and abiotic water product. The results obtained are presented comparatively. As a result of the studies, microplastics were found in the water and salt samples taken from the Salt Lake between 2015-2016. It can be said that fibers are the most common type of microplastic. Especially considering the claims of sewage waters to the Salt Lake, which has been launched in recent years, it is clear that microplastics have an extreme relation with anthropogenic effects such as population growth, urbanization and wastewater discharges.