Avrupa Birliği'ne (AB) üye ülkelerde üç milyonun üzerinde Türk vatandaşı yaşamaktadır. AB ülkelerinde yaşayan Türk vatandaşlarına, diğer yabancılarla birlikte, vatandaşlıklarından dolayı sık sık ayrımcılık yapılmakta ve daha az haklar tanınmaktadır. Dahası, bu kişiler, toplumda kendilerine en az imtiyaz tanınan gruplar arasında yer almaktadırlar. Bununla beraber, AB hukukunda, Türk vatandaşlarıyla birlikte üçüncü ülke vatandaşları için belirli bir haklar sistemi yoktur. Bunun yerine, Birlik üyesi devletlerin vatandaşlarına sağlanan haklardan dolaylı olarak ve uluslararası antlaşmalardan elde edilebilecek gerçek ve potansiyel haklar sistemi vardır. Türkiye, bir Avrupa ülkesi olarak 1987 yılında AB'ye tam üye olmak için başvurdu. Türkiye'nin bu başvurusu, Birlik tarafından "kibarca" reddedildi. Diğer yandan, Ortaklık Konseyi'nin 6 Mart 1995 tarihinde aldığı karar ile, AB ile Türkiye arasındaki tam gümrük birliği 1 Ocak 1996'dan itibaren yürürlüğe girdi. Bu kararda, Türk vatandaşı işçilerin serbest dolaşım haklarıyla ilgili olarak, "sosyal konularda işbirliği" başlığı altında tavsiye niteliğinde sadece bir paragrafa yer verildi. 12 Aralık 1997 tarihinde yapılan AB Lüksemburg Zirvesi'nde Türkiye'ye, sadece Türkiye'nin AB'ye üye olmaya "ehil" olması anlamına gelen "üyelik konusunda bir perspektif verildi. Bu gelişmeler çerçevesinde bakıldığı zaman, Türk işçilerinin serbest dolaşım haklarının Ankara Antlaşması, Katma Protokol ve Ortaklık Konseyi kararlarına göre güvence altına alınmaya çalışılması gerektiği açıktır. Bu konuda, Avrupa Topluluğu Adalet Divanı'nın bu mevzuatı yorumlaması, AB üyesi devletlerde yaşayan Türk vatandaşlarının serbest dolaşım haklarının tanınmasında büyük öneme sahiptir. Bu çalışmanın temel amacı, Avrupa Adalet Divanı'nın değişik kararlarında tanındığı haliyle, AB'ye üye devletlerde yaşayan ve çalışan Türk vatandaşlarının serbest dolaşım haklarının niteliklerini incelemek ve değerlendirmektir. Bu amaca ulaşmak için, çalışma ilk olarak "uluslarüstü" bir organ olarak Avrupa Topluluğu/Birliği'nin yapısal sisteminin kapsamlı bir resmini çizer. İkinci olarak, 1963 tarihli Ankara Antlaşması ve 1970 tarihli Katma Protokol'e özel önem vererek, Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin özelliklerinin bir analizini yapar. Üçüncü olarak çalışma, Topluluk vatandaşları ve Türk vatandaşları bağlamında göçmen işçilerin serbest dolaşım haklarını inceler. Son olarak çalışma, Avrupa Adalet Divanı'nın kararlarının bir sonucu olarak ortaya çıkan Türk vatandaşlarının gerçek serbest dolaşım haklarını değerlendirir. xıv
FREE MOVEMENT RIGHTS OF WORKERS WITHIN THE EU and THE POSITION OF TURKISH NATIONALS Key Words: Free movement rights, workers, Turkish nationals, European Union, membership, Association Agreement, supranational, migration. The member-States of the European Union (EU) have more than three million Turkish nationals living within their borders. Turkish nationals, along with other third country nationals living within the EU, frequently face discrimination and reduced benefits on the ground of their nationality. Moreover, they are often among the least privileged groups in society. Yet there is no coherent set of rights for third country nationals, including Turkish nationals, in EU law. Instead, there is a set of actual and potential rights that may be derived from international agreements and indirectly from rights granted to nationals of the member-State of the Union. In 1987, Turkey, as an European country applied for full membership of the EU. Turkey's application was "softly" rejected by the Union. On the other hand, the Association Council, in its decision on 6 March 1995, finalised the entry into force of the full customs union with effect from 1 January 1996 between the EU and Turkey. In this decision, concerning the free movement rights of Turkish workers, there is only one paragraph under the heading 'cooperation on social matters', in the form of a resolution. On 12 December 1997, in the EU Luxembourg Summit, EU gave Turkey only 'a perspective on accession', just meaning that Turkey is 'eligible' to become an EU member. In the framework of those developments, it is clear that the rights of free movement for Turkish workers should be tried to secure according to the Ankara Agreement, Additional Protocol and the Decisions of the Association Council. In this regard, the European Court of Justice's (EC J) interpretation of the Ankara Agreement, its Protocol and Decisions of the Council of Association, has a crucial importance in recognising the actual rights of Turkish nationals living in a member-State of the EU. The main aim of this study is to examine and evaluate the nature of the free movement rights of Turkish migrants living and working in a member-State of the European Union as recognised by several judgements of the European Court of Justice. To this end, the study first draws a comprehensive picture of the structural system of the European Community/Union as a "supranational" organisation. Secondly, it provides an analysis of the nature of the relations between Turkey and the EU, having particular regard to the Ankara Agreement of 1963 and the Additional Protocol of 1970. Thirdly, the study examines free movement rights of migrant workers both within the context of the Community nationals and Turkish nationals. Finally, the study evaluates the actual free movement rights of Turkish nationals occurring as a result of the judgements of the European Court of Justice.