Birey-kamu yönetimi ilişkilerinin başlangıcı ilk devletlerin ortaya çıkması kadar eskidir. Geleneksel devletlerde gücünü gelenek veya Tanrı'dan aldığına inanılan bir yöneticiye itaat eden kamu yönetimi bireylerle yönetici arasında aracı rolünü yerine getirmekteydi. 18. yüzyılda Amerikan ve Fransız devrimlerinin ardından ulus-devletlerin ortaya çıkmasıyla birlikte birey-kamu yönetimi ilişkileri de bu modele uygun olarak yeniden şekillenmiştir. Temsili demokrasilerin gelişmesi, egemenliğin hükümdardan alınarak millete verilmesi ve anayasacılık hareketleri gibi olgular modern birey-kamu yönetimi ilişkilerinin gelişmesinde önemli roller oynamıştır. 1980'lerden sonra ise birey-kamu yönetimi ilişkileri kürselleşme, bilgi ve iletişim teknolojilerindeki hızlı gelişmeler, siyaset ve ekonomi anlayışında değişim gibi yeni meydan okumalarla karşı karşıya kalmıştır. Böylece birey-kamu yönetimi ilişkilerinin 1980'lerden sonraki durumu incelenmeye değer bulunmuştur.Osmanlı yönetim anlayışı üzerine inşa edilen Türkiye'deki birey-kamu yönetimi ilişkilerinin gelişimi de önemli bir inceleme alanıdır. Özellikle 1980'lerden sonra siyaset, ekonomi, hukuk ve kamu yönetimi alanlarında yaşanan değişimin ve ortaya çıkan toplumsal gelişmelerin Türkiye'de birey-kamu yönetimi ilişkilerine olan etkileri önemli bir tartışma konusudur. Bu noktada, çalışmanın amacı birey-kamu yönetimi ilişkilerinin gelişimini etkileyen dinamiklerin neler olduğunun belirlenmesi, 1980'lerden sonra birey-kamu yönetimi ilişkilerinde yaşanan değişimin incelenmesi ve bu sürecin Türkiye'de birey-kamu yönetimi ilişkilerine olan etkilerinin araştırılmasıdır. Çalışmada, birey-kamu yönetimi ilişkilerinde yaşanan değişim Türkiye örneğinde kamu yönetimi reformları bağlamında incelenmektedir. Çalışmanın hipotezi de kısaca, 1980 sonrasında kamu yönetiminin çevresinde yaşanan değişimlerin bir uzantısı olarak, kamu yönetimi reformlarının birey-kamu yönetimi ilişkilerinde bireyi ve sivil toplumu öne çıkaran, kamu yönetimi karşısında onları güçlendiren bir nitelik gösterdiğidir.Kamu yönetimi literatürünün büyük ölçüde örgüt içine (personel yönetimi, örgütsel değişim gibi) yöneldiği düşünüldüğünde çalışmanın önemi de ortaya çıkmaktadır. Çalışmada kamu kurumlarının iç işleyişi ve çalışma düzeni yerine hizmet sundukları kesimlerle olan ilişkileri araştırılmaktadır. Bu bağlamda, birey-kamu yönetimi ilişkileri katılım, hizmet ve hukuki boyutları dikkate alınarak incelenmektedir. Çalışmada, Türk kamu yönetimi literatüründe fazla tercih edilmediği anlaşılan içerik analizi yöntemine başvurulmuş, birey-kamu yönetimi ilişkilerinde 2000'li yıllardan itibaren yaşanan değişim kamu kurumlarının stratejik planları üzerinde yapılan sıklık ve anlamlılık analizleri neticesinde tespit edilmeye çalışılmaktadır.
History of citizen-public administration relations traces back to the emergence of the state. An authority (religious or conventional) who rules through a direct connection with the divine. And the public administrator serves as a link between the ruler and the ruled in traditional states. With the emergence of the nation-state after the American and French revolutions in eighteenth century, citizen-public administration relations were reformulated according to the logic of the nation-state. After that, modern citizen-public administration relations were evolved under the influences of such factors as development of the representative democracy, donation of the sovereignty to the nation and constitutionalism. According to the model reached as a result of these factors, the administrators be are regarded as the implementers of public policy. Weberien bureaucratic model emerged through these developments and the public administrator played a role in accordance with this model. There have been some challenges to citizen-public administration relations such as globalization, developments in information and communication technologies, political and economical shifts after 1980s. These challenges have contributed to the transformation between citizens and public administrators.Turkey is not an exception to these developments. Citizen-public administration relations in Turkey leans on an administrative culture inherited from the Ottoman Empire. Reflections of the changes in the fields of politics, economics, law, public administration and social developments on citizen-public administration relations were of high importance for Turkey after 1980s. Thus, there is a necessity to examine the evolution of citizen-public administration relations in Turkey with an analysis of the affects of aforementioned challenges. In this context, the aim of the study is to analyze the dynamics that affect the evolution of and to investigate in citizen-public administration relations after 1980s. The shift in the citizen-public administration relations has been examined in the context of public administration reforms in Turkey. The hypothesis of the study depends on the argument that public administration reforms after 1980s empower citizens and civil society against the state.It seems that public administration literature in Turkey generally focuses on the inner processes and functions of public agencies such as organizational changes, personnel and financial management. Because of this, it is of high importance to study the relations between citizens and public administration in theoretical and empirical contexts. Within this framework, interactions between citizens and public administration are examined in three dimensions: Public services, participation and legal basis. In this study, content analysis which is not generally resorted to in Turkish public administration literature is employed to understand the affects of the changes in citizen-public administration relations after 2000s on public policies. Selected strategic plans of several public agencies are investigated with the help of frequency and meaningfulness analysis.