Son yıllarda değere dayalı yönetim anlayışının önem kazanmasıyla birlikte, kar maksimizasyonu yanında hissedar değerinin maksimize edilmesi de başarılı bir firma olmanın temel şartlarından biri olarak kabul edilmektedir. İşletmenin hissedarlar için değer yaratıp yaratmadığının göstergesi ise, yıldan yıla artan oranda pozitif ekonomik katma değere sahip olmasıdır.İşletme bütününde pozitif ekonomik katma değer yaratılabilmesi, işletmede en alt seviyede gerçekleştirilen faaliyetler ve bu faaliyetler sonucu elde edilen ürünler bazında pozitif katma değer yaratılabilmesine bağlıdır. Bu değer sağlıklı bir biçimde ölçülebildiği oranda, uzun vadede işletme performansını artırıcı stratejiler geliştirilerek rakipler karşısında avantajlı konuma gelinebilecektir. Ürünlerin ekonomik katma değerleri, ürünün düzeltilmiş vergi sonrası net faaliyet karı ile sermaye maliyeti payının karşılaştırılması ile elde edilir. Dolayısıyla, ürün başına gerçek ekonomik kar rakamlarına ulaşılabilmesi için, öncelikle doğru faaliyet ve sermaye maliyeti bilgilerine ihtiyaç vardır. Aksi takdirde, ürünlerin gerçek ekonomik katma değerleri elde edilemez. Bu noktada, geleneksel yöntemlere göre daha güvenilir ürün maliyet bilgisi vermenin yanında, faaliyetler aracılığıyla işletmede etkinliği ve verimliliği artıran ve birçok stratejik kararda kullanılan faaliyet tabanlı maliyetleme, ürünlerin ekonomik katma değerinin belirlenmesinde doğru veriler sunmaktadır. Faaliyet tabanlı maliyetleme ile faaliyet maliyetleri ürünlere daha doğru bir şekilde yüklenirken, üretim sırasında katlanılan sermaye maliyeti de ürün bazında izlenerek hesaplamalara dahil edilmelidir.Bu doğrultuda çalışmanın amacı; faaliyet tabanlı maliyetlemeye dayalı ekonomik katma değer analizinin teorik çerçevesini ortaya koymak ve bir örnek olayla iki yöntemin bütünleşik uygulamasını açıklamaktır.Çalışmanın verileri literatür incelemesi, şirketin finansal verileri ve çalışanlarla yapılan görüşmelerden sağlanmıştır. Bu çerçevede, öncelikle faaliyet tabanlı maliyetleme ve ekonomik katma değer yöntemlerinin yapısı, dinamikleri, avantaj ve dezavantajları açıklanmış, daha sonra bu iki yöntemin birlikte nasıl uygulanabileceği, bu kapsamda firmanın sermaye maliyetinin her bir ürün için ne şekilde hesaplanıp ürün faaliyet maliyetlerine eklenebileceği, elde edilen sonuçların faaliyet tabanlı maliyetleme yönteminde elde edilen ürün temelli gelir tablosuna dayanılarak verilecek fiyatlama, ürün karışımı, kaynak tahsisi vb. kararları değiştirip değiştirmeyeceği analiz edilmektedir.Çalışmanın sonuçlarına göre, geleneksel faaliyet tabanlı maliyetleme ile bütünleşik sistem uygulaması farklı sonuçlar vermektedir. Bütünleşik sistem uygulaması sonucu elde edilen ürün ekonomik katma değerleri, ürün karlılıklarının doğru belirlenmesini sağlamakta, bu doğrultuda işletmenin alacağı ürün karması ve üretim hacmi gibi kararlarda yol gösterici olmaktadır. Bütünleşik sistem yardımıyla yöneticilerin dikkati yüksek kar sağlayan ürünlere çekilmekte ve ayrıca sistem işletmede sermaye maliyeti bilincinin oluşmasına katkı sağlamaktadır. Sonuç olarak, faaliyet tabanlı maliyetleme ile ekonomik katma değerin birlikte kullanımının işletme performansını artırarak işletmelere önemli rekabet avantajları sağlayabileceği düşünülmektedir.
In recent years, along with increasing importance of value-based management, one of the important fundemental factors to be considered as a successful firm is to maximize shareholders? value. The indicator for this is increasing level of positive economic value added.In order to create this positive economic value added; companies must create positive added value at lowest operational level activities as well as the product made as the result of these activities. This value must be measurable in order to develop long term strategies which will increase business performance and will provide competitive advantage to the firm. The economic value added of a product can be calculated as comparison of net profit after the tax for that product and share for that product from the cost of capital. Thus these two values must be calculated accurately. Otherwise, the real added values for products can not be calculated precisely. The activity based costing provides better data to find real added value of products. With these technique cost of activities can be distributed to products more accurately and cost of capital for the production can be calculated based on products.Based on these, the goal of this thesis is to explain integrated practise of two methods by forming theoretical a therotical frame for comparison of economic value added based on activity based costing.The data is gathered from literature review, financial data from the companies, and interviews conducted with the employees. First; structures, dynamics, advantages and disadvantages of activity based costing and economic value added methodologies were explained. Then, details of calculation for cost of capital was explained. Finally, integration of all these methodologies and implication of this integration was discussed.According to results, activity based costing and integrated system approach produces different results. Economic value added of product which is gained by integrated system approach helps to determine accurately the product profits and therefore shed light on company decisions such as product mixing and production volume. Managers focus on profitable products by the integrated system, and it helps to increase awareness of capital cost in all over company. In conclusion, using together activity based costing and economic value added in a company might provide important competitive advantages by improving the performance of business.