İletişimin denetlenmesi tedbiri, kolluk güçleri tarafından en etkin ve en geniş şekilde uygulanmak istenmektedir. Bu isteğin doğal bir sonucu olarak, iletişimin denetlenmesine ilişkin ülke uygulamalarında ciddi artışlar ortaya çıkmıştır. Ülkeler yeni tehdit türleriyle baş edebilmek bakımından bu tedbiri daha etkin olarak kullanabilmek için mevzuatlarını güncellemek zorunda kalmışlardır. Bu zorunluluğu gören kanun koyucumuz da, bu konu ile ilgili yeni bir mevzuat çalışması yapmıştır. Bu çalışma yapılırken, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatlarından yararlanılmış olmakla birlikte, teknolojik gelişmeleri çok yakından izleyen Amerika Birleşik Devletleri'ndeki (ABD) güncel mevzuat ve uygulama hakkındaki bilgilere yeterince ulaşılmış olduğu söylenemez.İletişimin denetlenmesi kavramını uluslararası bir bakış açısıyla ele almayı hedefleyen çalışmamızda; ABD hukuku, AİHM hukuku ve Türk hukuku incelenmiştir. Çalışma üç bölümden oluşmaktadır. ABD'nin iletişimin denetlenmesine ilişkin mevzuatı ve uygulaması hakkında bilgi verilen birinci bölümde, bu ülkenin, özellikle 11 Eylül olayları ile değişen tavrı çerçevesinde adli ve önleyici amaçlı iletişimin denetlenmesi irdelenmiştir. İkinci bölümde, iletişimin denetlenmesi ile ilgili olarak AİHM içtihatları incelenmiştir. Üçüncü bölümde ise, Türk Hukukunda adli amaçlı iletişimin denetlenmesi ve önleyici amaçlı iletişimin denetlenmesi kavramları mercek altına alınmıştır.ABD'deki iletişimin denetlenmesi mevzuatı, ana hatlarıyla, iletişim içeriğinin denetlenmesine ilişkin hükümler ihtiva eden Teknik Dinleme Kanunu'nun yanısıra, Numara ve Rota Tespit Kanunu ve Dış Güvenlik İstihbarat Kanunu'nda yer almaktadır. İletişimin denetlenmesi sistemi çok geniş bir mevzuata dayandırılmasına rağmen, yer yer mevzuattan kaynaklanmayan yetkilere başvurulduğu, bazen de yasal yetkilerin sınırlarının olması gerekenden fazla genişletildiği gözlemlenmektedir.1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulu Kanunu döneminde kıyas ya da yorum marifetiyle uygulanan iletişimin denetlenmesi sistemimizin, yapılan mevzuat çalışmaları sonrasında, ana hatları itibariyle, AİHM standartlarına uyumlu hale getirildiği söylenebilir. Adli amaçlı iletişimin denetlenmesi alanındaki gelişmelerin oldukça tatminkar boyutlara ulaştığı, bununla birlikte önleme amaçlı iletişimin denetlenmesi uygulamasının birçok önemli eksiklikler ve boşluklar ihtiva ettiği görülmektedir. İletişimin denetlenmesi tedbirinin denetimindeki eksiklikler ile ilgili mevzuattaki boşluk ve muğlaklıklar gibi hususlar, AİHM'ye yapılabilecek muhtemel başvurular sonucunda Ülkemiz aleyhine yeni ihlal kararlarının verilmesine neden olabilecektir.
Interception of communication tool has been desired to be utilised by the law enforcement units in the most effective and broad manner. As a natural outcome of this desire, dramatic increases have been seen in the implementation phase. So as to combat these brand new threats, states have been obliged to update their related legislation pieces in order to more efficently use this tool. Turkish legislator, being aware of this obligation, has undertaken a new legislative study. In the course of these legislative steps, `European Convention for the Protection of Human Rigths and Fundamental Freedoms? and the decisions of the European Court of Human Rights (ECHR) have been taken into consideration. Nevertheless, it cannot be said that the updated documents and information as to the legislation pieces and implementation of the United States of America (USA), which closly follows technological develepments, have been benefited.Our study, which aims to examine the interception of communication notion through an international standpoint, has scrutinized the USA, ECHR and Turkish jurisdictions respectively. The study consists of three chapters. The first chapter, sheding light on the USA legislation and implementation with regard to interception of communication, examines the judicial and preventive interception in the context of the USA attitude which changed particularly after the 9/11 era. In the second chapter, the jurisdiction of ECHR has been examined. In the last chapter, both judicial and preventive interception of communication notions in Turkish law are focused on.The legislation pieces with regard to interception of communication consists mainly of the `Wiretap and Electronic Surveillence Act?, which covers the provisions as to the content of the communication, along with the Pen/Trap Statute and the Foreign Intelligence Surveillence Act. Even though the USA implementation as to the interception of communication system is based upon a broad legislation piece, it has been observed that some of the authorities do not take their roots from the related legislation or some powers of the law enforcement agengies have been unduly broadened.The interception of communication system of Turkey, which used to apply deductive reasoning or interpretation tools at the time of the ancient Criminal Procedure Law numbered 1412, has to an important extent been aligned with the standards of the ECHR. The developments in the field of `judicial interception? have reached to a rather satisfactory level, however, the practice with respect to the `preventive interception of communication? lacks some important elements and accomodates some lacunas. The loopholes and the ambiguities in the legislation regarding the interception of communication along with the deficiencies concerning the control mechanism over the interception transactions may give rise to violations in case they are broughts before the ECHR.