Bilimlerde uzmanlaşmaya ve özerkleşen disiplinlerin sayısının artmasına bağlı olarak 20. yüzyılda ortaya çıkan ve giderek önem kazanan disiplinlerarasılık konusu, çeviribilimden özerk bir disiplin olarak söz edilmeye başlandığı tarihten itibaren de alan için çok sık başvurulan bir kavram olmuştur. Gerçekliğin bütününe ulaşabilmek için disiplinler arasında ilişkilerin gerekliliği fikrinden kaynaklanan disiplinlerarasılık kavramı, farklı anlamsal içeriklerle kullanılmaktadır. Özellikle de çeviribilim gibi genç sayılacak disiplinlerin diğer disiplinlerle ilişkisinde tereddütler yaratabilmekte, ilgili disiplinin özerkliğini ne kadar sağlayabildiği açısından gündeme gelebilmektedir. Bu çalışmanın amacı çeviribilimin özerk bir bilim dalı olarak bilimselliğini sergilemek değil, disiplinlerarasılık kavramı açısından çeviribilimin konumunu ve alan içinde bu konuya nasıl bakıldığını ortaya koymaktır. Bu bağlamda Almanca yazan çeviribilimciler örneğinde bilimsel yayınlar belirli ölçütler ışığında ve söylem analizi yaklaşımıyla incelenerek disiplinlerarasılık konusunun izleri sürülmüştür. Bugün bir düşünme ve bilim yapma biçimi olarak görülen disiplinlerarasılık fikrinin gelişiminin izlerini, 1970'li yıllarda bağımsız bir bilim dalı olarak kendini gösteren çeviribilimin doğuş ve gelişim evrelerinde de gözlemlemek mümkündür. Çeviribilimsel yayınlarda da disiplinlerarasılık kavramı farklı içerik ve vurgularla kullanılmakta, bununla birlikte alanın önde gelen bilim insanları ağırlıklı olarak çağdaş bir çeviribilimden yana tavır almakta ve disiplinlerarasılığı çeviribilimin özerkliğiyle çelişen bir durum olarak görmemektedir. Bu tezin vardığı genel sonuca göre disiplinlerarasılık kavramının çeviribilimsel yayınlarda giderek daha yoğun şekilde kullanılması, hem çeviri olgusunun yapısıyla, hem de çeviribilimin gelişmeye açık yönleriyle ilgili görünmektedir. Disiplinlerarasılığın özerk bir bilim dalı olarak çeviribilimin güçlü yanlarından biri olduğu, ancak bunun görünürleşmesi için diğer bilim dallarıyla, çeviribilim penceresinden yürütülecek çalışmaların gerçekleştirilmesine ihtiyaç olduğu ortaya çıkmaktadır.
The interdisciplinary approach has emerged in 20th century and gained importance as specialization in sciences and the number of independent disciplines increased. Interdisciplinarity has become a commonly referred term in Translation Studies since the field has been recognized as an independent discipline. Interdisciplinarity is being used in various semantic meanings in order to reach the unity of the reality. The interdisciplinary relations of the young disciplines with the other disciplines, such as Translation Studies, is creating some hesitation. The main question rises fore in the sense of independency. The aim of this study is to explain the situation of Translation Studies in terms of interdisciplinarity and to reveal the discussions of interdisciplinarity within the field rather than trying to prove that Translation Studies is an independent discipline. Within this concept selected works of German speaking researchers are examined according to certain criteria and the subject of interdisciplinarity is traced by using discourse analysis method. The development of the idea of interdisciplinarity, which is recognized as a way of thinking and doing science recently, can be traced back to the birth and development phases of Translation Studies in 1970s that emerged as an independent discipline. In publications of the field the term interdisciplinarity is used within different concepts and with different emphasis, however most prominent scholars favor a contemporary translation studies and do not consider interdisciplinarity as a matter that contradicts with the independency of the field. As a general outcome of this work, it seems that the increasing use of the term interdisciplinarity in Translation Studies is related to the nature of translation concept and open to improvements. Interdisciplinarity is among the key strengths of Translation Studies, yet it needs to be more visible. In order to achieve this it is essential to relate the studies with other fields by making use of a translational framework.