Dördüncü yüzyıl, Hıristiyan tarih ve teolojisi için önemli dönemlerden birisidir. Bunun iki temel nedeni vardır; birincisi ilk ekümenik konsil olan İznik Konsili'nin bu yüzyılda toplanmış olması; ikincisi, bu konsilde ilk olarak resmî bir doktrinin kabul edilmiş olmasıdır. Hem dönemdeki teolojik tartışmalarda hem de konsilde alınan kararların savunulmasında önemli bir etkiye sahip olan teolog ise İskenderiye Piskoposu Athanasius'tur. Hıristiyan inanç esaslarının oluşumundaki bu etkisinden dolayı elinizdeki çalışma söz konusu şahsın hayatı ve İsa anlayışını kendisine konu edinmiştir. Bu konular işlenirken, hem Athanasius'un kendi metinleri hem dönemindeki eserler hem de modern çalışmalara müracaat edilmiştir. Athanasius, ortodoks kabul edilen Hıristiyan öğretilerin dördüncü yüzyıldaki en önemli savunucusudur. Bu öğretileri dönemin en tehlikeli heretik akımı olarak görülen Aryüsçülüğe karşı savunmuştur. Savunma bağlamında dile getirdiği için görüşleri, sistematik olmayıp konjoktüreldir. Athanasius'un hayatı görüşlerini, görüşleri de hayatını etkilemiştir. Bu yüzden onun görüşlerinin anlaşılması için yaşamının; yaşamının anlaşılması için görüşlerinin aynı anda incelenmesi gerekmektedir. Athanasius'un içinde bulunduğu dönemin siyasî, ekonomik, dinî gibi şartları yaşamını ve görüşlerini etkilediği için bu hususlar da göz önünde bulundurularak Athanasius'a bakılmalıdır. İşte tezde yapılmaya çalışılan da budur. Buradan hareketle tezin giriş bölümünde dördüncü yüzyıl Mısır ve İskenderiyesi'nin, siyasî, sosyal, ekonomik, dinî vb. yönleri ele alındı. Birinci bölümde Athanasius'a kadar gelen Hıristiyan heretik gruplar ve kilise babalarının en önemlilerine kristoloji bağlamında değinildi. İkinci bölümde geniş bir şekilde Athanasius'un hayatına bakıldı ve günümüz eserlerinde kendisine yönelik bulunan eleştirilere yer verildi. Üçüncü bölümde de İsa anlayışı (kristolojisi) ayrıntılı bir şekilde incelendi. Athanasius, İsa'nın; Baba ile aynı öze sahip olduğunun (homoousios), insanî ve ilahî olmak üzere iki tabiatının bulunduğunun, Baba ile eş değer bir Tanrı olduğunun ve yaşamında gerçekleşen her bir hadisenin bir hikmeti olduğunun altını çizer.
Fourth century is one of the most important terms in Christian history and theology. There are two main reasons for that. Firstly, the first ecumenical council was held in Nicaea and secondly, Christianity was accepted as an administrative doctrine in this council. Alexander archbishop Athanasius was among influential figures in his term both in contemporary theological discussions and also in defending the decisions made in the Council. Because of his deep effect in the making of Christian belief, in this thesis I want to depict of aforementioned figure's life and his understanding of Jesus, the Christ. While writing the thesis I referred to Athanasius's own texts, works of the writers in his term and modern studies. Athanasius was the most crucial defender of so called orthodox doctrines of Christianity in the fourth century. He defended those sort of doctrine against the heretical approaches of Arianism. Because of his defending status, his ideas are cyclical. His non-systematic ideas were influenced by his life and his life was influenced by his ideas. So it's necessary to investigate both his life and his ideas at the same moment. Furthermore the political, economical and religious characteristics of the term had a serious effect on Athanasius's basic principles. So, we analysed Athanasius, on this aspect. Putting those criteria into the consideration, I mentioned fourth century Egyptian and Alexandrian political, social, economical and religious structure in the Introduction of my thesis. In the first chapter I focused on the ideas of most important groups of heretical Christianity and church fathers until Athanasius in term of Christology. In the second chapter I studied the life of Athanasius and then focused on the Works of the modern critics of Athanasius. In the third chapter I pointed out the basic tenets of the understanding of his Christology. Athanasius underlined that Jesus the Christ; had the same essence with the Father (homoousios) and dual identity namely divine and human. He was also a God same to Father himself and all of his action were not arbitrary but intentionally.