Muhafazakâr düşünce, tarihsel kökleri çok gerilere kadar götürülse de modern anlamda Aydınlanma döneminin rasyonel toplum inşası projelerine karşı toplumlumun sahip olduğu geleneklerin ve değerlerin korunması çerçevesinde gelişmiştir. Muhafazakâr düşüncenin karakterinin belirlenmesinde Edmund Burke'ün Fransız Devrimi'ne yönelttiği eleştiriler önemli bir rol oynamıştır. Toplumsal değerlerin korunması temelinde oluşan muhafazakâr düşünce, toplumda gerçekleştirilecek her türlü devrim niteliğine sahip şiddetli değişimlere karşı çıkmış ve toplumun çağın koşullarına uyum sağlamasında evrimci değişimi savunmuştur. Muhafazakâr düşünce, içinde geliştiği toplum yapısına göre farklılık göstermektedir.Muhafazakârlığın toplumdan topluma farklılık göstermesi bağlamında Türkiye'de modern anlamda gelişen muhafazakâr düşüncelerin, Osmanlı Devletinin içinde bulunduğu kötü durumdan kurtulmak üzere başlattığı yenileşme hareketleri ile ilk görünümlerini kazandığı görülmüştür. Yapılan yeniliklerin ve düzenlemelerin toplumda hissedilme düzeyi, muhafazakâr tepkinin pozitif yönlü olarak artışına sebebiyet vermektedir. Değişim ve yenilikler bağlamında Türkiye'de muhafazakâr düşüncenin gelişimi bakımından Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş döneminde, yapılmış olan devrim niteliğindeki büyük değişmeler, işgalden kurtulmuş olma ve yeni devlet kurmanın vermiş olduğu coşku içersinde toplumsal bağlamda Cumhuriyetin ilk yıllarında fazlaca eleştirilmemiştir. Ancak ilerleyen süreç içerisinde inkılâpların toplumsal alanlarda köklü değişimler içermesi, özellikle aydınlar bağlamında muhafazakâr bir kıpırdanmaya sebep olmuştur. Fakat ortaya çıkan muhafazakâr görüşler, yeni kurulan devletin temel niteliklerini tehdit etme bağlamında tutucu bir yapıya dönüşme endişesiyle resmi ideoloji tarafından sistem dışı bırakılmıştır. Böylece bu dönemde muhafazakâr düşünce Türkiye'de Cumhuriyetçi muhafazakârlık biçimini almıştır. Muhafazakâr düşüncenin söylem boyutunda Türk siyasal hayatında kullanılması çok partili dönemde gerçekleşmiştir. Türkiye'de toplumun sahip olduğu kültür ve değerlerine karşı hassas tutumu muhafazakâr söylemlerin siyasal hayatta işlevsel olması sonucunu doğurmuştur.Muhafazakârlık, Batı'da siyasal açıdan ?ideolojik? bir tavır olarak karşımıza çıkar iken Türkiye'de ise kültürel bir özellik olarak karşımıza çıkmaktadır. Muhafazakâr düşüncenin kendini tanımladığı parametreler çerçevesinde toplumun tutumları değerlendirildiğinde, Türkiye'de muhafazakârlık eğilimlerinin kültürel olduğu da daha açık bir biçimde ortaya çıkacaktır. Türkiye'de muhafazakârlık eğilimlerinin kültürel olması, o kültürde yetişmiş olan bireylerin genel olarak bu eğilimlere sahip olması anlamına gelmektedir. Bu bağlamda toplum içerisinde gençlerin muhafazakâr bir eğilime sahip olması, bu eğilimin kültürel olarak aktarıldığını ve kültürel olduğunu göstermektedir.Bu çalışma da Türkiye'de toplumun muhafazakârlık düzeyinin belirlenmesi bağlamında gençliğin muhafazakârlık eğilimleri, belirlenen örneklem grup içerisinde yedi ölçekten oluşan bir anket formu vasıtasıyla analiz edilmiştir. Yapılan analizler ise Türkiye'de gençlik örnekleminde toplumunun muhafazakârlık eğilimlerinin oldukça yüksek olduğunu ve muhafazakârlık eğilimlerinde kültürün belirleyici bir faktör olduğunu ortaya çıkartmıştır.
Although its historical roots go back much further, conservative thought in modern sense developed within the framework of preservation of the traditions and values that the society had against the projects of building a rational society of the Enlightenment. In the shaping of the character of the conservative thought, Edmund Burke?s criticisms of the French Revolution have played important roles. Conservative thought, which was based on the preservation of social values, has objected to any kind of radical changes in the society in the form of revolution and defended the evolutionist change in the adaptation of the society to the conditions of the era. Conservative thought differs according to the social structure within which it is developed.Given the fact that conservatism differs from one society to another, modern conservative thoughts in Turkey first appeared with the reform movements undertaken by the Ottoman Empire in order to survive the bad conditions. The level of perception of the reforms and regulations by the society causes conservative reactions to increase accordingly. The revolutionary changes made before and after the establishment of the Turkish Republic were not criticized much in the first years due to the enthusiasm of being freed from occupation and the establishment of the new state. However, since the reforms brought about radical changes in the social field, especially intellectuals eventually started to raise concerns in a conservative manner. These conservative opinions were excluded from the system since they were thought to have a potential to turn into a conservative structure that would threaten the fundamental principles of the Republic. Thus, conservative thought in this period took the form of Republican conservatism in Turkey. Discursive utilization of the conservative thought in the Turkish political life first occurred in the multi-party period. The society?s sensitivity towards its culture and values paved the way for conservative discourses to become functional in the political life.While conservatism appears as an ?ideological? political attitude in the West, it is a cultural characteristic in Turkey. When the attitudes of the society are examined according to the parameters with which the conservative thought defines itself, it becomes apparent that the conservative tendencies in Turkey are of cultural character. Cultural character of the conservative tendencies in Turkey implies that individuals who grow up in that culture inherit these tendencies. Therefore, conservative tendencies of the young demonstrate that these tendencies are cultural and transmitted culturally.In this study, in the context of determining the society?s level of conservatism, conservative tendencies of the young were analyzed in the sample through a questionnaire form consisted of seven scales. The analyses conducted on the sample of young individuals have revealed that the conservative tendencies of the society are very high and culture is a determining factor in conservative tendencies.