Bu çalışma son yıllarda git gide çeviri araştırmalarında önem kazanan bütüncül bir bakış açısıyla çeviri olgusunu inceleme anlayışını, bir dil/kültür içerisindeki farklı ideolojik tarafların çeviriyi ideolojik amaçlar için kullanmak istemesi dâhilinde paylaşmıştır. Bu bağlamda ideolojik çevirinin ne olduğu ve nasıl işlev gördüğünü belirginleştirmek bu araştırmanın temel hedefi olmuştur. Tanzimat ve Erken Cumhuriyet dönemi (1839-1939) böyle bir araştırma için tarihi vakaları nedeniyle oldukça müsait bir zaman dilimi olarak belirmektedir. Osmanlılık/İslamcılık, Turancılık/Türkçülük ve Batıcılık ideolojileri bu evrede Batılılaşma olgusu kapsamında bilim-teknik, sanat ve dini alandaki çeviri pratiklerine nüfuzu olan ideolojilerdir. Bu ideolojilerin Osmanlı kurumları vasıtasıyla eğitimde, siyasette, basında ve görece kurumlardan bağımsız olarak yürüyen edebiyat, kutsal kitap çevirileri tartışmalarında nasıl bir rol oynadığı bu araştırmanın kapsamı içindedir. Tarihsel hadiselerin birincil kaynakları, döneme tanıklık etmiş olan gazetelerin, resmi belgelerin ve kişilerin bizzat beyanatlarıdır. Çeviri tarih araştırmalarında bir yaklaşım da salt çeviri metnini incelemek değildir. Üst metinleri, yani çeviriye dair söylemleri incelemektir. Tıpkı bu çalışmanın yaptığı gibi önsözleri, sonsözleri, çeviriye dair eleştirileri göz önünde bulundurmak, çevirinin icra edildiği dönemin hâkim ideolojisini belirlemek, çevirmen ya da çeviriyi himaye edenlerin çeviri amaçlarını yayınevi programı, heyet raporları vb. üzerinden ortaya koymak kullanılan yöntemler arasında olmuştur. Tanzimat ve Erken Cumhuriyet dönemindeki çevirilerde özellikle Lale Devrinden başlayarak Batılı kaynak metinler çevrilmiştir. Başlangıçta çevirilerin amacı ideolojik değildir, fakat II. Meşrutiyet sonrası Türkçülük ideolojisinin güç kazanması ve bunun Türkçe Kur'an, Milli Edebiyat, Milli Tarih gibi ideallerle beslenmesi, kaçınılmaz olarak çevirinin de ideolojik maksatlı icra edilmesine kapı aralamıştır. Cumhuriyet devrine gelince artık Tanzimat döneminden daha farklı bir Batılılaşma süreci Batıcılık ideolojisi kapsamında ortaya çıkmış ve Balkan Savaşları sonrası güçlenen Türkçülük ideolojisiyle birleşerek ideolojik çevirinin oluşması için tüm şartlar olgunlaşmıştır.
This work shares the understanding ofa holistic view towards the phenomenon of translation lately gaining more and more importance in translation activities within the context of different ideological parties, belonging to a language/culture, who want to make use of translation for their ideological aspirations. In this regard, the major matter of this work will be to illustrate what ideological translation is and how it functions. The Tanzimat and early republican period (1838-1938) based on their historical events, reveal as a quite suitable timeframe. In this phase Ottomanism/Pan-Islamism, Pan-Turanism/Turkism and Occidentalism ideologies were ideologies influencing translation practices in the fields of science-technique, art and religion within the scope of Occidentalism. How these ideologies, by the help of Ottoman organizations, play a role in education, politics, press and literature independent from relative institutions and sacred books' debates, is implied in this research. Primary sources of historical events are personal declarations of newspapers, official documents and persons which had witnessed the period. An approach of translation history does not only analyze the mere translation text. Superordinate texts, namely discourses about translation are involved. Excatly like it is done in this work, one among the used methods does factor in prefaces, epilogues, criticism against translation; specifying the dominant ideology of the period in which the translation occured,and proving translation aspirations of those encouraging the translator or the translation, through publisher's programme and committee reports et cetera. During Tanzimat and the early republican period, especially beginning with Tulip Age, western source texts were translated. Initially, the aim of translation was not ideological, however, after the second constitutionalist period, the fact that Turkism gained power and that this was fed on ideals such as turkish Qur'an, national literature, and national history; inevitably opened the door for translation to be carried out with ideological aspirations. Speaking of the republican era, in comparison with the Tanzimat era, a different westernization process within the framework of Occidentalism emerged and after it spliced with turkism that strengthened in the aftermath of the Balkan Wars, all conditions for ideological translation have been provided.