Osmanlı Devleti geleneksel bir devlet anlayışına sahipti. Bu anlayış 19. yüzyılın başlarına dek devam etmiştir. Devletin savaşlarda almış olduğu yenilgiler ve yaşadığı mali problemler devlet adamlarını geleneksel devlet anlayışının dışında askeri, mali, idari ve hukuki bazı reformlar yapmaya zorlamıştır. Bu reformlar Batı'da ortaya yeni çıkan devlet idaresi ve millet anlayışıyla senkronize bir şekilde gerçekleşmiştir. III. Selim ile başlayan askeri reformları II. Mahmud döneminde bir dizi hukuki, mali ve idari reformlar takip etmiştir. Tanzimat'ın ilanıyla hız kazanan hukuki ve idari reform hareketleri, Meşrutiyet'in ilanıyla daha sıkı bir uygulama zeminine geçti. Bu yüzden II. Abdülhamid dönemi kanunların gölgesinde sıkı bir istibdat rejiminin uygulandığı dönem olmuştur. Buna rağmen II. Abdülhamid dönemi boyunca Kanun-ı Esasi ile yönetilen Osmanlı Devleti'nde yapılan idari ve hukuki reformların şekilden esasa geçip geçmediği, sultanın yasama ve yürütmeye olan müdahalesinin boyutları ve memurların devletin idari alanda ihtiyaç duyduğu yetkinliğe sahip olup olmadıkları cevaplanması gereken sorulardır. Bir devlet idaresinde yürürlüğe konulan tüm reformların ilk yansıması bürokratik işleyişin en önemli unsuru olan memurlar üzerinde görülür. Memurlar halkın devletini devletin de halkını gözlemlediği sınıftır. Bu yüzden bürokrasinin işleyişi hem toplum hakkında hem de devlet idaresi hakkında bize bilgi vermektedir. II. Abdülhamid dönemi, hem istibdat hem de devlet idaresinin her alanında reformların yapıldığı paradoksal bir yapıya sahip dönem olarak değerlendirilmektedir. Bu paradoksal yapıyı biraz aydınlatabilmek için Osmanlı sivil bürokrasisinin bu dönemde işlemiş olduğu suçlar, bu suçlar için öngörülen cezalar ve memurların aldığı cezaların yürürlükteki kanunlarla olan uyumu incelenmiştir. Ayrıca günümüz bürokrasisinin problemlerinin de kaynağı olarak gösterilen bu dönemin memur suçları irdelenmiştir.
The Ottoman State had a traditional understanding of the state. This understanding continued until the beginning of the 19th century. State's defeats in wars and experienced financial problems forced statesmen to undertake some military, financial, administrative and legal reforms outside the traditional state understanding. These reforms took place synchronously with the emerging state administration and understanding of nation in the West. The Military reforms that started with III. Selim, followed a series of legal, financial and administrative reforms in during the reign of II. Mahmud. The judicial and administrative reform movements, which accelerated with the announcement of Tanzimat, passed to a more stricct implemention ground with the declaration of the Constitution. Therefore, II. Abdulhamid's period was the period when a strict pressure of law was applied in the shadow of the laws. Nevertheless, whether administrative and legal reforms which in the Ottoman Empire governed by the "Kanun-ı Esasi" during the reign of Abdülhamid were officially implemented, Sultan intervened in the legislature and the executive, the civil servants have the competence and equipment that the state needs in the administrative field are questions that need to be answered. The first reflection of all reforms implemented in a state administration is seen on civil servants, the most important element of bureaucratic functioning. Officers are the class in which the state observes the public and the public also observes the state. Therefore, the functioning of the bureaucracy gives us information about both society and state administration. The Abdulhamid II. period is considered as a paradoxical period, in which both the "istibdat" period and reforms in all areas of the state administration were made. The crimes committed by the Ottoman civil bureaucracy during this period, the punishments envisaged for these crimes and the coherence of the penalties imposed on civil servants with the laws in force were examined in order to illuminate this paradoxical structure a little. In addition, the crimes of civil servants of this period, which are shown as the source of the problems of today's bureaucracy were examined.