Mikrofinans, düşük gelir grubundaki insanlara finansal ve finans dışı hizmetlerin sunularak yoksulluğun azaltılmasını sağlayan önemli yöntemlerden biridir; ancak bu kuruluşların faaliyetlerinde İslami prensiplerle çelişen unsurların olması tüm düşük gelirli kişileri kapsamalarını engellemektedir. Mikrofinansla benzer dönemlerde başlamış olan İslami bankacılık da İslami prensiplere uygun olarak faaliyetlerini sürdürmekte ve birçok insanın finansal hizmetlere ulaşmasını sağlamaktadır. Türkiye'de ise katılım bankaları bu misyonu temsil etmektedir. Ancak düşük gelir grubundakiler, teminatlarının olmaması, kredi geçmişlerinin bulunmaması, birim başına yüksek operasyonel maaliyetler gibi sebepler nedeniyle katılım bankalarından finansman sağlayamamaktadır. İslami mikrofinans, İslami bankalar ve konvansiyonel mikrofinans kuruluşları tarafından finansal sistemin dışında bırakılmış kişilere farklı İslami prensipler içerisinde hem finansal hem de finans dışı hizmetlerin sunulmasını sağlamaktadır. Yoksulluğun azaltılmasında İslami mikrofinans metotlarını kullanmak sadece katılım bankaları üzerinden değil banka dışı finans kuruluşları yoluyla da mümkündür. Bu tezin amacı, katılım bankaları ve sivil toplum kuruluşları için Türkiye'ye yönelik İslami mikrofinans modellerinin sunulmasıdır. Araştırmada hem Türkçe literatüre katkı sağlanması hem de pratik anlamda bu modelleri hayata geçirebilecek bir çerçeve sunulması hedeflenmektedir. Yöntem olarak nitel araştırma yöntemi seçilmiş, yarı yapılandırılmış mülakat metodu kullanılarak ilgili paydaşların görüşleri alınmıştır. Mülakata, katılım bankaları, İslami ve konvansiyonel mikrofinans kuruluşları yöneticilerinin yanında, akademisyenler ve düzenleme/kamu kurumlarından toplam 35 kişi katılmıştır. Yapılan görüşmeler çerçevesinde hem katılım bankaları bünyesinde hem de katılım bankaları dışında uygulanabilir iki model oluşturulmuştur. Katılım bankalarının yaygın şube ağları, teknolojik altyapıları, uzman personelleri gibi imkânları nedeniyle İslami mikrofinansın sürdürülebilir şekilde daha çok kişiye sunulması noktasında önemli bir girişim ortaya koyabilecekleri sonucuna ulaşılmıştır. Diğer yandan, her ne kadar katılım bankalarının İslami mikrofinans hizmeti sunmasının yerinde olacağı düşünülse de katılım bankaları dışı kâr amacı gütmeyen kuruluş yapılarına da ihtiyaç vardır. Mülakata katılan İslami mikrofinans kuruluşlarının tecrübelerine bakıldığında, katılım bankaları dışındaki yapıların sürdürülebilirlik gibi zayıf yönleri olmakla birlikte, bu kurulıuşların yoksulluğun azaltılmasında farklı imkânlar sunabileceği de görülmüştür. Sonuç olarak, paydaşların görüşleri çerçevesinde şekillenen bu iki İslami mikrofinans modelinin, Türkiye'de düşük gelirlilerin de finansal hizmetlere erişmesine katkı sağlaması umulmaktadır.
Microfinance is one of the most important methods of reducing poverty by offering financial and non-financial services to low-income people; however, the fact that these microfinance institutions are not complying with Islamic principles in their activities, prevent them from covering all low-income people. Islamic banking, which started in similar periods with microfinance, continues its activities in accordance with Islamic principles and enables many people to reach financial services. The participation banks represent this mission in Turkey. However, the low-income group cannot get financing from participation banks due to reasons such as lack of collaterals, lack of credit histories, and high operational costs per unit. Islamic microfinance enables both financial and non-financial services to be provided by Islamic banks and conventional microfinance organizations to individuals who are excluded from the financial system, in a Shari'a compliant way. The use of Islamic microfinance methods to reduce poverty is possible not only through participation banks but also through non-bank financial institutions. The purpose of this thesis is to present viable Islamic microfinance models for participation banks and non-governmental organisations in Turkey. Thus, it is aimed to provide a contribution to Turkish literature both in theoretical and practical terms. The qualitative research method was chosen as the method and the opinions of the relevant stakeholders were taken by using a semi-structured interview. A total of 35 people from academia and regulatory/public institutions participated in the interview, as well as managers of Islamic and conventional microfinance institutions. Within the framework of the interviews, two models that can be applied both by participations banks and non-governmental organisations are detailed. It has been concluded that participation banks can create an important initiative in terms of introducing Islamic microfinance to more people in a sustainable way because of the widespread branch networks, technological infrastructures, and expert staff. On the other hand, although participation banks are expected to offer Islamic microfinance services, non-profit organizations other than participation banks are also needed. Considering the experiences of the Islamic microfinance managers who participated in the interview, it has been seen that although the structures other than participation banks have weaknesses such as sustainability, they can offer different opportunities in reducing poverty. As a result, it is expected that these two Islamic microfinance models developed in accordance with the views of the stakeholders, would contribute to access of the low-income people in Turkey to financial services.