Bu çalışmanın temel problemi "ahlakın ontik temeli" meselesi olup bu mesele 13.yy.'ın önde gelen sufîlerinden olan İbnü'l-Arabî ve Konevî'nin görüşleri ekseninde incelenmektedir. Çalışmanın amacı, bu iki sufînin temel eserlerinin felsefece okunması ve bu okuma ekseninde ahlakın ontik temeli üzerine felsefî bir metnin kaleme alınmasından ibarettir. Çalışmada izlenilen yöntem şu şekilde ifade edilebilir: Hem tarih odaklı inceleme tarzından hem problem odaklı inceleme tarzından istifade edilerek bir analiz faaliyetinde bulunulmuş ve elde edilen sonuçlardan hareketle, mümkün mertebe rasyonel gerekçelendirmelere dayalı bir sentezleme işlemi yapılmıştır. Ahlak zorunlu olarak insanı gerektirir. Binaenaleyh, bir ahlak anlayışının temelinde bir insan tasavvuru yatar. Söz konusu tasavvur ise bir ontolojiyi zorunlu kılar. Şu hâlde ahlak hakkındaki sorgulama varlığa dair bakış açısı üzerinde temellenir. Başka bir deyişle ahlak olgusunun varlık alanında dayanak noktalarının bulunması icap eder. Söz konusu ontik dayanaklar ahlakın temellendirilmesi, ahlaklanma ve ahlaklılık bakımından çeşitlenirler. Diğer taraftan "ahlakın ontik temeli" nosyonu başka bir zorunluluğu da ihtiva eder. Ahlak insanın ontik yapısının zorunlu bir sonucu, tercih konusu olmayan bir gerçeklik görünümdedir; ahlakın insana dayanması, onun insanın ontik yapısından zarurî bir şekilde hâsıl olması anlamını taşır. İbnü'l-Arabî ve Konevî'nin görüşleri bu kabuller doğrultusunda incelenmiş olup ahlakın ontik temeline ilişkin olarak elde edilen başlıca veriler aşağıdaki gibi özetlenebilir: Ahlakın temelinde insanın yaratılışı ve ilahî isimlerle irtibatı yatar: Allah insanı kendi suretine göre yaratmış olup insanda esmanın tümü mündemiçtir ve her birinden ahlaklanabileceği bir pay mevcuttur. Ahlaklanma bakımından güzel-iyi ahlak ile çirkin ahlak birbirlerinden ayrılır. Bu ayrım ise insan nefsinin içinde bulunduğu ikircikli durumdan kaynaklanır. Öte yandan Allah'ın isim ve sıfatlarıyla ahlaklanmak söz konusu olduğu için ahlaklanmanın da temelinde ilahî isimler bulunur. Ahlaklanmanın ontik temeliyle ilgili bir diğer husus, yaratmanın yenilenmesidir; zira ahlaklanma yani sahip olunan huyların fiiliyata aktarılması süreklilik arz etmekte olup dinamik bir işleyişe tekabül eder. Bu çerçevede hem halk hem hulk bakımından yenilenme vuku bulur. Bu namütenahi ilerleyiş insanın mümkün bir varlık olmasıyla da irtibatlıdır. Mümkün bir varlık olan insanın Tanrı'nın mertebesine yükselmesi imkânsız olup O'na benzeme gayesiyle nihayetsiz bir yolculukta bulunması söz konusudur. Ahlaklılık yani insanın kemali ise Hakk'ın kemalinden kaynaklanır. Hakk'ın "ekmellik" vasfının en yetkin surette zuhur ettiği yer, "insan-ı kâmil" mertebesidir. Anahtar Kelimeler: Ahlak, Ahlaklanma, İlahî İsimler, Yaratmanın Yenilenmesi, İnsan-ı Kamil
The main problem of this research is the problem of the ontic foundation of morals, and it is examined in the line of views of Ibn al-Arabi and al-Qunawi, who are the two of prominent sufis of the 13th century. The aim of the research is to read the basic works of these two sufis in a philosophical way and to write a philosophical text on the ontic foundation of morals in line of this reading. The method followed in the research can be stated as follows: An analysis is made by taking advantage of both history-focused way of examination and problem-focused way of examination, and from the results obtained, a synthesising process which is based upon rational grounds as much as possible is realised. Morals necessarily require human being. Therefore, a thought of human being underlies an understanding of morals. As to the aforesaid understanding, it necessitates an ontology. Now then, the investigation of morals grounds on the viewpoint about being. In other words, it requires that the fact of morals has anchor points in the field of being. The aforesaid anchor points become varied in terms of the justification of morals, gaining habits, and morality. On the other hand, the notion of the ontic foundation of morals involves another necessity. Morals seem as a necessary result of ontic structure of human being, a reality which is not subject of preference; that morals depend on human being means that it necessarily originates from the ontic structure of human being. The views of Ibn al-Arabi and al-Qunawi are examined in accordance with these acceptances and the primary data obtained concerning the ontic foundation of morals can be summed up as follows: The creation of human being and its relation to divine names underlies morals: God created human being in accordance with His form and thus all names are inherent in human being and there is a share of each of them by which he can gain habit. In terms of gaining habit, beautiful-good morals and bad morals differ from each other and this differentiation derives from the hesitant situation of human soul. On the other hand, since gaining habit by means of the names and attributes of God is mentioned divine names underlies also gaining habit. Another point about the ontic foundation of gaining habit is the renewal of creation; for gaining habit, that is, putting the possessed habits into action is continuous and corresponds to a dynamic functioning. Within this framework, renewal occurs in terms of both creation and morality. This endless progress is also connected with the fact that humanbeing is a possible being. As a possible being, it is not possible for human being to rise to the degree of God and he is on an endless journey for the purpose of resembling Him. As to morality, that is, the perfection of human being it derives from the perfection of God. The perfect place of the appearance of God's quality of the most perfectness is the degree of perfect human being. Keywords: Morals (Akhlaq), Gaining Habit (Takhalluq), Divine Names, Renewal of Creation, Perfect Human Being