Çarlık Rusya Kırım Savaşı'nda (1853-1856) Osmanlı Devleti, İngiltere, Fransa ve Piyemonte-Sardinya müttefik güçleri karşısında mağlup olunca Balkanlar üzerinden Avrupa'ya ve Karadeniz üzerinden Akdeniz'e ilerleyemeyeceğini anlamış, bu sebeple bahsi geçen devletlerin, özellikle de İngiltere ve Fransa'nın karşısında durabilmek amacıyla Türkistan'a yönelmiştir. Bu tez, Rusya'nın mevcut politikasını değiştirdikten sonra Türkistan'ı var gücüyle işgal etmeye çalıştığı 1873-1882 yılları arasında, bölgede aktif görev alan Mihail Dimitrieviç Skobelev'in hayatını ve Türkistan merkezli faaliyetlerini ele almaktadır. Türkiye'de Türkistan'ın işgali meselesi pek çok kez konu edilmiş ve düzenlenen seferler anlatılırken Skobelev'den de bahsedilmiş olmasına rağmen Türk memleketlerinin işgal sürecinin neredeyse tamamında yer alan bu general hakkında müstakil bir çalışma yapılmamış olması konunun seçilmesinde belirleyici etken olmuştur. Amaç, Skobelev'in hayatını, bir bütün halinde ele alarak Türkistan'ın işgalinde oynadığı role ışık tutmaktır. Bu bağlamda tezin birinci bölümünde Skobelev'in ailesi, yetiştiği ortam ve aldığı eğitim hakkında bilgiler verilerek onu askerî eğitim almaya iten sebepler üzerinde durulmuştur. Çarlık Rusya'nın XIX. yüzyılın ikinci yarısından yıkılışına kadar geçen sürede yapmış olduğu askerî faaliyetlerin neredeyse tamamında görev alan general ve subayların yetiştirildiği Nikolaevskaya Akademisi'ne kabul edilişi, burada aldığı eğitimler ve mezun olduktan sonra genelkurmaya girişi anlatılmıştır. İkinci bölümde Rusların Türkistan'a yönelmesine sebep olan hususlar üzerinde durulmuş ve o dönemde Türkistan'ın siyasî ahvâli incelenmiştir. Yine Skobelev'in Türkistan'a gönderildikten sonra görev aldığı 1873 yılında gerçekleştirilen Hive Seferi ile 1875 yılında düzenlenen Hokand Seferi ayrıntılı bir şekilde ele alınmış ve Skobelev'in bu iki seferde aldığı görevlerden ve kazandığı başarılardan bahsedilmiştir. Araştırmamızın üçüncü ve son bölümünde Ruslar açısından Skobelev'in Türkistan'da kazandığı en büyük başarı olarak görülen Ahal Teke Seferi anlatılmış ve Skobelev komutanlığındaki Rusların Türkmen bölgesini işgal ederken yaptığı katliamlara değinilmiştir. Yine bu bölümde Skobelev'in Avrupa'da ve Balkanlar'da yaptığı Panslavizm söylevleri üzerinde durulmuş ve şüpheli ölümü hakkında bilgiler verilerek buna dair ortaya atılan görüşlere yer verilmiştir. Son olarak Skobelev'in Rus Devleti ve Slav halkları nazarındaki itibarından bahsedilmiş ve ona karşı gösterilen ilginin neden canlı kaldığı sorusuna cevap aranmıştır.
When Tsarist Russia was defeated in the Crimean War (1853-1856) by the Allied Powers of the Ottoman Empire, Britain, France, and Piedmont-Sardinia, she understood that she could not advance to Europe through the Balkans and to the Mediterranean via the Black Sea. For this reason, they turned their faces to Turkistan in order to stand against the mentioned powers especially, England and France. This thesis deals with the life and activities of Mihail Dimitrievic Skobelev, who was active in the region between 1873 and 1882, when the Russians tried to occupy Turkestan with power, after changing their current policy. The issue of the occupation of Turkestan in Turkey has been discussed in many studies, and while the expeditions have been described, Skobelev was mentioned. But it is a decisive factor in choosing him as thesis subject that an independent study has not been carried out on this general, who attended all the expeditions for the occupation of Turkic countries. The aim of this study is to shed light on his role in the occupation of Turkestan by dealing with his life as a whole. In this context, the first chapter focuses on his family, the environment he raised, and his education and put emphases on the causes which prompted him to receive military training. It is explained his admission to the Nikolaevskaya Academy where the generals and officers, who served almost all of the military activities that Tsarist Russia had done during the period from the second half of the 19th century to the time of her collapse, were trained and the trainings he received there and his entry into the General Staff after graduation. In the second chapter, the issues that led the Russians to turn towards Turkestan were emphasized and the political condition at that time in Turkestan was examined. Also the Khiva Expedition carried out in 1873 and the Kokand Expedition carried out in 1875, in which Skobelev served after being charged in Turkestan, was discussed in detail and Skobelev's accomplishments in these two missions and his achievements were mentioned. In the third and final part of our study, the Ahal Teke Campaign, which was regarded as the greatest achievement of Skobelev in Turkestan for Russians, was described and the massacres were mentioned that was done by Russians commanded by Skobelev during the occupation of the Turkmen region. Then it is discussed Skobelev's speeches on Pan-Slavism in Europe and in the Balkans and also mentioned about his mysterious death and opinions that were raised about it. Finally it is discussed his reputation on Russian State and the Slavic people and an answer is sought why the interest shown him is still alive.