Bu araştırmanın amacı çevrimiçi öğrenme öğrencilerinin algıladıkları engellerin çevrimiçi öğrenmeye yönelik hazırbulunuşluk, cinsiyet, öğrencilik dışında bir işte çalışıp çalışmama ve çevrimiçi öğrenmeyle benzer bir dersi daha önce alıp almadığı değişkenleri tarafından yordanıp yordanmadığının belirlenmesidir. Bu amaç doğrultusunda araştırmada nicel araştırma yöntemlerinden korelasyonel model kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini 2015-2016 öğretim yılı Bahar yarıyılında Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesinde Pedagojik Formasyon eğitiminin birinci döneminde öğrenim gören toplam 1300 öğrenci oluşturmuştur. Örneklemin evrene oranı %45 olarak seçilmiştir. Bu yönüyle toplam 585 öğrenciye ulaşılması planlanmış ancak sonuçta toplam 552 öğrenci örneklemi oluşturmuştur. Örneklemin seçiminde uygun örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak çevrimiçi öğrenmede öğrenci engelleri, çevrimiçi öğrenmeye yönelik hazır bulunuşluk olmak üzere iki ölçek ve bir de demografik bilgi anketi olmak üzere toplam 3 araç kullanılmıştır. Araştırmada Sakarya Üniversitesi Pedagojik formasyon Koordinatörlüğünden izin alındıktan sonra belirlenen sayıdaki örneklemde yer alan öğrencilere ölçekler elden uygulanmıştır. Anket uygulama sürece tamamen gönüllü katılımlı ve katılımcıların kimlik bilgilerine yönelik herhangi bir bilgi alınmamıştır. Verilerin analizinde korelasyon ve doğrusal regresyon analizi yapılmıştır. Analizler için SPSS 21 paket programı kullanılmıştır. Araştırma sonucunda çevrimiçi öğrenmeye yönelik algılanan engellerde çevrimiçi öğrenmeye yönelik hazırbulunuşluk, öğrencilik dışında bir işte çalışıp çalışmama ve cinsiyetin anlamlı birer değişken olduğu ortaya çıkmıştır. Bu yönüyle çevrimiçi öğrenmede algılanan engelleri azaltmada hazırbulunuşluğu artırmanın önemi tespit edilmiştir. Ayrıca çevrimiçi öğrenmeye yönelik algılanan engeller bakımından kadınların dezavantajlı olduğu bulunmuştur. Bununla birlikte çevrimiçi öğrenmeye yönelik algılanan engeller açısından sosyal etkileşim ve yönetici/öğretici konularının daha fazla engel algılandığı ortaya çıkmıştır. Araştırma sonucunda çevrimiçi öğrenmeye yönelik algılanan engeller boyutlarında yönetici/öğretici konuları ve sosyal etkileşime yönelik algılanan engellerin yüksek olduğu ortaya çıkmıştır. Bu bulgu doğrultusunda çevrimiçi öğrenme uygulamaları ve sistemleri tasarlanırken sosyal etkileşim, akademik ve teknik destek amacıyla ayrı ayrı sohbet, forum ya da sosyal ağ uygulamalarının sisteme eklenerek kullanılması ya da karma öğrenme uygulamalarına gidilmesi önerilebilir. Araştırmaya katılan öğrencilerin çevrimiçi öğrenmeye yönelik hazırbulunuşlukları orta düzeye yakın olarak bulunmuştur. Bu yönüyle çevrimiçi öğrenme uygulamalarına başlamadan önce öğrencilerin hazırbulunuşluklarını artıracak nitelikte uyum eğitimlerinin yapılması önerilebilir.
The aim of this study is to determine whether the barriers that online learners perceive are predicted by variables such as readiness for online learning, gender, student non-employment, and whether they have previously taken a course similar to online learning. For this purpose, a correlational model of quantitative research methods was used in the research. The study universe consists 1300 students taking the first semester of the Pedagogical Formation Education at Sakarya University Faculty of Education in the spring semester of the 2015-2016 academic year. The ratio of the sample to the universe was selected as 45%. Therefore, a total of 585 students were planned to be reached, but a total of 552 students were sampled. The convenient sampling method was used in the selection of the sample. As data collection tools, three tools were used including a scale of barriers experienced by students in online learning, a scale of readiness for online learning, and a questionnaire for demographic information. Following the permission of the Sakarya University Pedagogical Formation Coordinator, the scales were applied to the sampled students. The survey process was completely voluntary, and no information on the identity of the participants was gathered. Correlation and linear regression analysis were performed in the analysis of the data. SPSS 21 package program was used for analyses. As a result of the survey, readiness for online learning, and gender were found to be significant variables in the perceived barriers to online learning. In this regard, the importance of improving readiness in reducing perceived barriers to online learning has been identified. It has also been found that women are disadvantaged in terms of perceived barrier to online learning. However, regarding perceived barriers to learning online, it has become clear that social interaction and managerial / tutorial issues are perceived as barriers more. As a result of the research, it was found that as aspects of the perceived barriers to online learning, manager/tutorial issues and perceived barriers to social interaction are high. In line with this finding, the use of individual chat, forum, social network applications, or mixed learning applications added to the system or mixed learning applications can be suggested while designing online learning applications and systems to be used with the purpose of social interaction, academic and technical support. Students who participated in the survey were found to have mid readiness for online learning. In this regard, orientation sessions can be advised to be held in a way to increase the level of students' readiness before starting online learning.