Bu araştırmanın amacı, örnek olay temelli sanal zorbalık ile ilgili kısa filmler geliştirmek ve bu filmlerin öğrencilerin sanal zorba/mağdur düzeylerine, sanal zorbalık farkındalıklarına, sanal zorbalığa karşı empati geliştirme düzeylerine ve baş etme stratejilerini öğrenmelerine etkisini belirlemektir. Araştırmanın örnek olaylardan yola çıkarak sanal zorbalık ile ilgili kısa filmlerin geliştirilmesi ve bu sanal zorbalık ile ilgili filmlerle verilen eğitimin yüz-yüze verilen sanal zorbalık eğitimi ile karşılaştırılmasıyla etkililiğinin test edilmesi olmak üzere iki farklı amacı olduğundan iki yöntem seçilmiştir. Araştırmanın ilk bölümü, tasarım ve geliştirme modeli temel alınarak yürütülmüştür. Bu bölümde araştırmanın çalışma grubunu 144 öğrenci ve 11 uzman oluşturmuştur. Veriler; sanal zorbalık olayları belirleme anketi, ihtiyaç analizi görüşme formu ve sanal zorbalık ile ilgili kısa filmleri değerlendirme rubriği ile toplanmıştır. Nitel verilerin analizinde içerik analizi yapılırken, nicel veriler için betimsel istatistiklerden faydalanılmıştır. Araştırmanın ikinci bölümü, nicel araştırma desenlerinden öntest-sontest kontrol gruplu 2x2 desen ile yürütülmüştür. Desenin birinci faktörünü iki deney grubu oluşturmuştur. Deney grubunda örnek olay temelli sanal zorbalık ile ilgili kısa filmlerle eğitim verilirken kontrol grubunda sanal zorbalık ile ilgili yüz-yüze eğitim verilmiştir. Desenin ikinci faktörünü tekrarlı ölçümler oluşmuştur. Bunlar; sanal zorba, sanal mağdur, sanal zorbalık farkındalığı ve empati becerisi ölçümleridir. Araştırmanın bu aşamasındaki çalışma grubu, 2017-2018 eğitim öğretim yılı bahar döneminde Sakarya Vakfı kolejinde 7. sınıfta okuyan 42 öğrenciden oluşmuştur. Veri toplama aracı olarak sanal zorba/mağdur ölçeği, sanal zorbalık farkındalık ölçeği, empati ölçeği ve sanal zorbalıkla baş etme yöntemleri rubriği kullanılmıştır. Verilerin analizinde, bağımsız örneklemler t-testi ve karışık ölçümler için iki faktörlü ANOVA yapılmıştır. Nitel verilerde içerik analizi yapılmıştır. Araştırma sonunda sanal zorbalık olaylarının en çok akıllı telefonlar üzerinden Facebook başta olmak üzere farklı sosyal medya ortamlarında, çevrimiçi oyunlarda ve WhatsApp ortamında meydana geldiği, sanal zorbalığın en çok duygusal sorunlara neden olduğu ve bunun neticesinde öğrencilerin psikolojik olarak olumsuz etkilendiği belirlenmiştir. Örnek olay temelli sanal zorbalık ile ilgili kısa filmlerle verilen eğitimin sanal zorbalık ile ilgili verilen yüz-yüze eğitime göre öğrencilerin sanal zorba olma düzeylerini azaltma, sanal zorbalık farkındalığını artırma ve empati kurma becerilerini geliştirmede daha başarılı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Son olarak öğrencilerin sanal zorbalığın terminolojisi ve kapsamı konusunda bilgi edindikleri ve öğrencilerin birçoğunun tek bir yöntemi yeterli görmeyerek sanal zorbanın anonim olup olmadığı, olayın durumu, tekrarlanma sıklığı, sürekliliği, ciddiyeti ve uygulanan baş etme yönteminin etkili olup olmaması boyutlarına göre farklı baş etme yöntemlerini kullanmayı düşündükleri sonucuna ulaşılmıştır.
The aim of this research is to develop case-based cyberbullying short films for secondary school students and determine the impact of these films on students' level of cyberbully/cybervictim, cyber bullying awareness, levels of empathy against cyber bullying, and learning coping strategies. Two disparate methods have been chosen since the research embodies two different objectives. First method is to develop cyberbullying short films based on cases and the second method is to test the effectiveness of those films comparing with face-to-face training. The first stage of the research was conducted on the basis of design and development model. In this part, the study group of the research involves 144 students and 11 experts. The data was collected through a questionnaire for identifying cyber bullying incidents, an interview form for need analysis, and a rubric for evaluating cyber bullying short films. Descriptive statistics for quantitative data and content analysis technique for qualitative data have been harnessed. The second stage of the study was carried out with the 2x2 pre-test and post-test control group experimental designs from the quantitative research designs. The first factor of the design was composed of two experimental groups. While case-based cyber bullying short films was given to the experimental group, face-to-face training about cyber bullying was given to the control group. The second factor of the design consisted of repetitive measurements including pre-test and post-test. These include cyber bully, cyber victim, cyberbullying awareness and empathy scales. The study group was composed of 7th grade 42 middle school students studying at the Sakarya Foundation College in the 2017-2018 academic years. Cyberbully/victim scale, cyberbullying awareness scale, empathy scale, and a rubric for cyberbullying coping strategies were used as data collection tools. In the analysis of the data, independent samples t-test and two-factor ANOVA for mixed measurements were performed. More, content analysis was employed for the qualitative data. At the culmination of the research, it was determined that cyberbullying incidents mostly occur via smartphones in different social media platforms especially on Facebook, online games, and WhatsApp environments. It was also determined that the cyberbullying mostly give rise to emotional problems; and in consequence of this, the students' psychology was adversely affected. Training by case-based cyberbullying short films was found more successful in terms of students' reducing cyberbully levels, increasing cyberbullying awareness and developing empathy skills when compared to the face-to-face training. Finally, it was concluded that students learnt about the terminology and scope of cyberbullying and many of them thought that using a single strategy is not sufficient for cyberbullying incidents. Students also considered using different coping strategies depending on whether the cyberbully is anonymous, the situation of cyberbullying incident, repetition frequency, continuity, seriousness, and effectiveness of the employed coping strategy.