Bu tez, İbn Arabî epistemolojisini yorum-güç ilişkisi bağlamında okumayı hedeflemektedir. "İlahi tecelli" üzerine temellenen âlem tasavvurunun incelenmesi tezin ilk aşamasını oluşturmaktadır. Bu aşamada Allah ile âlem arasında kurulan ontolojik bağdan yola çıkılarak bilginin İbn Arabî düşüncesinde nasıl temellendirildiğinin izi sürülmüştür. İkinci aşamada ise, bu âlem tasavvurunda önemli bir ilke olan "tekrarlanamazlık" ve onun epistemolojik sonuçları ele alınmıştır. Buna göre, aklın bilmesi ve sınırlandırması ile "tekrar"ın üretilmesi arasındaki ilişkiye dikkat çekilmiş ve tekrarlanabilir bilginin üretilmesi ve sabitlenmesinin bir "yorumlama" süreci olduğu sonucuna varılmıştır. Son bölümde ise, yorumun nasıl üretildiği, hangi yorumun sabitlenip tekrar edildiği sorusuna iktidar ilişkileri üzerinden cevap aranmıştır. Bu bağlamda, İbn Arabî'nin hedef aldığı yorumcular (ulema) ve muktedir olanlar (sultan) tanıtılmış ve bilginin üretilmesinde ulema-sultan ilişkisinin rolü belirlenmeye çalışılmıştır.
This thesis is an attempt to study Ibn Arabî epistemology in the context of knowledge-power relations. Firstly, it focuses on his conception of the cosmos which based on "Divine Manifestation". At this stage, selecting this ontological link between Allah and the cosmos as the baseline, it tracks how knowledge is grounded in Ibn Arabî's thought. Secondly, it deals with the principle of "unrepeatability" in the cosmos and discusses its epistemological consequences. By doing so, it points out how reason knows things and delimits them, and the relations between this delimitation and production of "repetition". Then it concludes that, the production of repeatable knowledge and its fixation is a process of "interpretation". In final chapter, it suggests to answer to those questions, how interpretation is produced and which interpretation is fixed and repeated, through power relations. In order to do this, it introduces the interpreters (ulamâ) and the rulers (sultân), who were targeted by Ibn Arabî, then it focuses on the role of ulamâ-sultân relations in producing knowledge.