dc.contributor.advisor |
Doçent Doktor Ahmet Çağatay Çilingir |
|
dc.date.accessioned |
2025-01-08T11:33:54Z |
|
dc.date.available |
2025-01-08T11:33:54Z |
|
dc.date.issued |
2024 |
|
dc.identifier.citation |
Şahan, Birgül. (2024). Total diz implantı kaval bileşenin latis gözenekli yapıda tasarımı ve analizi = Desi̇gn and analysi̇s of total knee replacement's ti̇bi̇al component wi̇th latti̇ce porous structure. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Sakarya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Sakarya |
|
dc.identifier.uri |
https://hdl.handle.net/20.500.12619/102944 |
|
dc.description |
06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 18.06.2018 tarihli “Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” gereğince tam metin erişime açılmıştır. |
|
dc.description.abstract |
İnsana hareket imkânı tanıyan vücudumuza ait yapılar, eklemlerdir. Vücudumuzun farklı bölgelerinde birçok eklem bulunmaktadır. Bunlardan birisi olan diz eklemi insan vücudunun tüm yükünü taşımaktadır. Bu yönü diz ekleminin hasara uğrama ihtimaline sebebiyet vermektedir. Yıpranmış eklemin görevini tekrardan yerine getirebilmesi için çözümler aranmış ve diz implantları keşfedilmiştir. Bunlardan birisi de total diz implantıdır. Üzerinde birçok çalışma yapılarak vücut yapımıza uygunluğu yani eklemin orijinalliğine yakın, hareket kısıtlamasını gidermeye yardımcı olması açısından implant teknolojisi kendini her daim yenilemektedir. Son yıllarda öne çıkan gelişmeler için implantların gözenekli yapıda olması ve üç boyutlu baskı ile üretilmesi söylenebilmektedir. Bu teknolojide, implantlar vücuda yerleştiğinde kemik ile temasta bulunduğundan kemiğe temas eden bölgeleri tıpkı kemik gibi gözenekli yapıda tasarlanmaktadır. İmplant tasarımının kemiğin gözenekli yapısına benzetilme amacından yola çıkılması, implantı vücudumuza yerleştirdiğimizde vücudumuzla uyum sağlamasını kolaylaştırmaktır. Burada biyouyumluluk kavramı kullanılmaktadır. Gözenekli yapının bir artısı da kullanıldığı modelin mekanik özelliklerini geliştirmesidir. Modele hafiflik ve dayanıklılık kazandırmaktadır. Biyomekanik açıdan en doğru gözenek tasarımını elde etmede latis yapıların özelliği dahil edilmiştir. Latis yapılar günümüzde implant teknolojisinde ve birçok alanda kullanılmaktadır. Farklı sektörlere olumlu katkılarının olmasıyla güncelliğini kaybetmemektedir. Bu durum farklı bakış açılarıyla durmaksızın gelişen bir çalışma alanını oluşturmaktadır. Birçok çeşit latis yapıların bulunması da çalışma çeşitliliğini artırmaktadır. Farklı latis yapıda implant tasarımları yapılmış ve halen yapılmaktadır. İmplant tasarımına latis yapıların dahil edilmesiyle implant sertliği kemiğe yakın olacak şekilde azaltmaktadır. Latis yapı tasarımlarında önemli noktalar; latis yapının hücre boyutu ve gözenekliliği (hacimsel boşluk) olmuştur. Hücre boyutunda azalma ve gözeneklilik artışı implantı istenilen mekanik özelliğe kavuşturmaktadır. Tasarımın en doğrusu olacak şekilde elde edilmesi için latis yapıda tasarlanan ve üretilen implant modeller biyomekanik testlere, analizlere tabi tutulmuş, sonuçları incelenmiş ve değerlendirilmiştir. Güncelliğini koruyan çalışma alanına katkı sağlanması amacıyla bu tez çalışmasında total diz implantı ve latis yapılar üzerine çalışma gerçekleştirilmiştir. Total diz implantı üç bileşenden meydana gelmektedir. Bunlar kaval bileşen, uyluk bileşeni ve plastik ara parçadır. Sadece kaval bileşen ile çalışılmıştır. Kaval bileşen latis yapıda tasarlanmış ve biyomekanik yükler etki ettirilerek sonlu elemanlar metoduyla statik analizi gerçekleştirilmiştir. Analiz sonuçları biyomekanik yönden değerlendirilmiştir. İlk olarak kaval bileşen ve kaval kortikal kemik, bilgisayar destekli tasarım programlarından birisi olan SolıdWorks programında üç boyutlu tasarlanmıştır. Çalışmanın hedefi olan implantların latis yapıda tasarlanması göz önünde bulundurularak kaval bileşen latis yapı ile Creo Parametric programı vasıtasıyla tasarlanmıştır. Bileşenin sadece kaval kemik ile temas eden yüzeyleri latis yapıda tasarlanabilmektedir. Bu nedenle kaval bileşenin latis yapı ile doldurma işleminde tercih edilen kısım bileşen tablasının alt kısmı olmuştur. BCC, rhombic dodecahedron ve truncated octahedron olmak üzere üç farklı latis yapısı tercih edilmiştir. Sonuç olarak üç farklı latis yapıda kaval bileşen modeli elde edilmiştir. Bu modellerde kullanılan latis yapıların hücre boyutu 10 mm, strut çapı 2 mm olup, gözeneklilikleri %59 ila %67 arasında değişmektedir. Latis yapı ile doldurulmamış katı model olan kaval bileşen ve bu üç latis yapıda kaval bileşenin analizleri gerçekleştirmek için önce Hypermesh programına aktarılmıştır. Bu programda model geometri hatalarını giderme işlemi, mesh yapısının oluşturulması, malzeme ve sınır şartlarının tanımlaması yapılmış, analiz adımına geçilmeden önce buna yönelik hazırlanmış modeller elde edilmiştir. Bu kaval bileşen modeller Abaqus/CAE programına aktarılarak sonlu eleman analizleri gerçekleştirilmiştir. Analiz sonuçlandığında maksimum von mises gerilme, logaritmik gerinim ve yer değiştirme bilgilerine ulaşılmıştır. En düşük değerde von mises gerilme değerini göstermiş model olan rhombic dodecahedron latis yapılı kaval bileşen olduğu belirlenmiştir. Bu latis yapı kullanılarak farklı gözeneklilik değerlerinde kaval bileşen analiz sonuçları gözlemlenmek istenmiştir. %60 gözenekliliğe sahip rhombic dodecahedron latis yapılı kaval bileşen modelinin analizi mevcuttur. Gözeneklilikleri yüzde olarak 48 ve 80 olan yeni iki model tasarlanmış ve aynı adımlar kullanılarak analizi gerçekleştirilmiştir. Gözenekliliğin artışı ile maksimum von mises gerilme, logaritmik gerinim ve yer değiştirme değerlerinde artış göstermiştir. Literatürde %50-90 arası gözeneklilik kemik gözenekliliği değer aralığını ifade etmektedir. %70 üzeri gözenekliliğe sahip latis yapının, kortikal kemik elastik modülü değer aralığında olduğu da belirtilmiştir. %80 gözeneklilik ise latis yapılı model için istenilen mekanik özelliği sunmaktadır. Bu bilgiye destekle %80 gözenekliliğe sahip latis yapılı kaval bileşenin, üç boyutlu tasarımı yapılan kaval kortikal kemikle montajı gerçekleştirilmiştir. İmplantların cerrahi işlem ile vücudumuza yerleştirilmesinin simülasyonu analiz programları ile yapılabilmektedir. Diz implantlarından beklenilenler; kabul gören mekanik özellikleri göstermesi, dizde oluşabilecek komplikasyonları gidermesi, yaşanılan ağrıyı azaltması, insanın günlük aktivitelerinde kısıtlılığa sebep olmayarak diz işlevselliğini artırması ve insanın yaşam kalitesini yükseltmesidir. Bu beklentiler analiz sonuçlarına göre yorumlanabilmektedir. Çalışma kapsamında oluşturulan latis gözenekli yapıda total diz implantı kaval bileşenin insan vücudunda kullanıma mekanik bakımdan uygunluğunun değerlendirilmesi için kaval kortikal kemik ile bileşen arasında general contact tanımlaması yapılarak sürtünme simüle edilmiştir. Elde edilen bu yeni modele analizden önce, diğer modellere uygulanan adımlar uygulanarak analizi yapılmıştır. Analizde yer alan bazı parametrelerde farklı değerlere yer verilerek değişen parametrelere göre analiz sonuçları yorumlanmak istenmiştir. Bu bağlamda kemik-implant arasında tanımlanan sürtünme kuvvet değeri, kaval bileşen üst yüzeyine uygulanan kuvvet değeri ve malzeme türü parametrelerinde farklı değerlere yer verilmiştir. Üç farklı sürtünme kuvveti, dört farklı kuvvet ve üç çeşit malzeme için analizler yapılmıştır. Her parametrenin değişimini incelemek için diğer iki parametre sabit tutulmuştur. Örneğin; sürtünme kuvveti değişiminin maksimum von mises gerilme, logaritmik gerinim ve yer değiştirme değerlerindeki etkisinin incelenebilmesi için kaval bileşen yüzeyine uygulanacak kuvvet ve malzeme bilgisi sabit kalacaktır. Böylece toplamda sekiz farklı analizin verileri elde edilmiş olup, bu veriler yorumlanmıştır. Çalışmadan elde edilmiş olan bilgilere göre, kuvvet değeri arttıkça gerilme, gerinim ve yer değiştirmeni her biri artmıştır. Diz implantının insan ağırlığının üç katı kadar biyomekanik yüke dayanabilmesi beklenmektedir. İmplantın uygulanan bu üç kuvvet değerine karşı son derece sağlam olduğu görülmüştür. Bu değer altında uygulanan kuvvetin gerinim sonucuna bakıldığında ise olması gereken aralıkta bir değer göstermediği belirlenmiştir. Gerilim kalkanı nedeniyle kemik atforbisine neden olacağı söylenebilmektedir. Sürtünme katsayısı olarak belirlenmiş değerler ile analiz gerçekleştirilmiş ve sonuçları karşılaştırılmıştır. Gerilme değeri düştükçe ve sürtünme katsayısı arttıkça kemik ve implantın temas yüzeyinde mikro hareketlilik azalmaktadır. Üç sürtünme katsayısında da gerinim değerleri belirtilen aralıkta olup kemik kırığına sebep olmayacak değerde olduğu elde edilmiştir. Malzeme olarak Ti6Al4V, CoCrMo ve paslanmaz çelik malzeme bilgileri tanımlandığında oluşmuş olan sonuçlar karşılaştırılmıştır. Yer değiştirme değeri için en yüksek sonucu Ti6Al4V malzeme göstermiştir. Diğer malzemelere oranla daha kolay deforme olacağı ifade edilmektedir. Üç sürtünme katsayısı değerinde de gerinim değerleri belirtilen aralıkta olup kemik kırığına sebep olmayacak düzeydedir. Sonuç olarak, latis gözenekli yapıda tasarlanmış kaval bileşen modellerinin tamamı malzeme özelliğinin kazandırdığı sınırı aşmamıştır. Buna malzemelerin akma mukavemeti değerleri incelenmesi sonucu karar verilmektedir. Bu çalışmada kullanılan latis yapılar kaval bileşeni hafifletmiştir. Bu hafifliğin yanı sıra implantın biyouyumluluğunu artıcı mekanik özellik katkısı görmezden gelinemez. Bu katkı, implantın kaval kemik ile teması halinde latis yapısının meydana getirdiği hacimsel boşlukların kemiğin içe doğru büyümesine olanak sağlamasıdır. Kemik erimesi de azaltmaktadır. Özetle, gözeneklilik arttıkça kaval bileşen hacmi azalmış olup kemik büyümesini desteklemektedir. |
|
dc.description.abstract |
Joints are the structures of our body that allow people to move. There are many joints in different parts of our body. One of these, the knee joint, bears the entire load of the human body. This aspect causes the knee joint to be damaged. Solutions were sought to restore the function of the worn joint and knee implants were discovered. One of these is the total knee replacement. Many studies have been carried out on it, and implant technology is constantly renewing itself in terms of its compatibility with our body structure, that is, close to the originality of the joint and helping to eliminate movement restrictions. The most prominent developments in recent years can be said to be that implants have a porous structure and are produced with three-dimensional printing. In this technology, since the implants come into contact with the bone when placed in the body, the areas in contact with the bone are designed with a porous structure, just like bone. The aim of the implant design to resemble the porous structure of bone is to make it easier for the implant to adapt to our body when we place it in our body. The concept of biocompatibility is used here. Another advantage of the porous structure is that it improves the mechanical properties of the model in which it is used. It adds lightness and durability to the model. The feature of lattice structures is included in obtaining the most biomechanically correct pore design. Lattice structures are used today in implant technology and in many areas. It does not lose its currency due to its positive contributions to different sectors. This creates an ever-developing field of study with different perspectives. The existence of many types of lattice structures also increases the diversity of work.Different lattice structure implant designs have been made and are still being made. By incorporating lattice structures into the implant design, the implant reduces the stiffness closer to the bone. Important points in lattice structure designs; were the cell size and porosity (volumetric space) of the lattice structure. The decrease in cell size and increase in porosity gives the implant the desired mechanical properties. In order to obtain the most accurate design, implant models designed and produced in a lattice structure were subjected to biomechanical tests and analyses, and the results were examined and evaluated.In order to contribute to the current field of study, a study on total knee replacement and lattice structures was carried out in this thesis study. The total knee replacement consists of three components. These are the shin component, the thigh component and the plastic spacer. Only the tibial component was studied. The tibial component was designed in a lattice structure and its static analysis was carried out by applying biomechanical loads and using the finite element method. The analysis results were evaluated from a biomechanical perspective.First, the tibial component and the tibial cortical bone were designed in three dimensions in SolidWorks, one of the computer-aided design programs. Considering that the implants, which are the target of the study, should be designed with a lattice structure, the tibial component was designed with a lattice structure using the Creo Parametric program. Only the surfaces of the component in contact with the shin bone can be designed in a lattice structure. For this reason, the preferred part for filling the tibial component with the lattice structure was the lower part of the component tray. Three different lattice structures were preferred: BCC, rhombic dodecahedron and truncated octahedron. As a result, tibial component models with three different lattice structures were obtained. The cell size of the lattice structures used in these models is 10 mm, the strut diameter is 2 mm, and their porosity varies between 59% and 67%. The tibial component, which is a solid model not filled with a lattice structure, and the tibial component in these three lattice structures were first transferred to the Hypermesh program to perform analysis. In this program, the process of eliminating model geometry errors, creating the mesh structure, defining the material and boundary conditions were made, and models prepared for this were obtained before moving on to the analysis step. These tibial component models were transferred to the Abaqus/CAE program and finite element analyzes were performed. When the analysis was completed, maximum von Mises stress, logarithmic strain and displacement information were obtained.It was determined that the model that showed the lowest von Mises stress value was the rhombic dodecahedron lattice structured tibial component. By using this lattice structure, it was desired to observe the shin component analysis results at different porosity values. Analysis of the rhombic dodecahedron lattice structured tibial component model with 60% porosity is available. Two new models with porosity of 48 and 80 percent were designed and analyzed using the same steps. With the increase in porosity, maximum von Mises stress, logarithmic strain and displacement values increased.In the literature, porosity between 50-90% refers to the bone porosity value range. It has also been stated that the lattice structure with porosity over 70% is within the cortical bone elastic modulus value range. 80% porosity provides the desired mechanical properties for the lattice structured model. With the support of this information, the lattice structure tibial component with 80% porosity was assembled with the three-dimensionally designed tibial cortical bone. Simulation of the surgical placement of implants into our body can be done with analysis programs.Expectations from knee implants: It shows accepted mechanical properties, eliminates the complications that may occur in the knee, reduces the pain experienced, increases the functionality of the knee without causing any limitation in the daily activities of the person and increases the quality of life of the person. These expectations can be interpreted according to the analysis results.In order to evaluate the mechanical suitability of the total knee replacement tibial component in the lattice porous structure created within the scope of the study for use in the human body, general contact was defined between the tibial cortical bone and the component and friction was simulated. Before analysis, this new model was analyzed by applying the steps applied to other models. By including different values for some parameters in the analysis, the analysis results were intended to be interpreted according to the changing parameters. In this context, different values are included in the friction force value defined between the bone and the implant, the force value applied to the upper surface of the tibial component, and the material type parameters. Analyzes were made for three different friction forces, four different forces and three types of materials. To examine the change of each parameter, the other two parameters were kept constant. For example; In order to examine the effect of friction force change on maximum von mises stress, logarithmic strain and displacement values, the force and material information to be applied to the shin component surface will remain constant. Thus, the results of a total of eight different analyzes were obtained and these data were interpreted.According to the information obtained from the study, as the force value increased, each of the stress, strain and displacement increased. The knee implant is expected to be able to withstand biomechanical loads of three times the human weight. It has been observed that the implant is extremely durable against these three applied force values. When the strain result of the applied force below this value is examined, it is determined that it does not show a value within the required range. It can be said that it will cause bone atrophy due to the stress shielding. Analysis was carried out with the values determined as the friction coefficient and the results were compared. As the stress value decreases and the friction coefficient increases, micromobility on the contact surface of the bone and implant decreases. The strain values for all three friction coefficients were found to be within the specified range and were found to be at a value that would not cause bone fracture. The results obtained when Ti6Al4V, CoCrMo and stainless steel material information were defined as materials were compared. Ti6Al4V material showed the highest result for displacement value. It is stated that it will deform more easily than other materials. The strain values for all three friction coefficient values are within the specified range and are at a level that will not cause bone fractures. As a result, all shin component models designed with a lattice porous structure did not exceed the limit provided by the material properties. This is decided by considering the yield strength values of the materials.The lattice structures used in this study alleviated the tibial component. In addition to this lightness, the contribution of mechanical properties to increasing the biocompatibility of the implant cannot be ignored. This contribution is that when the implant comes into contact with the tibia bone, the volumetric gaps created by the lattice structure allow the bone to grow inwards. It also reduces bone resorption.In summary, as porosity increases, tibial component volume decreases and supports bone growth. |
|
dc.format.extent |
xxx, 76 yaprak : şekil, tablo ; 30 cm. |
|
dc.language |
Türkçe |
|
dc.language.iso |
tur |
|
dc.publisher |
Sakarya Üniversitesi |
|
dc.rights.uri |
http://creativecommons.org/licenses/by/4.0/ |
|
dc.rights.uri |
info:eu-repo/semantics/openAccess |
|
dc.subject |
Biyomühendislik, |
|
dc.subject |
Bioengineering, |
|
dc.subject |
Makine Mühendisliği, |
|
dc.subject |
Mechanical Engineering, |
|
dc.title |
Total diz implantı kaval bileşenin latis gözenekli yapıda tasarımı ve analizi = Desi̇gn and analysi̇s of total knee replacement's ti̇bi̇al component wi̇th latti̇ce porous structure |
|
dc.type |
masterThesis |
|
dc.contributor.department |
Sakarya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Biyomedikal Mühendisliği Ana Bilim Dalı, |
|
dc.contributor.author |
Şahan, Birgül |
|
dc.relation.publicationcategory |
TEZ |
|