Bu çalışma, aile içi evlilik iletişimi ve sosyal medya ilişkisini, evlilik iletişimindeki değişim bağlamında ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda, evli bireylerin sosyal medyada özel hayatlarıyla ilgili yaptıkları paylaşımlar, eşleriyle sosyal medya uygulamaları üzerinden kurdukları iletişim, sosyal medyanın evlilik iletişimine yansımaları ve evli bireylerin sosyal medyayı nasıl algıladıkları araştırılmıştır. Çalışmada yöntem olarak, fenomenolojik nitel araştırma yöntemi seçilmiştir. Veri toplama prosedürü iki aşamalıdır. Birinci aşamada, yarı yapılandırılmış 30 görüşme yapılmıştır. Veri toplama aracı olarak, açık uçlu sorulardan oluşan yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Amaçlı örnekleme ve kartopu örnekleme yöntemleri kullanılarak belirlenen 15 kadın ve 15 erkek olmak üzere 30 katılımcı yarı yapılandırılmış görüşmelerin örneklemini teşkil etmektedir. Katılımcılar belirlenirken evli ve sosyal medya kullanıcısı olmaları esas alınmıştır. İkinci aşamada, 2 odak grup görüşmesi yapılmıştır. Veri toplama aracı olarak, birinci aşamada elde edilen sonuçlara göre hazırlanmış odak grup görüşme formu kullanılmıştır. Odak grup görüşmesi yapılan katılımcılar, amaçlı örnekleme yöntemi ile seçilen 2 gruptan oluşmaktadır. Birinci grupta, yarı yapılandırılmış görüşme yapılan katılımcılar arasından seçilen 6 katılımcı, ikinci grupta, ön görüşme havuzundan seçilen 6 katılımcı bulunmaktadır. Birinci aşamada toplanan verinin analizinde, MAXQDA Nitel Analiz Programı'nda tümdengelimsel nitel içerik çözümlemesi prosedürü uygulanmıştır. Analiz sonucu, görüşme formlarında 1627 kodlama yapılmış ve eşler arası iletişimin doğası, sosyal medyada özel hayat, sosyal medya iletişimi, sosyal medya kullanımı ve evlilik iletişimi, sosyal medya algısı olmak üzere 5 tema, 18 kategori ve alt kategoriler oluşturulmuştur. İkinci aşamada toplanan verinin analizinde, nitel içerik çözümlemesi prosedürü uygulanmıştır. Analiz sonucu, birinci aşamada elde edilen sonuçlar derinleştirilmiştir. Sonuçlar, sosyal medyada özel hayatın paylaşılmasının normalleştiğini, katılımcıların eşleriyle sosyal medya uygulamaları üzerinden bir iletişim dili geliştirdiklerini ve sosyal medyanın evlilik iletişimine entegre olduğunu göstermektedir. Ancak, (1) demografik faktörlerin, (2) ilişki dinamiklerinin, (3) bireysel tercihlerin, (4) bireylerin sosyal medya algıları ve sosyal medya kullanım biçimlerinin, (5) bireylerin farkındalık düzeyinin ve (6) kültürel kodların evlilikte sosyal medya iletişimini, evlilik iletişimi ve sosyal medya ilişkisini etkilediği sonuçlarına ulaşılmıştır. Öte yandan, toplumsal cinsiyet rolleri ve evlilik yoluyla edinilen kimliklerin dönüşümü de bu ilişkide önemli bir rol oynamaktadır. Sonuçlar, sosyal medyanın evlilik iletişimine olumlu ya da olumsuz etkileri olduğunu, ancak temelde belirleyici olmadığını göstermektedir.
This study aims to reveal the relation between marital communication and social media in the context of changes in marital communication. In line with this purpose, the shares of married individuals about their private lives on social media, the communication they establish with their spouses through social media applications, the reflections of social media on marital communication and how married individuals perceive social media were investigated. Phenomenological qualitative research method was chosen as the method of the study. The data collection procedure is in two stages. In the first stage, 30 semi-structured interviews were conducted. A semi-structured interview form consisting of open-ended questions was used as a data collection tool. The sample of the semi-structured interviews consisted of 30 participants, 15 women and 15 men, who were selected using purposive sampling and snowball sampling methods. The participants were determined on the basis of being married and social media users. In the second stage, 2 focus group interviews were conducted. The focus group interview form prepared according to the results obtained in the first stage was used as a data collection tool. The participants who were interviewed in the focus group consisted of 2 groups selected by purposive sampling method. In the first group, there are 6 participants selected among the participants who were interviewed through semi-structured interviews, and in the second group, there are 6 participants selected from the pre-interview pool. In the analysis of the data collected in the first phase, deductive qualitative content analysis procedure was applied in MAXQDA Qualitative Analysis Programme. As a result of the analysis, 1627 codes were made in the interview forms and 5 themes, 18 categories and subcategories were formed as the nature of communication between spouses, private life in social media, social media communication, social media use and marital communication and social media perception. In the analysis of the data collected in the second stage, qualitative content analysis procedure was applied. As a result of the analysis, the results obtained in the first stage were deepened. The results show that sharing private life on social media is normalised, the participants develop a communication language with their spouses through social media applications, and social media is integrated into marital communication. However, it was concluded that (1) demographic factors, (2) relationship dynamics, (3) individual preferences, (4) individuals' perception of social media and social media usage patterns, (5) individuals' level of awareness, and (6) cultural codes affect social media communication in marriage and the relation between marital communication and social media. On the other hand, gender roles and the transformation of identities through marriage are crucial in this context. The results show that social media has positive or negative effects on marital communication, but it is not fundamentally decisive.