Hanefî füru fıkıh literatürünün üç alt türü içerisinde fetvâ ve nevâzil tarzı eserler önemli bir yer tutar. Zira bu literatür, mezhebe mensup fakihlerin ilk dönem kurucu metinlerde yer almayan konularda sonraki dönemlerde ortaya koydukları görüşleri barındırması bakımından mezhep içi fıkhî istidlal ve ictihad faaliyetinin duraksamaksızın canlı bir şekilde yürütüldüğünü gösterir. Hanefî mezhebi ilk ortaya çıktığı Irak bölgesinde kuruluşunu ve ilk metinlerini ortaya koyduktan sonra Mâveraünnehir ve Horasan bölgelerinde yaygın bir kabul görmüştür. Bu bölge fakihleri kurucu metinlerin şerhi yanında özellikle fetva ve nevâzil konusunda mezhep içerisinde etkisi hissedilir bir ilmî mesâî ortaya koymuşlardır. Hicrî beşinci yüzyılda Mâveraünnehir bölgesinde Hanefî mezhebinin fetva literatürü konusunda iki büyük âlimin kaleme aldığı eserler, sonraki dönem Hanefî fıkhında önemli bir yer edinmiştir. Bunlardan biri olan Ebubekir el-Hasîrî (v. 500) el-Hâvî fi'l-fetâvâ adlı eseri halen yazma hâlde bulunmaktadır. Bu eserlerden diğeri ise Ebu Hafs es-Sadruşşehid'e ait Umdetü'l-fetâvâ adlı kitabıdır. Bu çalışmada Hasîrî'nin söz konusu eserinin el-Mekrûhat ve'l-mahzûrat adını taşıyan bölümünü tahkik etme yanında söz konusu bölümü, Sadruşşehid'in eserindeki aynı konuların yer aldığı bölümle mukayese etmek suretiyle Mâveraünnehir Hanefî fıkıh düşüncesinde fetvanın kaynakları, üslubu ve konularının benzerlik ve farklılık gösterip göstermediği konusunu ele almaya çalıştık. Araştırmamız bir giriş ve dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm İmam Hasîrî'ye ayrılmış olup bu bölümde Hasîrî'nin şahsı ve el-Hâvî fi'l-fetâvâ adlı eseri tanıtılacaktır. Bu tanıtım esnasında Hasîrî'nin yararlandığı kaynaklar, yer verdiği muhteva, konuları ele alış biçim ve üslubu, fetvalarındaki tercihler gibi konular üzerinde durulacaktır. Araştırmanın ikinci bölümünde Sadrüşşehid'in şahsiyeti ve Umdetü'l-fetâva adlı eseri tanıtılacaktır. Üçüncü bölüm ise Hasîrî ve Sadrüşşehid'in eserlerinin ilgili bölümlerinin mukayesesine ayrılmıştır. Çalışmamızın ana bölümlerinden birini teşkil eden dördüncü bölüm, el-Hâvî fi'l-fetâvâ adlı eserin el-Mekrûhat ve'l-mahzûrat başlığını taşıyan kısmın tahkikinden oluşmaktadır. Çalışmamızda Hasîrî'nin eserinin; muhtevasının zenginliği, kaynaklarının fazlalığı, yalnızca fetva aktarımıyla yetinmeyip yaptığı tercihler yönünden Sadrüşşehid'in eserinin ilgili bölümüne göre daha önce çıktığı tespit edilmiştir. Bununla birlikte her iki eserin de sonraki dönem genel füru eserleri yanında fetva literatüründe önemli bir yer edindiği de tespit edilmiştir.
Among the three sub-genres of Hanafi füru fiqh literature, works such as fatwa and nawazil have an important place. Because this literature shows that the fiqh istidlal and ijtihad activities within the madhab were carried out vividly without hesitation, in terms of containing the views of the faqihs belonging to the madhab in the later periods on issues that were not included in the founding texts of the first period. After the Hanafi school of law revealed its establishment and first texts in the Iraqi region where it first emerged, it gained widespread acceptance in the regions of Māwaraunnehir and Khorasan. In addition to the commentary of the founding texts, the jurists of this region have put forward a scientific work that can be felt within the madhab, especially on fatwa and nawazil. The works written by two great scholars on the fatwa literature of the Hanafi madhab in the region of Māwaraunnehir in the fifth century of the Hijri gained an important place in the Hanafi jurisprudence of the later period. One of them, Abu Bakr al-Hasîrî (v. 500), is still in manuscript with his work al-Hâwî fi'l-fatâwâ. The other of these works is the book called Umdatu'l-fatawa by Abu Hafs al-Sadr al-Shahid In this study, in addition to analyzing the part of al-Hasiri's work called al-Makrûhat wa'l-mahzûrat, we tried to address the issue of whether the sources, style and subjects of the fatwa are similar and different in the Hanafi fiqh thought of Mâwaraunnehir by comparing the section in question with the section in Sadrushshahid's work that contains the same subjects. Our research consists of an introduction and four chapters. The first chapter is devoted to Imam al-Hasiri and in this chapter the person of al-Hasiri and his work al-Hâwî fi'l-fatawa will be introduced. During this introduction, topics such as the sources used by al-Hasiri, the content he included, the way and style he handled the subjects, and the preferences in his fatwas will be emphasized. In the second part of the research, the personality of al-Sadr as-Shahid and his work called Umdetu'l-fatâva will be introduced. The third chapter is devoted to the comparison of the relevant parts of the works of al-Hasîrî and al-Sadr al-Shahid. The fourth part, which constitutes one of the main parts of our study, consists of the analysis of the part of the work called al-Hâwî fi'l-fatâwâ titled al-Makrûhat wa'l-mahzûrat. In our study, al-Hasîrî's work; In terms of the richness of its content, the abundance of its sources, and the choices it made not only to convey the fatwa, it has been determined that it appeared earlier than the relevant part of al-Sadr al-Shahidd's work. However, it has also been determined that both works have an important place in the fatwa literature as well as the general furu works of the later period.