Küresel siyasette son yıllarda yaşanan değişmelere bağlı olarak uluslararası ilişkiler literatüründe de yeni kavramlar ortaya çıkmakta ve yeni çalışma alanları oluşmaktadır. Özellikle iletişim alanında yaşanan gelişmelerle birlikte 2000'li yıllarda kamu diplomasisi öne çıkan kavramlardan biri olarak dikkat çekmektedir. Dinleme, gastro, spor, kültür gibi çok sayıda alt bileşenden oluşan kamu diplomasisi kamu eliyle direkt olarak hedef ülke halkına yönelik gerçekleşmektedir. Küreselleşmenin artmasıyla kıtalar arası etkileşim de tarihte hiç olmadığı kadar artmıştır. Küresel güney bu süreçte her zamankinden daha ulaşılabilir olmuş ve tarihte sömürgecilikle anılan Afrika, geleneksel sömürgeci güçlerin yanında Çin, Hindistan, Brezilya ve Türkiye gibi devletlerin ilgi gösterdiği yerlerden biri haline gelmiştir. Bu çalışmada, Türkiye için oldukça yeni bir çalışma alanı olan kamu diplomasisi kavramı Sahra Altı Afrika politikası çerçevesinde ele alınacaktır. Çalışma, Nicholas Cull'ın kamu diplomasisi için belirlediği beş bileşen (dinleme, savunuculuk, değişim (mübadele) diplomasisi, kültürel diplomasi, uluslararası yayıncılık) dışında Türkiye'nin Sahra Altı Afrika politikasına uygun görülen insani (yardım) diplomasi ve inanç (temelli) diplomasisini de ele alacaktır. 2002-2018 yılları arasındaki dönemi kapsayan çalışmada, ele alınan 7 bileşenden Türkiye için etkili olanlar belirlenecek ve sonuç kısmında çeşitli önerilerde bulunulacaktır. Çalışma, Türkiye'deki Sahra Altı Afrika çalışmalarından farklı olarak kamu diplomasisi uygulayan kurumlarla ilgili bileşenleri birlikte ele alarak literatüre katkı sağlamayı hedeflemektedir.
Depending on the changes in global politics in recent years, new concepts are emerging in the International Relations literature and new fields of study are formed. Especially with the developments in the field of communication, public diplomacy draws attention as one of the prominent concepts in the 2000s. Public diplomacy, which consists of many sub-components such as listening, gastro, sports and culture, is carried out directly for the people of the target country by the public. With the increase of globalization, intercontinental interaction has increased more than ever before in history. The global south has become more accessible than ever in this process, and Africa, which is known for its colonialism in history, has become one of the places of interest for states such as China, India, Brazil and Türkiye, as well as traditional colonial powers. In this study, the concept of Public Diplomacy, which is a fairly new field of study for Türkiye, will be discussed within the framework of Sub-Saharan Africa policy. Apart from the five components (listening, advocacy, exchange diplomacy, cultural diplomacy, international broadcasting) determined by Nicholas Cull for public diplomacy, the study will also address humanitarian (aid) diplomacy and faith (based) diplomacy, which is considered appropriate for Türkiye's Sub-Saharan Africa policy. In the study covering the period between 2002-2018, the effective ones for Türkiye from the 7 components discussed will be determined and various suggestions will be made in the conclusion part. Unlike Sub-Saharan African