Çeviribilim (ÇB) üst alanı ve tercümebilim (TB) alt alanı alanında yaşanan gelişmeler domino etkisiyle birbirini etkilerken, modern dünyanın gereklilikleri doğrultusunda pratikle teoride arasındaki aşmaz bilim insanlarınca doldurulmaya, farklı ve yenilikçi kavram, yöntem, teori veya modellerle gerektiğinde teknolojiye başvurarak çağın gereklilikleri sağlanmaya çalışılmaktadır. Özellikle süre kısıtlılığı ve çoğu zaman en ufak bir hatayı tolere etmeyen, tercümanları bilişsel yük konusunda zorlayan konferans tercümesi (KT) ve her iki modu olan eşzamanlı tercüme (ET)ve ardıl tercümede (AT) de bütünce tabanlı, yapay zekâ destekli hatta nöral ağların kullanıldığı teknolojilerle en verimli ve en kolay tercüme süreci ve çıktısının elde edilmesi konusunda bilimsel çalışmalar son hızıyla devam etmektedir. Tercüme (işleme) süreci kapsamında başlarda yoğunlukla (ET) olmak üzere KT' nin her iki moduna yönelik modeller üretilmeye II. Dünya Savaşı ve Nuremberg Mahkemeleri akabinde hız kesmeden ivme kazanmıştır. Bu modellerin hem tercüme sürecini hem de tercümanları zorlayan konuları çözümleyebilmek ve bunlara çözüm üretmek için ortaya konduğu bilinmekle beraber, günümüzde sürdürülen çalışmalarda ÇB geneli ve TB özelinde teorik ve pratiğin birçok yönden hala birleştirilemediği konusu eleştirilmektedir. Bu çalışmada şimdilik TB alt alanı olan konferans tercümesi KT ve iki modu olan ET ve AT ye özel (tezin nihai hedefi olarak sonraki çalışmalarda ÇB dahilindeki tüm pratiklerde esneyebilme kabiliyeti sebebiyle) Kişiye Özel Tercüme Modelleme (KÖTM) adıyla yeni bir tercüme ön hazırlık modeli oluşturulmaya çalışılmıştır. KÖTM bir tercüme ön hazırlık modeli olma iddiasında olsa da önerdiği hazırlığın saç ayaklarının zenginliği sayesinde tercümenin en başından sonuna kadar tüm aşamalarına yönelik süreç öncesi-esnası-ve sonrasına yönelik bir sistematik oluşturma hedefindedir. KÖTM ulusal veya uluslararası düzeyde önemli konuşmacıların geçmişteki sözlü metinlerinden hareketle kendilerine has konuşma stillerinin birey dili (idiolect)ne ait, söylemsel, söz sanatsal (retoriksel) ve deyimsel ifadelerinin önceden analiz edilerek erek dildeki en uygun söylemsel ve bağlamsal karşılıklarının bulunarak ve tercümanlara iletilmesiyle AT ve ET 'de kaliteyi artırmayı hedefler. Bu tezin nihai hedefi olan yapay zekâ destekli KÖTM (YZD-KÖTM)' e doğu ilerlerken, KÖTM ün ilk kez bir model olarak tanıtımı gerçekleştirileceği için bu aşamada araştırma öncelikle manuel sürümü ve yeni kavramlarıyla temellendirilecektir. Bu deneysel araştırmada metodolojik olarak keşfedici sıralı karma yöntem kullanılmıştır. İlk olarak tezin konusu olan KÖTM analizi yapılmış, buradan elde edilen nitel veriler sonrasında KÖTM kavramının işlerliği ölçebilmek için ulusal ve uluslararası çapta çalışan tercümanlar üzerinde bir anket uygulanmıştır. Buradan çıkan nitel-nicel verilere tamamlayıcı olarak mülakat gerçekleştirilmiştir. Çıkan sonuçlar değerlendirildiğinde KÖTM' ün bir model olarak olabilirliği ve uygulanabilirliği onaylanmış, konferans tercümesinde tercümanlara sistemli bir ön hazırlık sağlayabileceği, performans anında oluşabilecek söylemsel aktarım zorlukları (olan birey dili, retorik, kültüre özgü ifade, başka eserlerden yapılan alıntıların tercümesi) konusunda tercümanlara katkı sağlayabileceği düşüncesine varılmıştır.
While the developments in the upper field of translation studies (TS) and the subfield of Interpreting Studies (IS) affect each other with a domino effect, in line with the requirements of the modern world, it is tried to be filled by scientists who are intranscendent between practice and theory, and to meet the requirements of the age by applying technology when necessary with different and innovative concepts, methods, theories or models. In particular, scientific studies on the most efficient and easiest interpreting process and output with the technologies using holistic-based, artificial intelligence-supported and even neural networks in conference interpreting (CI) and simultaneous interpreting (SI) and consecutive interpreting (CI), which are both modes of conference interpreting and which do not tolerate the slightest error, continue at full speed. Within the scope of the translation (processing) process, the production of models for both modes of CI, initially mainly SI gained momentum without slowing down after World War II and the Nuremberg Trials. Although it is known that these models have been put forward in order to be able to analyze and produce solutions to both the interpreting process and the issues that challenge the interpreters, it is criticized that theoretical and practical can still not be combined in many ways in the studies carried out today in terms of TS in general and IS in particular. In this study, it was tried to create a new interpreting preliminary preparation model called Personalized Interpreting Modeling (PIM) specific to conference interpeting which is currently the sub-field of IS and SI and CI, which are its two modes (due to its ability to flex in all practices within the TS, in subsequent studies it might be used in translation actions as one of the ultimate goal of this thesis). Although PIM claims to be an interpreting preliminiary preparation model, it aims to create a system for the before/pre-during-and after/post-stages of the interpreting process from the very beginning to the end thanks to the richness of the main bases of the preparation it proposes. The PIM aims to improve the quality of SI and CI by analyzing the discursive, rhetorical, artistic (rhetorical) and idiomatic expressions of their unique speech styles belonging to the individual language (idiolect) based on the past oral texts of important speakers at national or international level, finding the most appropriate discursive and contextual equivalents in the language and communicating them to the interpreters. As we move towards the artificial intelligence-supported PIM (AIA-PIM), which is the ultimate goal of this thesis, The research will be based primarily on its manual version and new concepts at this stage, as it will be introduced as a model for the first time. In this experimental research, methodologically, exploratory sequential mixed method was used. First, the analysis of PIM, which is the subject of the thesis, was carried out, and after the qualitative data obtained from this, a questionnaire was applied on interpreters working nationally and internationally in order to measure the operability of the concept of PIM. An interview was conducted as a complement to the qualitative-quantitative data obtained from this. When the results were evaluated, the possibility and applicability of the PIM as a model was confirmed, and it was thought that it could provide a systematic preliminary preparation model to the interpreters in the conference interpreting and contribute to the discursive transmission difficulties (idiolectic, rhetoric, culture-specific expression, translation of quotations from other works) that may occur at the time of performance.