Fransızcadan dilimize geçen sekülarizm, Latincede çağ, yüzyıl, nesil, dünyevi anlamlarına gelen "saeculum" kelimesinden türemiştir. Kavram, Bizans İmparatoru I. Konstantin (MS 272-337) zamanında ortaya çıkmıştır. XIII. ve XIV. yüzyıllarda nominalizm akımıyla varlığını gösteren terim, XVI. yüzyılda Martin Luther'le tekrar gündeme gelmiştir. Bilindiği üzere Orta Çağ'da Roma Katolik Kilisesi önemli bir otoriteydi. Skolastik anlayışa dayanan Kilise, zamanla dünyevi alanla daha fazla ilgilenir oldu, zenginleşti ve arazilerini genişletti. Yozlaşan Hristiyanlığı tekrar özüne döndürmek isteyen Luther, Reform hareketini başlattı. 1648'de yapılan Vestfalya Antlaşması'nın bir maddesinde geçen sekülarizm, bugün yine gündemdedir. Hukuksal boyutu olan kavramın günümüzde felsefi ve sosyal boyutları da ortaya çıkmıştır. XVII. yüzyıl Avrupa'sında gelişen Rönesans hümanizmi bilim, felsefe, edebiyat ve eğitim alanlarında ilerlemelere yol açarken Reformasyon, Hristiyanlığın düzenlemesini, din devleti yerine yeryüzü devlet düzeninin kurulmasını sağlamıştır. Fransız İhtilali ile imparatorluklar yıkılmış, insan hakları, eşitlik, adalet, özgürlük ve demokrasi gibi kavramlar ortaya çıkmıştır. Bu özerkleşme sürecinin bir parçası da birey olmuştur. Bireycilik, felsefede insanla ilgili her sorunun irdelendiği bir disiplin olarak yeniden ele alınmaya başlamıştır. İnsanı temel alan hümanizm, modern insanın yeni dünya görüşü ve yaşam anlayışı olarak anlam kazanmıştır. Bütün bu gelişmelerle Avrupa siyasetinin, felsefesinin, teolojisinin, estetiğinin, hukukunun ve kültürünün tarihte geçirdiği birçok dönüşüm, Avrupa'nın aydınlanmasına ve sekülerleşmesine öncülük etmiştir. Bu çalışmada amacım, kavramın tarihteki anlamını, hangi amaçla kullanıldığını, kavram kargaşasına yol açan durumları ve terime eşanlamda eşlik eden kelimeleri açıklamak, Rönesans'tan başlayan insan merkezli hümanist yaklaşımın edebiyata yansımasını ve sekülarizmle estetizasyon arasındaki ilişkiyi Aydınlanma Çağı yazarları tarafından yazılmış üç eser; Bilge Nathan, Notre Dame'ın Kamburu ve Dokumacılar üzerinden gösterebilmektir.
Secularism, which has passed into our language from French, is derived from the Latin word "saeculum", which means age, century, generation, worldly. The concept emerged during the reign of Byzantine Emperor Constantine I (272-337 AD). The term which manifested itself via nominalism in the 13th and 14th centuries, came to the fore again in the 16th century by Martin Luther. As is known, the Roman Catholic Church was an important authority in the Middle Ages. The Church, which based on the scholastic thought, became more interested in the worldly realm in the course of time, became rich and expanded its lands. Luther, who wanted to get the degenerated Christianity gone back to its basics, started the reform. Secularism, which was mentioned in an article of the Treaty of Westphalia that signed in 1648, is on the agenda again today. Nowadays, the philosophical and social dimensions of the concept, which has a legal dimension, have also emerged. While the humanism of the Renaissance, which developed in seventeenth-century Europe, led to progress in science, philosophy, literature and education, the Reformation provided the regulation of Christianity and the establishment of the worldly state order instead of the theocratic state. Empires were fallen and concepts such as human rights, equality, justice, freedom and democracy emerged by the French Revolution. The individual has been a part of this process of autonomy. Individualism begins to be considered again as a discipline in which everything that is a problem in human thought is examined in philosophy. Humanism, which is based on human, gains meaning as the new world view and understanding of life of modern man. With all these developments, many transformations of European politics, philosophy, theology, aesthetics, law and culture in history led to the enlightenment and secularization of Europe. In this study, my aim is to explain the meaning of the concept in history, for what purpose it is used, the situations that lead to the confusion of the concept and the words accompanying the term as synonyms and to show the reflection of the human-centered humanistic approach, which starting from the Renaissance, to literature and the relationship between secularism and aestheticization through three works, Wise Nathan, The Hunchback of Notre Dame and The Weavers written by the authors of the Age of Enlightenment.