Bu çalışmanın temel amacı, bireylerin sağlık bilgi mahremiyeti endişesi düzeylerini, endişeye etki eden faktörleri ve bilgi mahremiyeti endişesi nedeniyle sergilenebilecek korunma davranışlarını ve bu davranışlara etki eden faktörleri belirlemektir. Ayrıca, bu amaçlar doğrultusunda Türkçe bir ölçme aracının uyarlaması da amaçlanmıştır. Çalışma dört bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde, mahremiyet ve mahremiyet endişesi kavramları ile bu endişenin olası nedenleri ulusal ve uluslararası literatürde göre tartışılmıştır. İkinci bölümde, çalışmanın yöntemi açıklanmış ve kullanılan ölçme aracı tanıtılmıştır. Üçüncü bölümde, çalışmanın amaçları doğrultusunda gerçekleştirilen istatistiksel analizlerin bulguları sunulmuştur. Son bölümde ise elde edilen bulgular tartışılmış ve öneriler geliştirilmiştir. Bu çalışmada, veri toplama aracı olarak Türkçe uyarlaması yapılan bilgi mahremiyeti endişesi ölçeği ve ilgili literatürden elde edilen anket formları kullanılmıştır. Veri toplama sürecinde Ankara ilinde toplam 692 katılımcıdan veri elde edilmiştir. Elde edilen verilerin geçerlik ve güvenirlik analizleri yapılmıştır. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistiksel yöntemler ve lojistik regresyon analizi kullanılmıştır. Araştırmanın bulgularında katılımcılar arasında, kişisel sağlık bilgilerinin gizliliği endişesi nedeniyle bilgi saklama eğilimi ve sağlık hizmetlerini ertelemek gibi korunma davranışları gözlemlenmiştir. Araştırma, bilgi mahremiyeti endişesinin bilgi toplama, bilgi hatası, yetkisiz erişim ve ikincil kullanım olmak üzere dört boyuttan oluştuğunu ortaya koymuştur. Bulgulara göre, bireylerin bilgi toplama endişesiyle doktordan ve sağlık kurumundan bilgi saklama davranışları arasında bir ilişki vardır. Bilgi toplama endişesi, bireylerin kişisel sağlık bilgilerini daha az ifşa etmelerine ve bilgi saklama olasılığının artmasına yol açmaktadır. Ayrıca, bilgi toplama endişesi, bireylerin doktorlarına bilerek yanlış sağlık bilgisi verme davranışını artırırken, sağlık hizmetlerini ertelemeleri veya almamaları olasılığını da artırmaktadır. Mahremiyet ihlali deneyimleri ve medyada mahremiyet ihlali haberlerine maruz kalmanın bireylerin endişelerini ve davranışlarını etkilediği belirlenmiştir. Önceden sağlık bilgilerinin ihlal edildiğini düşünen bireyler, bilgi toplama endişesi, bilgi saklama, doktordan ve sağlık kurumundan bilgi saklama, doktordan hakkındaki bilgiyi kaydetmemesini isteme ve başka bir tanı yazılmasını isteme olasılıklarının arttığını göstermektedir. Hasta-hekim iletişimi ve teknolojik mekanizmalara olan güvenin, sağlık bilgileriyle ilgili endişeler ve korunma davranışları üzerinde önemli bir rol oynadığı tespit edilmiştir. Hekimleri ile iyi iletişim kuran katılımcılar, sağlık bilgilerinin ikincil kullanımı konusunda daha fazla endişe duymaktadır, ancak sağlık hizmetlerini ertelememe veya almama olasılıkları daha düşük olduğu görülmüştür. Ayrıca, bireylerin kendilerini internet ve bilgi teknolojilerini anlama ve kullanma konusunda yeterli hissetmeleri, sağlık bilgilerinin ikincil kullanımı endişesini arttırmaktadır. Bu durumun aksine sağlık hizmeti kalitesini yüksek değerlendiren katılımcıların bilgi toplama endişesi olasılıklarının daha düşük olduğu görülmüştür. Bu araştırmanın bulguları, sağlık hizmetlerindeki bilgi mahremiyeti politikalarının güçlendirilmesi ve iletişim stratejilerinin geliştirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.
The primary objective of this study is to determine the levels of individuals' concern about health information privacy, the factors influencing this concern, and the protective behaviors that may be displayed due to concerns about information privacy, along with the factors influencing these behaviors. Additionally, one of the aims is to adapt a Turkish measurement tool for these objectives. The study consists of four parts. In the first part, concepts of privacy and privacy concerns, as well as potential causes of these concerns, are discussed according to national and international literature. In the second part, the methodology of the study is explained, and the measurement tool used is introduced. The third part presents the findings of the statistical analyses conducted in line with the objectives of the study. In the final part, the obtained findings are discussed, and recommendations are developed. In this study, the Turkish adaptation of the information privacy concern scale and survey forms obtained from related literature were used as data collection tools. Data was collected from a total of 692 participants in the province of Ankara during the data collection process. Validity and reliability analyses of the obtained data were conducted. Descriptive statistical methods and logistic regression analysis were used in the analysis of the data. The study's findings indicate protective behaviors such as the tendency to withhold information and postpone health services due to concerns about the confidentiality of personal health information among participants. The study reveals that information privacy concern consists of four dimensions: information collection, information error, unauthorized access, and secondary use. According to the findings, there is a relationship between individuals' information collection concern and their behavior of withholding information from doctors and health institutions. Information collection concern leads individuals to disclose less of their personal health information, increasing the likelihood of information withholding. Moreover, information collection concern increases the behavior of intentionally providing incorrect health information to their doctors and also increases the likelihood of delaying or not obtaining health services. It has been determined that experiences of privacy violations and exposure to news of privacy violations in the media affect individuals' concerns and behaviors. Individuals who believe their health information has been violated before show an increased likelihood of information collection concern, information withholding, withholding information from doctors and health institutions, requesting doctors not to record information about them, and requesting another diagnosis to be written. Trust in patient-doctor communication and technological mechanisms has been found to play a significant role in concerns related to health information and protective behaviors. Participants who have good communication with their doctors are more concerned about the secondary use of their health information, but their likelihood of delaying or not obtaining health services is lower. Additionally, individuals feeling competent in understanding and using the internet and information technologies increases their concern about the secondary use of health information. Contrarily, participants who rated the quality of health service highly have been found to have lower probabilities of information collection concern. The findings of this study emphasize the need to strengthen information privacy policies in health services and develop communication strategies.